Geçtiğimiz günlerde ilimizde yol harcamalarına katılma payına ilişkin vergi ihbarnameleri Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından  tebliğ edilmeye başlandı.

Bu tebligatlar yol harcamalarına katılma payı, bilinen adı ile asfalt parasına dair tartışmaları yeniden canlandırdı. Belediyelerin yol harcamalarına katılma paylarını tahsil edip etmemesi 2012 yılında yapılan değişiklikle belediye meclislerine bırakılmış durumda. Belediye meclisi bu meblağın alınmaması yönünde de karar verebilir.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nde bu payın alınmaması yönünde verilen karara karşı Büyükşehir Belediye Başkanınca dava açıldı ve sonuç olarak alınması yönünde karar çıktı.

İstenen meblağlarda öyle yüksek ki tartışma yaratmaması mümkün gözükmüyor.

Buna rağmen caddeniz ile ilgili yol harcamalarına katılma payı talep ediliyor ise artık boş tartışmalar ile vakit kaybetmemek gerekiyor.

Zamanaşımı, hesaplama yöntemi, tahsil edilen bedelin doğru bedel olup olmadığı, tebliğ yöntemi gibi ayrıntılara yoğunlaşmak, hatalı tebligat yapıldığı kanaatinde isek tebliğden itibaren 30 günlük süreyi geçirmeden vergi mahkemesine dava açmak en doğrusu olacaktır.

Açılacak davalarda ise öncelikle aşağıda belirttiğimiz hukuki ayrıntılar göz önünde bulundurulmalıdır.

Zamanaşımı yönünden,

Zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır.

İlimizde yapılan tebligatlara ilişkin öncelikle zamanaşımı süresi yönünden değerlendirme yapılmalıdır.

Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. (VUK.Md.114).

Dolayısı ile katılma payları, doğduğu yılı takip eden 5 yıl içinde tarh ve tebliğ edilmez ise zamanaşımına uğrar.

Hesaplanan verginin bir ay süre ile ilan edileceği ayrıca ilgilisine tebliğ edilmesi ile tarhiyatının tamamlanacağı, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca istenilen yol harcamalarına katılma payının tarh ve tahakkuk ettirilmeden doğrudan ödeme emri ile takip edilemeyeceği belirtilmektedir.

Katılma Payının tahakkuk ve tahsilinde tebliğ tarihi esas alınır.

Vergi ihbarnamesi üzerinde geçici kabul tarihi 05.09.2011 olarak belirtilmektedir.

Harcamalara katılma paylarının tahakkuku, işler hangi ihale usulü ile yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılır. İşin bitirilerek hizmete açılmış olduğu geçici kabulünün yapılması ile belirlenir.

05.09.2011 yılında tamamlanan yol ve tretuvara ilişkin 02.10.2017 Tarihinde tebliğ aldığımız vergi ihbarnamesindeki alacağın zamanaşımına uğradığı kanaatindeyiz.

Hesaplama yöntemi yönünden,

Tebliğ edilen miktarın çokluğu da kuşku uyandırmaktadır. Zira verdiğimiz örnekteki 05.09.2011 yılında tamamlanan yol ve tretuvara ilişkin 02.10.2017 Tarihinde tebliğ edilen vergi ihbarnamesindeki meblağ, 7.440,00 TL (yedibindörtyüzkırk Türk Lirası)’dır.

İhbarnamede belirtilen 372.000 TL’lik emlak rayiç bedelinin yüzde ikisine tekabül etmektedir. Bu sonuç hesaplama yapılmaksızın, hesaplamaya gerek duyulmaksızın doğrudan gayrimenkul rayiç değerinin yüzde ikisinin talep edildiği izlemini doğurmaktadır.

Oysa ki

-  İhale bedeli ne olursa olsun ihale tarihindeki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İller Bankası tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlar baz alınmalıdır.

- Tüm mahallenin değil yalnızca parselin cepe aldığı ve yararlandığı yollardan dolayı tahakkuk yapılabilir

- Yolların kaldırımlar da dahil olmak üzere (15) metreden fazla genişliklerine düşen giderler, belediyelere ait olup harç payına konu teşkil etmez.

- İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller için asıl cepheyi teşkil eden yoldan düşen pay tam, diğer yollara ait pay ise yarım olarak hesaplanır.

Sonuçta çıkan bedel gayrimenkul rayiç bedelinin yüzde ikisini aşmamalıdır.

Tebliğ şekli ve muhatap yönünden,

Gayrimenkulün 2011 yılındaki maliki değilseniz zaten vergi ihbarnamesinin muhatabı olmamalısınız. Zira Danıştay Kararlarında  “Yolun halkın istifadesine sunulduğu tarihte mülk sahibi olan kişinin ödeme ile yükümlü olduğu” belirtilmiştir.

Tebliğ olunan vesikalar, esasa müessir olmayan şekil hatalarından dolayı hukuki kıymetlerini kaybetmezler; yalnız vergi ihbarı ile ilgili vesikalarda mükellefin adının, verginin nevi veya miktarının, vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olması veyahut bu vesikaların görevli bir makam tarafından tanzim edilmemiş bulunması vesikayı hükümsüz kılar. (VUK. Md. 108)Yapılan tebligatlarda itiraz mercii belirtilmemiştir. Bu yönden de vergi ihbarnamelerinin hatalı olduğu kanaati taşımaktayız.

Anılan nedenlerle boş tartışmalar ile vakit kaybetmek yerine Vergi Mahkemesi’ne başvurarak, iddialarımızı mahkeme önünde dile getirip, hukuki nitelemeyi yaparak sonucu mahkemenin takdirine bırakmak yerinde olacaktır.

Av. Pınar TURHANOĞLU GÜCÜYENER