Sağlık Haberleri

“Ağrı kesiciler fıtığı tedavi etmez”

Abone Ol

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç.Dr.Ahmet İnanır , fıtıklarda ağrı kesici kullanmanın tedavi sağlamayacağını sadece anlık ağrıyı azaltabileceğinin altını çizdi.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç.Dr.Ahmet İnanır, fıtık ağrılarına ilişkim bilgiler verdi. Doç. Dr. Ahmet İnanır, özellikle çalışan kesimi etkisi altına alan bel ve boyun fıtıklarının her yaş grubunda ortaya çıkan ve gittikçe artan önemli bir sorun olduğunu söyleyerek, “Bilinmesi gereken şu ki; Fıtıklarda ağrı kesici kullanmak fıtığı tedavi etmeyi değil ağrıyı kesmeyi amaçlar”dedi.

Bel ve boyun fıtıkları oluşumuna değinen Doç.Dr.Ahmet İnanır, “Omurlar arasında olan ve süspansiyon görevi gören disk aniden veya yavaş yavaş bozulabilmekte veya bozulmaya devam etmekte ve dış tabakaları yırtılabilmekte, diskin merkezinde olan jöle kısım dışa sızarak sinire basınç veya bası yaparak ağrı gibi bulgulara neden olmaktadır” şeklinde bilgi verdi.

Belirtileri nelerdir ?

DOÇ. DR. AHMET İNANIR FITIK VE FITIK AĞRILARIYLA İLGİLİ ŞU BİLGİLERİ VERDİ:

“En sık bulgu olarak ağrı, uyuşma, karıncalanma ve kuvvet kaybı ile karşımıza çıkmaktadır. Çok nadiren de cerrahi gerektirebilen düşük ayak ve idrar veya gaita kaçırma bulgularına neden olabilmektedir.

BEL VE BOYUN FITIKLARINDA AĞRI KESİCİ KULLANMAK NE KADAR ETKİLİDİR ?

Bilinçli olarak ağrıyı kesmeyi hedefleyerek verilen ve hasta tarafından tedavi edileceği zannı ile kullanılan ağrı kesiciler birçok hastalığın ağrı semptomunu ortadan kaldırmayı amaçladığı ortaya çıkmıştır. Ağrı kesmeyi hedefleyen tedavi tarzında ağrıyı ortaya çıkaran sebebin ortadan kaldırılmaması nedeni ile hastanın gelecek yıllarda daha ciddi problemlerle karşı karşıya kalmasına zemin hazırlayabilmektedir.

Bilimsel araştırmalar ve istatistiki çalışmalar sık ve yüksek dozda ağrı kesici kullanan hastalarda fıtık oluşumunun veya büyümesinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ağrıyı hissetmeyen hasta iyileştiği zannına kapılarak rahat hareket etmekte ve fıtık iyileşmesi bozulmakta ve durum kronikleşerek iyileşme sürecinin uzamasına veya kalıcı olmasına zemin hazırlayabilmektedir. Ağrı kesiciler şu an yaşanılan ağrıyı kesmeyi hedefleyerek ilerde çekilecek yeni ve daha ciddi ağrılara zemin mi hazırlıyor sorusu akıllara geliyor.

BEL VE BOYUN FITIĞININ TANISI NASIL KONULUR ?

Doğru tanı öncelikle Fizik Tedavi veya Beyin Cerrahi uzmanı tarafından yapılan muayene ile konulabilir. Diğerleri hataya açıktır. Gerekir ise röntgen, MRI, BT ve EMG çekilerek tanı netleştirilebilir.

TEDAVİLERİ NELERDİR ?

Boyun ve bel fıtığı olan hasta mutlak surette konuya hakim bir uzman hekim/hekimler tarafından muayene ve tedavi edilmelidir. En önemli konu hangi tedavinin gerektiği veya öncelikle gerekmediği konusudur. Bu bakımdan bu kararı doğru olarak verebilecek uzman bir doktor arayıp bulmak çok önem arzetmektedir. Tedavide önceliği hastanın eğitimi almalıdır. Hastaya doğru duruş ve oturma pozisyonu öğretilmelidir. Boyun fıtıklarının çok büyük çoğunluğu ameliyatsız iyileşir veya zararsız hale gelebilir. Hastanın bel boyun, bacak, kol ve ellerinde ilerleyici güç kaybı varsa bile hemen cerrahi önermek bir hatadır. Tedaviye cevap vermez ve tedaviye rağmen ilerleme olur ise cerrahi karar verilmesi uygun bir tavır olacaktır. Sadece ağrıyı hedef alan uygulamaların tasvip görmediğini belirtmekte yarar vardır. Tedavi adı üstünde fıtıklaşan kısmın yerine döndürülmesini hedeflemelidir. Ameliyat ise diskin dışarı sızan kısmının çıkarılıp atılmasını amaçlamaktadır. Boyun ameliyatları boynun ön kısmından yapılagelmesi nedeniyle takviye bir yapay sistem konulmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. Bel ameliyatları ise omurganın temel yük taşıma zeminini dahada zayıflatmaktadır. Bu bağlamda bel ve boyun hastası çok ayrı bir titizlikle ele alınmalı ve komisyon kararı (multisipliner) olmadan cerrahi yaklaşım öngörülmemelidir.

KISACA KORUNMA YOLLARI

En güzel tedavi korunma, en güzel ilaç egzersizdir. Bel ve Boyun fıtığına yakalanma riskini en aza indirmek için günlük yaşam esnasında bel ve boyun fıtığına sebep olabilecek hayat tarzından uzak durmak gerekir. Ayrıca akıllı telefon ile uzun süre oyalanmaktan uzak durmak (boyunu öne eğerek kesinlikle yapılmamalı) ve uzun süre bilgisayar başında çalışmayıp aralar vererek çalışma alışkanlığı kazanmak fıtık gelişme riskini azaltacaktır. Bele açı vererek yük kaldırma ve uzun süre oturma veya ayakta durma alışkanlığından vazgeçilmelidir. Seyahatler esnasında tedbirli olmak ayrıca önemli bir önlem olacaktır. Herhangi bir ağrılı durum başımıza geldiğinde durumu önemseyip, Uzman bir doktora muayene olarak durumumuz hakkında doğru bir bilgi alarak hayata devam etmek, bize bilinçli bir hayat yaşama fırsatı sağlayacaktır.”

(İHA)