Onların bir hikayesi var. 65 gönüllü insanın bu kente ve Türkiye’ye ve hatta dünyaya kucak açan sıcak bir hikayesi. Gelin hep birlikte onların hikayesine dinleyelim. Bilemezsiniz belki yarın bu insanların eli, sizi ölümden kurtaracak!
65 GÖNÜLLÜ ÜYE ÇALIŞIYOR
Ömer Canayakın Kimdir? Dorlion Arama Kurtarma nasıl ve hangi koşullarda doğdu?
Emekli Hava Astsubayıyım. 2005’ten beri Eskişehir’de yaşıyorum. Dorlion Arama Kurtarmanın kurucusu ve başkanıyım. Yıllardır arama kurtarma faaliyetlerini takip ediyorum.. Gördüm ki Türkiye’de çok sayıda arama kurtarma ekibi var ama hala böyle bir ihtiyaç var. Sayıları yetersiz ve özellikle de büyük afetlerde büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bununla ilgili arkadaşlarımla konuştum bu konuda böyle bir ekip kurabilir miyiz diye. Arama Kurtarmada ekiplerinde birinci faktör insandır. Gönüllü kişilere ulaşmak gerekiyor. Benim de çevremde bu konuda gönüllü insanlar vardı. Bir araya geldik, ekibimizi kurduk ve eğitimlerimize bu şekilde başladık. Şuanda 65 üyeye ulaştık ama yine de yeterli bir sayı değil. Daha çok insan daha fazla olaya ve insana ulaşmak demektir.
KURUMLAR ARASI İŞBİRLİĞİ
Hangi kurumlarla birlikte çalışıyorsunuz? Ortak hareket ettiğiniz durumlar oluyor mu?
Belediyeler bünyesinde bir acil kurtarma ya da müdahale ekibi yok. En son Odunpazarı Belediyesi ile birlikte bir protokol imzaladık. İhtiyaç halinde ekibimiz ile birlikte yardım edilmesi konusunda. Bizim destek duyduğumuz halinde onlar da ellerindeki imkân dâhilinde bize destek verecek. Eski adı Sivil Savunma Müdürlüğü şimdiki adı AFAD olan Başbakanlığa bağlı devletin resmi arama kurtarma ekibidir. Her operasyonda AFAD’a bilgi düştüğü anda haberleşip birlikte o olaya gidip çalışma yürütüyoruz. Birlikte koordinasyonumuz üst seviyede.
UZMAN EĞİTMENLER GÖREVDE
Ekibiniz içerisinde alanında uzman kişilere de yer veriyorsunuz. Bize ekibinizdeki kişilerden, verilen eğitimlerde söz eder misiniz?
Ekibimiz içerisinde konularında uzman insanlar var ve bu bize çok büyük avantaj sağlıyor. Bir emekli sat komando eğitmeni olan Hakan Çalışkan arkadaşımız var. Kendisi doğa ve su konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biridir. Bir diğer arkadaşımız Hüseyin Dönmezoğlu Dağcılık Federasyonu ikinci kademe antrenörüdür. Korhan Keskin arkadaşımız Kentsel arama ve kurtarma faaliyetlerinde danışmanlık yapmaktadır. Bunun gibi çok sayıda uzman kişiler var ve bu kişiler kendi alanları ile ilgili üyelerimizin ve gönüllülerimizin eğitimlerini sürdürüyorlar. Her Salı Kent Park’ta 22.00-23.00 arası yüzme faaliyetimiz var. Dalış ekibimiz düzenli olarak burada eğitimini haftalık sürdürür. Her Perşembe aksamı Yunus Emre Kültür Merkezi’nde toplantı yapıyoruz. Orada hem gündemdeki olayları değerlendiriyoruz hem de teori eğitimlerimizi yapıyoruz. Hafta sonları da araziye çıkıyoruz. Uygulamalı eğitim veriyoruz.
