Eskişehir’de olup Dünyada ve Türkiye’de ilk ve tek ünvanına sahip olan yer neresidir?
Yazımıza yine bir soruyla başladık.
Düşündünüz mü bilmem ama neden soru sorup duruyorsun diye.
Anlatayım efendim, konuya ilgiyi çekmek ve devamında sizlerin hafızasında kalmasını sağlayıp, problem konusunda bilinçlenmenize sebep olması içindir.
Evet gelelim cevaba.
Eskişehir’in çok büyük bir bölümünün günlük hayatta önünden yanında, yöresinden geçtiğimiz Muttalıb’a giderken solda olan.
Sarıcakaya yada Mihalgazi’den gelirken sağında kalan ya da Sakintepe’den geliş yönünde Esentepe-Sütlüce girişine doğru solda olan Eskişehir Teknik Üniversitesi Hasan Polatkan Havaalanı.
Evet şehir merkezine 2.7 km uzaklıkta2739 metre pist uzunluğu, 30 metre pist genişliğiyle dünyada Uluslararası Sivil havacılık teşkilatı ICAO tarafından denetlenip, belgelendirilip, tescil edilen bir üniversite’ye ait ilk ve tek dünya standartlarında olan havaalanı bugünkü yazı konumuz anlayacağınız.
Başlıyalım isterseniz.
Havaalanımız 20.07.2007 tarihinde tüm kıstasları tamamlamış ve ulusal ve uluslararası 5700 kg altı tüm uçakların kullanımına müsait olduğundan uçuşlara açılmıştır.
Açıldığı günden bugüne her hafta ortalama 8 karşılıklı sefer ve 24 saat esasında hizmet verebilecek alt yapı ve teknik imkan ile ikmal ekipman ve yetişmiş personeliyle hizmetine devam etmektedir.
Havaalanında Eskişehir Teknik Üniversitesi bünyesinde bulunan Havacılık ve Uzay Bilimleri fakültesi öğrencilerine envanterinde bulunan 13 uçak filosuyla, hangarları ve yenilenmiş fiziki yapılaşmayla sürekli bir eğitim devam etmektedir.
Özellikle Eskişehir ve Emirdağlı hemşehrilerimizin talebi karşılığı hafta boyunca özellikle Brüksel seferleri yapılmaktadır.
Yalnızca şu rakam size bilgi için yeterlidir diyorum.
2021 yılında havaalanımızı toplamda 99172 yolcu tarafından kullanmıştır.
Yani üzerinde durulmadan, desteklenmeden ve kendiliğinden gelişen bir ihtiyaç sonucu 100.000 yolcu kapasitesiyle oluşmuş, gerçekleşmiştir.
Havaalanı Ulaştırma bakanlığına bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü denetimi altında olup THY ve diğer özel havayolu şirketlerinin birimleri bulunmaktadır.
Konunun bilgilendirmesini ve teknik yönlerini rakamlarla anlattığımı sanıyorum.
Şimdi geçmiş siyasi hafızamda kalan bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
2006 yılı sürecinde havaalanımız pist konusu gündeme gelmiş ve o zaman sürecin uzatılması ve olumsuz yönde gelişmeleri eleştirmek için o dönem Anadolu Üniversitesi Havaalanı’nın Kütahya’da yapılan havaalanına kurban edildiğini basın açıklamamla kamuoyuna açıklayıp paylaşmıştım.
İlerleyen günlerde Maliye bakanı Sayın Kemal Unakıtan’ın işin yavaşlamasına engel olan alt yapıyı hızlandırmayan kurum müdürlerine bir güzel fırçasıyla açılış 20.07.2007 tarihinde yapılmıştı.
Açılışta O zaman Ulaştırma bakanı olan Sayın Binali Yıldırım “ Eskişehir havaalanı tıkır tıkır çalışmaya devam etsin” meşhur cümlesini kurmuştu.
Şehir merkezine çok yakın, mükemmel bir alt yapı, potansiyel merkezi Emirdağ ve Sanayi merkezleri olan Eskişehir Osb ve Bozüyük Osb ye 20 dakikalık mesafede olan havaalanımız maalesef yine önümüzdeki süreçte olumsuz anlamda gündem olacak ve bunu daha çok konuşacağız.
Yazılı olmayan ama dillendiren birkaç iddia gerçekten mide bulandırıcı ve yuh dedirtecek cinsten…
Tanınmış bir havayolu şirketi havaalanının da büro açmak ve uçuşlara başlamak için yer istiyor.
Burada hemen bir irade devreye giriyor ve burası kapanacak onun için Kütahya Zafer Havaalanından size yer verelim deniliyor, uçuşları oraya göre planlayın deniliyor.
Havalanında bulunan şirketlerin personeline havaalanının yalnızca eğitim uçuşlarında kullanılacağı ve burada Ulaştırma bakanlığıyla, Türk Hava Yollarına ait birimlerin Kütahya Zafer Havaalanına taşınacağı söyleniyormuş.
Bu iddialar önü arkası olmayan ya da sallantılı laflar değil.
Uçak bileti satan acentada, sektörün paydaşlarında her kademede teyitlenen ve belirsizliğin yaşanma korkusu hissedildiğinden konuşulmakta.
Buyurun buradan yakın derim öncelikle ne Zafer Havaalınıymış arkadaş…
Birisi bir yanlış hepaslama yaptı, faturası Eskişehir’de bize çıkıyor ya helal olsun…
Tabi bu noktada Eskişehir kadersizliği de teken olarak karşımıza çıkıyor.
Eskişehir’in sahipsizliği birilerini oldukça cesaretlendirmiş olacak ki bu şehre büyük bir kolaylık ve katma değer sağlayan ve geliştiğinde kapasitenin büyük boyutlara ulaşacak bir değer çatır çatır bu şehirden sökülecek görün bakın.
Yazın bir tarafa bu işe yine sen, ben tepki vereceğiz esas masaya yumruk vurması gerekenlerin gıkı bile çıkamayacak.
Ama giden gittiğiyle kalacak.
Diğer kurumlarımızda böyle olmadımı?
Yaz dönemi hareketliliğin artacağı, umre ve hac organizasyonlarının başlayacağı ve salgın sonrası talep patlaması başlanacağı bir anda ayak sesleri duyulan bu yaşanacaklara şimdiden yazıklar olsun diyorum.
Olan Bahtsız Eskişehir’e olacak yine budanacağız ve bir değerimiz daha bitecek, gidecek ya da kapanacak.
Cümlelerime burada son verirken sözü muhataplarına bırakıyorum…
Aklıma bir şarkı geliyor.
Sevdamız bitmesin
Hiç bitmeyen Alpu yolu gibi ya da Afyon yolu gibi.
Sen gitme
Aöf parasının gittiği gibi.
Canım Eskişehirim seni çok seviyorum.
Sevgiyle, Eskişehirli kalın.