Sakarya Gazetesi’nde bir haber vardı.
‘Taşeron İşçilere Baskı İddiası..’
Bu haberi banada geldi. Güzel bir haberdi ancak haberin içi dolu olmalıydı.
O yüzden haberi genişletmek için ‘kaynaklar gerekliydi..’
Sakarya Gazetesi’nin haberi ‘sığ’ kalmış.
Bunu tekrar haber haline getirmek ve zenginleştirmek yerine ben köşemde yazayım dedim.
Bunu da AKP Tepebaşı İlçe Başkanı ve Tepebaşı Belediye Meclis üyesi Vahap Ata’ya sorular yönelterek yapayım.
Sakarya Gazetesi’nde haberi yazan arkadaşımız da belki haberi bir de bu gözle bakabilir.
Ata’nın gazetedeki habere verdiği yanıtı da okudum. Ama benim yönelteceğim soruların yanıtını görmediğim için bu soruları yöneltme ihtiyacı duydum.
1-Taşeron işçilere yönelik toplantı yapılacağını belirtmiştiniz. Yunusemre Devlet Hastanesi’nde çalışan tüm taşeron işçilerini davet ettiniz mi?
2-Bu çalışanlarının telefonlarının hepsine mesaj attınız mı? Telefonlarını nasıl buldunuz?
3-Yoksa, sadece doktorların yani poliklinikte çalışanların sekreterlerine yönelik mi çağrı yaptınız?
4-Öyle ise sekreterlerin bilgisayar konusunda başarılı olduklarını düşünerek mi çağrıda bulundunuz?
5- Bu çağrı sonucu yeterli sayı ulaşmadığı için sonradan dediğiniz taşeron işçileri bir kez daha arandı mı?
6-Toplantıya gelmesi konusunda ‘ısrar’ edildi mi?
7-Hastanede çalışan ve toplantıya çağırılan taşeron firmada çalışanların ‘ocak ayında’ sözleşmelerinin yenileceği konusu hatırlatıldı mı?
8-Açıklamanızda taşeron işçilerinin sorunlarının ele alınacağını söylüyorsunuz. Peki gönderilen mesaja ne diyorsunuz? “Ak Parti Tepebaşı Teşkilatı olarak 2014 seçim çalışmaları nedeniyle 21.09.2013 Sa:14.00da Parti Binasında yapacağımız toplantıya katılımlarınızı bekliyoruz..Vahap ATA/İlçe Başkanı”
9-Bu mesajı siz mi attınız?
10-Yunusemre Devlet Hastanesi’nde çalışan ve mesaj atılan işçilerin kaç tanesi AKP üyesidir.
Konuşalanlar ile etrafa yayılan duyumlar vereceğiniz yanıtlar ile aydınlanır diye düşündüm.
Sorularımın yanıtlarını alma dileği ile…
*** *** ***
BİRAZ GÜLELİM…
İKNA YÖNTEMİ
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra
ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu bağırıp çağırarak tekmelerler. Bu
çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir.
Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne
çıkar, onları durdurur ve:
"Çok tatlı çocuklarsınız çok da eğleniyorsunuz. Sizden bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size birer dolar vereceğim..." der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der;
"Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan böyle size sadece 50 sent verebilirim."
Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine gürültüye devam ederler. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam onları karşılar.
"Bakın" der, "Henüz maaşımı alamadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?".
"Olanaksız bayım" der içlerinden biri, "Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."