BU KONUDA ÖNCÜYÜZ
Arazilerdeki eğitimlerimiz için iki tane köpek aldık. Weimaraner cinsi Kuzey ve Gümüş isimlerinde. Bu konuda Türkiye’de öncü olduğumuzu ve olacağımızı düşünüyorum. Bir baktık ki arama kurtarma ekipleri enkazdan yaralı kurtarma ve ceset bulup çıkarma eğitimleri alıyor. Daha çok enkazda arama yapan köpekler kullanılıyor. Ama doğada kaybolma olayı çok farklı bir olay. Köpeklerin de bu alanda özel yetenekli olması ve eğitilmesi gerekiyor. Bu konudaki köpek eksikliğini tespit ettik. Dünyada bu konuda en iyi olan iki cins köpekten birisi Weimaraner cinsi köpekler. Biz bu cinslerden birini yurt dışından olmak üzere bir erkek bir dişi olmak üzere iki tane bulduk. Şu an bunları eğitiyoruz. Eğitimler tamamlandıktan sonra değil Eskişehir, tüm Türkiye’de kaybolmalarda görev yapacaklar.
DALIŞTA SERTİFİKA SORUNU VAR
Yakın bir süre önce Porsuk Çayı’nda, suya düşen bir gencin cesedini çıkaran ekip sizdiniz. Eskişehir’de su altı dalışı konusunda bu tür olaylarda müdahale eden bir ekip yok. Ankara’dan hep ekip beklenirdi. Nasıl oldu bu durum?
Suda arama kurtarma olayı değişiyor. Sudan cansız bir bedene dokunmanız ya da çıkarmanız savcılığın iznine bağlı. Hem de yetkili sertifikanız olması lazım bu konuda. Ancak Eskişehir’deki birimlerin su altı dalışı konusunda kurbağa adam sertifikalı kimse yok. Bizim ekimizde de balıkadam sertifikalı bir arkadaşımız var. Diğer uzman dalgıç ve eğitmen arkadaşlarımız var. Bu ekibimiz ile ilgili biz Emniyet Müdürlüğümüz ile görüştük. Talep gelirse biz gidip destek verebiliriz, dalabiliriz, çıkarırız, ve zamanında yetişebilirsek sağ kurtarabiliriz diye. Biz bu bilgi ve donanıma sahip bir ekibiz ve çağırırsanız geliriz dedik. Porsuk’taki bu olayda da bize haber verdiler.. Böyle bir olay var yapar mısınız? Dediler biz de gidip çıkardık. Bu işi bu kentte birilerin yapması gerekiyor ve biz yapıyoruz ancak bununla ilgili donanım sıkıntımız var. Dalışla ilgili bir takım malzeme eksikliklerimiz var. Bu konuda itfaiyeden destek istedik. Aslında ekipmanımız olsa biz daha hızlı ve kolay müdahale edebiliriz. Bu konuda desteğe ihtiyacımız var. Bu da ekonomik bir durum. Gönüllülük esası olduğu için kendi imkânlarımız her türlü donanımı karşılamada zayıf kalıyoruz..
Sertifika konusunda bir çalışmanız var mı dalış konusunda?
Bazı arkadaşlarımız bu sertifikayı almak için eğitimlerine başladılar.. devam ediyor. Çifteler Dalış. Ekibimizden bir kişinin balıkadam sertifikası alması için ortalama 2 yıl süren eğitime tabi tutulması gerekiyor. Bizim ekibimize giren her gönüllü arkadaşımız önce Kızılay’dan ilk yardım eğitimi ve sertifikasını almak zorunda. Bu sertifika sonrasında diğer eğitimlere katılıyorlar.
BİR CAN KURTARSAK YETER
Ekibinizdeki gurupları bize tanıtır mısınız? Kaç ayrı ekip var ve hangi alanlarda çalışıyorlar?
Dağ arama kurtarma ekibi, suda arama kurtarma ekibi, arazide tarama ekibi ve kentsel arama (deprem, yangın,sel,, trafik kazaları gibi) doğal afetlere müdahale eden ekibimiz var. Her ekibin başında da sertifikalı ve yetkili eğitmenlerimiz var. Bu eğitimlerimiz kısa süreli eğitimler değil. Bugün Dağcılık Federasyonu eğitimine gitseniz yaklaşık 2 yıl eğitim almanız gerekiyor dağcılık lisansı almanız için. 1,5 yılda biz çok büyük yol kat ettik. Biz ekiplerimizi Türkiye’nin bu alandaki en iyi ekiplerinden biri yaptık. Bir iş yapacaksan en iyisini yapacaksın, o işin hakkını vereceksin felsefesi ile hareket ediyoruz. İçi boş ve sadece görüntüden oluşan bir ekip kurmak istemedik. Kendi alanında hiçbir eksiği olmayan ve işini en iyi yapan tamamen gönüllük esasına dayalı ekipler kurduk. Başından beri böyle hareket ettik bunu da sürdürüyoruz. Hep söylediğimiz bir şey var, “Bir can kurtarsak yeter.”
