TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Eskişehir Bölge Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Çalışır, 10 milyon metreküp cevheri öğütüp, liç edip, 2 - 3 gram bir alyans kadar altının elde edilmesinin bu kadar doğa tahribatına değer mi diye sordu.
Yöntemin çevre ve insana verdiği zararlar hakkında konuşan Çalışır şunları söyledi: “Öğütülmüş cevher, su ve siyanür karıştırılarak tankta ya da kırılmış cevherden oluşturulan yığınların üzerine siyanür püskürtülerek siyanür çözeltisine alınıyor. Siyanür çözeltisine alınan altın, bu çözeltiden değişik yöntemlerle çöktürülerek ya da absorbe edilerek kazanılıyor. Arsenik, antimon, kurşun, kadmiyum, krom ve cıva gibi ağır metaller de geliyor. Doğayı tahrip eden bir yöntemle altın çıkartılıyor, o doğanın tahribatını giderebilecek bir yöntem de yok . Siyanürlü liç yöntemi ve o yöntem dışında açığa çıkan metaller, ağır metaller yüzlerce yıl toprağı, suyu, doğayı kirletiyor. Hem ağır metal zehirlenmeleri hem de havzanın içerisindeki değişik dinamikleri tetikleyerek halk sağlığı sorunları oluşturmaktadır. Su ve çökeltilerde bulunan cıva yüksek oranda zehirli olduğundan ve hayvanlar tarafından kolayca alınarak insan besin zincirine girdiğinden başlıca kaygı nedenidir. Dünya Sağlık Örgütü, halk sağlığı konusunda kaygı uyandıran 10 kimyasal maddeyi tanımlamıştır. Bunlardan dördü ağır metallerdir: kadmiyum, cıva, kurşun ve arsenik.
İliç’teki kazalar Alpagut’da da yaşanabilir
Önce insan temasıyla yola çıktığımızda çerçeveyi insan tarafına ve biraz kimya tarafına, süreç tarafına doğru yönelttiğimizde İliç’de yaşanan Alpagut ve daha nice işletmede yaşanabilecek kazalardır. Liç yığını yöntemi ile geçirgenliği sıfır olarak varsayılan zeminde biriken çözelti gerekli önlemler alınmadığında toprak, su ve tüm canlıların ekosistemine yayılarak florayı yaşanmaz hala getirecektir. Gerekli denetim, toprak ve su numunelerinden alına örneklerle ağır metal ve siyanürün sürekli izlenmesi gerekir. Bu büyük riski en başta söylediğimiz gibi neden alıyoruz bizim altına ihtiyacımız var mı? Tekrar sormak gerekiyor.
Önlem hiyerarşisine göre yapılacak bir iş için önlem almanın ilk yolu eğer gerek yoksa o işin yapılmamasıdır. Burada kullanılan bir kimyasal siyanür (CN), karbon ve azotun aslında doğada bulunan 2 elementin birleşimiyle oluşan ama sonrasında insan ve çevre sağlığına ciddi zarar veren bir kimyasaldan bahsediyoruz ve bu kimyasalı da eğer mümkünse kullanmamak önemli olandır. Siyanürü hiçbir şekilde kullanmamak ama eğer kullanıyorsak da gerekli önlemlerin alınması ve bunun için yapılan çalışmaların ölçümlerle somut verilerle denetlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.