Kayıplar...Kaygılar...Verdiğiniz ani kararlar...
''Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak'' işte bu sözü, yaşamınız boyunca kim bilir kaç kez dile getirmişsinizdir. Hadi şimdi bir düşünün bakalım ''Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak'' sözü size neyi hatırlatıyor ? Çok sevdiğiniz birini kaybettikten sonra iç dünyanızın allak bullak oluşunu mu? Verdiğiniz ani bir karar neticesinde hayatınızı nasıl düzenleyeceğinize dair yaşadığınız endişeyi mi ? Yoksa siz onca sıkıntıyla başa çıkmaya çalışırken etrafınızdakilerin bunu umursamadığına dair duyduğunuz öfkeyi mi ? Belki de yaşanan zor zamanların sonunda ayağa kalkma çabası içinde umut ya da amaç içeren bir sözdür bu, kim bilir. Tahammül gösterebilmek için söylenen, bir nevi dayanma gücü. Bir çok kişi ise yaşadığı en zor anlarında söyler. Onlar için ise kaybetme ihtimali yüksek olan her şey için artık çok geç demektir. Yitirilecek olanlar kaygıdır, gözyaşıdır. İnsanın kendisi de dahil, eskisi gibi olamayacak olan her şeydir.
Hayatınızın dönüm noktalarını yaşadığınız anlarda en çok neleri fark edebilirsiniz ?
Peki ya! Yaşadığınız farklılık, zaman geçip de taşlar yerli yerine oturunca mı daha görünür bir hale gelir ? Her türlü farklılık alışkanlıklarınızı değiştirmek adına zordur. Tam tersi gibi düşünülse de karşılaştığınız travmatik durumlardan sonra başınıza gelenleri çok kolay idrak edersiniz. Böyle anlarda yaşamaya devam etmek zor gibi görünse de aslında çok daha kolaydır. İnsan hızlıca düşünüp her şeye rağmen bir an önce ayakta durması gerektiğine karar verir. Bazen sorumlulukları bazen de sevdikleri onu böyle düşünmeye zorlar. Hayatınızın değişmez parçası kabul ettiğiniz şey bir anda hayatınızdan geri dönmemek üzere çıktığında korkarsınız değil mi ? Elbette yeni şartlara uyum sağlamak insanı korkutur. Bilinmezliğe doğru adım atmak endişe vericidir. Ama başınıza ne gelirse gelsin geride sadece yaşama devam etmek mecburiyeti var. Yaşama devam ederken elinizde olmadan sık sık geçmiş korkularınızı gözden geçirirsiniz. Bunu yapmak, yeni durumlara karşı bir yerde kendinize çeki düzen vermek demektir. İyidir, güzeldir.
Med - Cezir...
Hani derler ya ''uzaklaşmaya çalıştıkça yakınlaşıyorum'' işte öyle bir şey...Geçmişinizde yaşadığınız kırılmalar hayata dört elle sarılmanızı sağlar. Bütün gelgitlerinize rağmen, daha dikkatli yaşarsınız. Tabi ki arada rotayı şaşırabilirsiniz. Böyle zamanlarda hata yapsanız da yaptığınız hataların çoğu düşünmek gerektiği yerde hislerinizle, hissetmek gerektiği yerde düşüncelerinizle karar vermenizden kaynaklanır.
Herkesin hayatında kendine göre bir süreklilik var. Hayatın sürekli akıp gittiği ve gideceği düşünüldüğünde karşılaşılan bütün anormallikler bile zamanla normalmiş gibi görünür. Diğer taraftan da uzun zamandır aynı olan durumları asla değişmeyecekmiş gibi farzedersiniz. Alıştığınız durumlar beklemediğiniz bir anda değiştiğinde ise ''artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak'' dersiniz. Yaşadıklarınız acısıyla tatlısıyla geride kalsa da elbette yeni yaşanılacak olan her şey farklı olacaktır. Belki de sonunda eskisi gibi olmayan her şey eskisinden çok daha güzel, çok daha anlamlı olacak.
O zaman yazımızı Cahit Sıtkı'nın şu şiiriyle bitirmeye ne dersiniz ?
***
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil,
Ben de öyle.
Çok dikkat etmiyorum uzun süredir kendime.
Kılığıma kıyafetime.
Çorapsız da basıyorum artık yere.
Eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle.
Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim de.
Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklere,
Çok sıcak ya da soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi birkaç gün Geçer,
Olur biter,
Geçer gider.
Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.
Olup bitmeyen
Geçip gitmeyen.
Zaman zaman uykusuzluk çekiyorum ama,
Çok da takılmıyorum artık bu uyku konusuna,
Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana..
***
Takılmayın...
Yaşadıklarınızın sonunda ''Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak,'' deseniz de... Hayatta olup bitmeyen, geçip gitmeyen şeyler olsa da. Her şey olur biter...Geçer gider... Unutmayın ki sonunda eskisi gibi olmayan bir de sizsiniz.
Takılmayın...!!!