SOSYAL PROJELER YAPIYORUZ
Bildiğimiz kadarıyla siz sadece can kurtarma alanında değil, sosyal projelerde de aktif olarak çalışan bir birimsiniz. Bize bu alandaki çalışmalarınızdan da söz eder misiniz?
Evet, biz sadece arama ve kurtarma yapmıyoruz. Sosyal projeler de yürütüyoruz. Lösemili çocukları mızı her yıl düzenli olarak ziyarete gidiyoruz. Onlar için bir şeyler yapıyoruz. Huzur evlerini ziyaret ediyoruz. Sorduk büyüklerimizi nasıl mutlu edebiliriz. Dediler ki fasıl ekibi getirirseniz çok mutlu olurlar. Biz de fasıl ekibi ile gittik. Onlarla birlikte dinledik oynadık. Mutlu ettik mutlu olduk. 23 Nisan’da çocuklara yönelik kıyafet, oyuncak, kitap Türkiye’nin her yerinden toplayıp bunları ihtiyaç sahibi çocuklarımıza ulaştıracağız. Bunu geçen yıl da yaptık. Bir yüzde bir gülümseme bir yürekte bir küçük huzur sağlayabiliyorsak, en büyük ödülü de almış oluyoruz. Ekibimizin yarısı bayan üyelerden oluşmakta. Onlar da kendi içerisinde kadınlar olarak bir dayanışma başlattılar. Ayda iki kere toplantılar yapıp bu tür sosyal faaliyetlerimizi yürütüp organize ediyorlar.
Hiç unutamadığınız bir anınız var mı?
Bir süre önce tünelden sağ olarak çıkardığımız bir vatandaşa geçmiş olsun ziyaretine gitmiştik. Orada vatandaşımızın çocuklarının boynuma sıkı sıkı sarılıp ‘iyiki varsınız’ demeleri benim ne kadar doğru yolda olduğumu bir kez daha görmemi sağlamış ve çok duygulanmıştım. Aslında sağ kurtardığımız her vatandaşımızda çok duygusal anlar yaşıyorum.
DESTEK VERİLMESİ ŞART
Yaşadığınız en büyük sorun ya da sıkıntı nedir?
İmkânlarımız kısıtlı. Tamamen gönüllülük esasına dayalı olduğu için maddi konularda bazı durumlarda eksik kalabiliyoruz. Mesela Nepal’de yaşanan depremde birkaç arkadaş gidip oradaki çalışmalara katılmak istedik. Sonuçta amacımız can kurtarmak. Orada da tek bir canı bile kurtarsak bu bizim için en büyük ödüldür. Ama ekonomik imkânsızlıktan dolayı gidemedik. Bizim en büyük amacımız insan hayatı kurtarmak. İnsana dokunmak. İnsana fayda sağlamak. Bunu yapacak istek, emek, yürek ve inancımız var. Ama ekonomik olarak zorlanıyoruz. Üyelerimiz kendi imkânları çerçevesinde hareket ediyor. Eskişehir’de duyarlı iş adamlar, kurum ve kuruluşlar ve yöneticilerimizden bu konuda bir destek bekliyoruz. Yardımda bulunan Arıman Ticaret, Odunpazarı Belediyesi, 2A iş güvenliği gibi kurumlar mevcut. Fakat daha fazla bir yardım ve destek beklide bir insana çok daha kısa sürede daha hızlı ulaşmamızı ve o hayatı kurtarmamızı sağlayabilir. Biz şu anda operasyonlara giderken, eğitimlere giderken kendi şahsi araçlarımızla gidiyoruz. Bir eğitim olacağı zaman tek bir araçta toplanıp gidemiyoruz. Herkes kendi çabasıyla geliyor.Buda bize zaman kaybettiriyor.
DÜNYAYA YAYILMAK İSTİYORUZ
Önümüzdeki dönemdeki hedefleriniz nelerdir?
En büyük hedefimiz, gönlümüzden geçen, dünyanın her bir tarafına gidip işimizi yapabilir hale gelmek. Biraz daha kurumlardan kişilerden iş adamlarından destek alabilirsek yapamayacağımız hiçbir şey yok inanın.. Daha çok insana ulaşalım daha çok kişiye fayda sağlayalım istiyoruz.Bununla ilgili çabamızdan da asla vazgeçmeyeceğiz.