Kimse bana Meral Akşener haklı savunması yapmasın... Depremle birlikte zaten yıkılmış, tükenmiş insanlara umut olması gereken siyasilerin böyle bir zamanda politik davranmak, seçim hesabı yapmak, oy hesabı yapmak, kazanacak aday diretmesini sakız gibi gibi uzatmak gibi lüksleri de olmamalı. Akşener’in masayı dağıtmasının akılla, mantıkla, siyasetle, seçimle, parti tabanı ile HDP vs... ile de bir açıklaması yok, yok, yok!
Orada 26 gündür büyük bir felaketin içinde akıl sağlığını yitirmemeye çalışan milyonlarca insan varken, en sevdiklerini, yardım çığlıklarını duyarak yitirmiş, kucağındaki bebeğinin öldüğüne tanıklık etmiş, annesinin, babasının, eşinin, çocuğunun ölüsü ile birlikte uyumak zorunda kalmış, ölüsünü tek parça bulabildiğine şükretmek zorunda kalmış, ölüsünü teşhis edememiş ya da ona hiç ulaşamamış yüz binlerce insan varken, daha kendi yaslarını tutamadan, kayıplarına ağlayamadan hayatta kalmak için savaşmak zorunda kalmış, unutulmuş, görülmemiş, bu kadar insan varken, sizin ne haddinize siyasi karar almak demek geliyor içimden! Halkın umutlarını yok edebilme cüretini gösterebilmenizi sağlar mı, tüm bahaneleriniz?
Bu ülke çok büyük bir acının tam içinde duruyor, depremi yaşamamış bizlerin haddine değil bu acıyla ilgili ahkam kesmek. Ama içimiz almıyor, yutkunamıyoruz, gözlerimiz doluyor, kendimizi çaresiz, kimsesiz hissediyoruz, umudumuzu kaybetmek istemiyoruz, ama çok çok zor. Şimdi biz siyasetin bu çirkin yüzüne bu durumdayken tahammül edemiyorsak, orada o felaketin içinde yaşamak zorunda olanlara nasıl anlatabiliriz, muhalefet halka kendini nasıl anlatabilir, inancı nasıl yenileyebilir bilmiyorum. Ama günün sonunda bazı İYİ Partililerin inandırmak istediği gibi bile olsa, Meral Akşener, yüzde yüz haklı bile olsa bunun hiç bir önemi yok, bizi hiç ilgilendirmiyor! Kılıçdaroğlu’nun haklı olmasıyla da ilgilenmiyoruz! Biz hayatta kalmak, daha iyi yaşamak ve umutlu olmak istiyoruz. Hepsi bu...