Arabuluculuk hizmetinin daha büyük itilaflara neden olacağını söyleyen Elagöz, arabuluculuğa en başından beri karşı olduğunu belirtti. Elagöz; “İşlevsel bir müessese değil. Bir hukukçu olarak neticeye etkisi bakımından ben sağlıklı bir mekanizma olmadığı için karşıyım. Siz kiracınız ile mal sahibi olarak zaten bir itilafa düşmüşsünüz, iş yargıya gitme aşamasına gelmiş ki ondan öncesinde anlaşamamışsınız. Şimdi siz diyorsunuz ki bir de kalkın arabulucuya gidin, yüz yüze görüşüp çözmeye çalış. Emin olun arabuluculuk daha büyük sorunlara sebebiyet verecektir. Bu insanları güvenli olmayan bir ortamda yüz yüze getirirseniz daha büyük olaylara gebe olacak. Hiçbir şekilde mantıklı bir yaklaşım değil.” dedi.
Mahkemelerde Tahliye davaları Zirvede
Uzlaşma kültürü olmayan bir toplumda arabuluculuğun amacına ulaşmasının pek mümkün olmadığını belirten Elagöz, arabuluculuk başvurularında belli davalarda uzlaşma sağlandığını ancak çok ciddi bir şekilde amaca hizmet ettiğini düşünmediğini ifade etti. 1 Eylül’de yürürlüğe girecek olan kira hukukundan kaynaklı tüm uyuşmazlık davalarında arabulucuların devreye gireceğini söyleyen Elagöz, son bir senedir ciddi bir tahliye süreci olduğunu ve mahkemelerde yığılma yaşandığını vurguladı. Elagöz; “Mahkemelerde ciddi bir yığılma söz konusu. Sulh hukuk mahkemelerinde şu an çok ciddi sayıda tahliye davası birikmiş durumda. Tahliye davaları zirve durumunda. Bu yığılmayı önlemek için arabuluculuk kesinlikle doğru bir yaklaşım değil.” şeklinde konuştu.
Hükümetin Yüzde 25 Sınırlaması Davaları Arttırdı
Siyasi iktidarın geçen yıl yüksek enflasyon karşısında yüzde 25 sınırlama getirmesiyle itilafların daha da arttığına işaret eden Elagöz, adaleti sağlamak için terazinin iki tarafının da eşit tutulması gerektiğini belirtti. Elagöz; “Bir tarafta mal sahibi bir tarafta kiracı elbette kiracı mal sahibine göre ekonomik olarak daha zayıf görünüyor ama burada mal sahibinin de gözetilmesi gerekiyor. Gerçek enflasyonla siz yüzde 25 artırış getirirseniz bu davaların önüne geçemezsiniz. Bu bir çözüm değildi. Temmuz itibariyle bu bir yıl daha uzatıldı.” ifadelerinde bulundu.
Olayı sadece kira hukuku konusunda değerlendirmemek gerektiğini söyleyen Elagöz, arabuluculuktaki asıl amacın mahkemelerdeki dava dosya yükünü hafifletmek olduğunu belirtiyor. Elagöz; “Hükümetin yaptığı her düzenleme şeklen makyajlı ama içine bakarsanız toplumun gerçekleriyle alakası olmayan düzenlemeler yapıyorlar. Biz de baro olarak buna itiraz ediyoruz. Sonra biz muhalif ilan ediliyoruz. İşlevsel, doğru bir uygulama yapılsa biz neden desteklemeyelim ki” dedi.