Siyaset

12 Eylül bir ölüp bin dirildiğimiz bir gün

Abone Ol

MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir, 12 Eylül 1980’in ölümü öldürdürdükleri, bir ölüp bin dirildikleri bir gün daha olduğunu söyledi.

“Biz ölümlerin yıldıramadığı, ‘Ya istiklâl ya ölüm’ parolası ile ölüme meydan okuyan, büyük bir adanmışlık ve cesaret örneği göstererek ölüme yürüyen tunç yürekli TÜRKLERİZ” diyen Candemir açıklamasında şunları söyledi:

“Milliyetçi Hareket Partisi 50 yıllık şerefli mazisinde demokrasi mücadelesi vermiş ve bu uğurda gerek kanıyla, gerekse canıyla bedeller ödemiştir.

Milliyetçi-Ülkücü hareket vatandaşın hür iradesinin dışında başka hiçbir iradeye asla boyun eğmemiştir. Biz en güçlü iradenin demokrasi en güçlü fikrin Türk milliyetçiliği olduğu fikrini benimsiyoruz. Öyle ki, bu vatan zora girdiğinde ortalıkta kimse yokken sağına soluna bakmadan başka kim var demeden meydana atılanlar bu şerefli, bu kut'lu hareketin öpöz evlatlarıdır. Vatanını, milletini, bayrağını sevmenin bedelini canları ile ödemiş Allah tarafından şehitlik mertebesi ile taçlandırılmış 9 gencecik fidanımız; Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Selçuk Duracık..

Kavgası da, aşkı da, mücadelesi de, vatan millet bayrak olan 9 gencecik fidanın en güzel baharları hazana döndü, hikayeleri, hayâlleri, sevdaları yarım kaldı.. İşte bundandır bizim Eylülleri sevemeyişimiz, gözlerimizin buğusu, yüreklerimizin gamı kederi bundandır.. Onlar ölüme dimdik, büyük bir vakurla, cesaret ve adanmışlık timsali göstererek yürüdüler.

Onlar, asılmaya giderken gardiyanlar koluna girmek isteyince ‘lüzum yoktur, düğünüme gider gibi güçlüyüm’ cevabını verdiler. ‘Ağlamayın, yeniden doğmaya gidiyorum’ diyerek şehadete kavuştular.

Onlar, son bir isteğin var mı diye sorulduğunda bir Kuran-ı Kerim ve bir de bayrak isteyip, Türk bayrağını ve Kuranı öperek başına götürdüler. Korkmamızı bekliyorlar, korkmayacağız diyerek idam taburesini kendi ayaklarıyla itelediler.

Onlar, celladından helallik isteyen ve bize kut'lu mirası bırakanlar..

Onlar, ‘Yüce Rabbimize kavuşuyoruz. Onun için bizler üzülmüyoruz. Sizler de üzülmeyin’ diyerek Rahmeti Rahman'a kavuşup cenneti tadanlar..

İşte böyle bir neslin evlatları, kardeşleri, ağabeyleriyiz.. Onlar imanları ile ölümü korkutan 9 gencecik fidan..

Biz, ‘Ya istiklâl ya ölüm’ ruhuyla hareket eden ölümü öldürenleriz.

Biz, varlığını Türk varlığına armağan eden aziz Türk milletinin evlatlarıyız.

Biz, en karanlık anlarda dahi umudu yeşerten Türkleriz.                   

Biz, vatanını sevmekten onun uğruna ölmekten korkmayanlarız.

Biz, Milliyetçi-Ülkücü hareketiz.

Biz, 12 Eylül’ü unutmayacak, unutturmayacağız!

Başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş olmak üzere, edebiyete irtihal etmiş şehadet şerbetini içmiş 9 gencecik fidanımızın ve tüm şehitlerimizin ruhları şâd, makamları kutlu olsun.

Allah cümle şehitlerimizden ve bu sancağı yere düşürmeyen tüm Ülkü erlerinden razı olsun. Bu kut'lu davayı en iyi şekilde temsil etmek daha ileriye taşımak temennisiyle.”