Odunpazarı Belediyesi ve Tekin Yayınevi tarafından artık geleneksel hale getirilen Doğan Avcıoğlu Ödülleri’nin bu yıl üçüncüsü düzenlendi. Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ödül törenine bir birinden değerli isimler katıldı. Törende konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Doğan Avcıoğlu kendisini aşmış, 1960’larda yazdıklarını bugün bile yazmaya cesaret edemeyen aydınları bir tarafa bırakmış. Türkiye’ye gerçekten yön vermiş insanların başında gelir. Onu hep birlikte yaşatalım ve yeni yeni Doğan Avcıoğlulları yaratalım” dedi. Ödül törenin hemen ardından araştırmacı gazeteci Emre Kongar’ın konuşmacı olduğu “Sınıfsal Açıdan Atatürk ve Cumhuriyet Değerleri” başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.
Odunpazarı Belediyesi ve Tekin Yayınevi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Doğan Avcıoğlu Ödülleri Ödül Töreni Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Ödül törenine Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, bir önceki dönem Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, gazeteci, CHP Eski Genel Başkanı ve Doğan Avcıoğlu Ödülleri Seçici Kurul Üyesi Altan Öymen, gazeteci Emre Kongar, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Doğan Avcıoğlu Ödülleri Seçici Kurul Üyeleri Barış Zeren, Cangül Örnek, Behlül Özkan, Tekin Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Elif Akkaya, ödül alan akademisyen ve yazarlar katıldı.Eskişehirlilerin yoğun ilgi gösterdiği ödül töreninde, Hasan Polatkan Kültür Merkezi hınca hınç doldu.
AVCIOĞLU’NUN ARŞİVİNİ YAŞATMAYI KENDİMİZE GÖREV SAYDIK
Ödül töreninde konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, bu yıl 3’üncüsünü gerçekleştirdikleri Doğan Avcıoğlu Ödülleri’ne katılan bütün yazarlara teşekkür ederek, ödül almaya hak kazananları kutladı. “Türkiye’de bizim kuşaktan sola merhaba diyenlerin tamamı Doğan Avcıoğlu’nun kitaplarından geçmiştir diye düşünüyorum ve Doğan Avcıoğlu’nun unutulmaması gerektiğini, unutturulmaması gerektiğini vurgulayanlardanım” diyen Başkan Kurt, “Düşüncelerine katılırsınız katılmazsınız o işin ayrı tarafıdır. Doğan Avcıoğlu’nun
eserlerini mutlaka okumalısınız. Onu eserleriyle Türkiye’yi tanıyanlar, Türkiye’nin daha demokratik, daha laik, daha çağdaş, daha bağımsız ve daha özgürlükçü bir hukuk devletinde yaşamak gerektiğine inananlardır. Doğal olarak sonuçta öyle bir düzene yönelenlerdir, gidenlerdir” dedi. Doğan Avcıoğlu’nun kendisini aşmış bir araştırmacı ve yazar olduğunu belirten Başkan Kurt, Odunpazarı Belediyesi olarak Tekin Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Elif Akkaya ile Avcıoğlu’nun arşivini yaşatmayı kendilerine görev saydıklarını söyledi.
AVCIOĞLU TÜRKİYE’YE GERÇEKTEN YÖN VERMİŞ İNSANLARIN BAŞINDA GELİR
Arşivin Doğan Avcıoğlu’nu yaşatmak ve unutulmamasını sağlamak için yetmeyeceğini düşünerek bu ödülleri düzenlemeye karar verdiklerini kaydeden Başkan Kurt, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Gerçekten Türkiye’nin sosyologları, düşünürleri, bilim adamları kendine solcu, sağcı diyen pek çok okuryazar kişi Doğan Avcıoğlu’ndan etkilenmiş. Onu yaşatabilmenin yolu kitaplarının yaygınlaşmasıdır. Bu bile ayrı bir mücadeledir. Bu bile bu düzene karşı bir direniştir, başkaldırıdır. Bu nedenlerle salonu dolduran dostlarımızdan şunu özellikle rica ediyorum: Doğan Avcıoğlu’nu tartışmaktan kimse korkmasın. Doğan Avcıoğlu kendisini aşmış, 1960’larda yazdıklarını bugün bile yazmaya cesaret edemeyen aydınları çoktan bir tarafa bırakmış. Dolayısıyla da Türkiye’ye gerçekten yön vermiş insanların başında gelir. Onu hep birlikte yaşatalım. Ve yeni yeni Doğan Avcıoğulları yaratalım. Aksi takdirde Türkiye eğitimini belli yerlerden alan bilim adamlarının belli konularda aynı şeyleri söylediği bir demokrasi haline gelir. Bu da çok makbul bir şey olmaz diye düşünüyorum.”
“DOĞAN AVCIOĞLU KEMALİST’TİR, SOLCUDUR VE DEVRİMCİDİR”
Törende seçici kurul adına konuşan isim Prof. Dr. Gökhan Atılgan oldu. Doğan Avcıoğlu ile ilgili çeşitli araştırmalar yapan Atılgan, konuşmasında Avcıoğlu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Atılgan, “Doğan Avcıoğlu elbette bir Kemalist’tir. Çünkü Türkiye’nin önemli bir damarının, ana damarının Kemalizmin nehrinden aktığını görmüş ve yaşamıştır. Her Kemalist solcu olmak zorunda değildir. Kemalistlerin sağcı olanları da vardır. Doğan Avcıoğlu solcu bir Kemalist’tir. Çünkü Mustafa Kemal Paşa’nın kendi dönemindeki bazı tercihlerin de sağa doğru evrilen tercihlerinin hatalı olduğunu çok cesur bir şekilde söylemiştir. Sola doğru gitmesi gerektiğini saptamıştır. Doğan Avcıoğlu bir devrimci midir? Her solcu devrimci olmak zorunda değil. Bazı solcular reformcu olabilir. Ama Doğan Avcıoğlu Kemalist’tir, solcudur ve devrimcidir. Türkiye düzeninin ancak bir devrimle değişebileceğini reformlarla başarıya ulaşamayacağını görmüştür” diye konuştu.
“NAZIM HİKMET İLE İLGİLİ TABUYU O DEVİRMİŞTİR”
Doğan Avcıoğlu’nun Nazım Hikmet’in şiirlerini yayımlayan ilk kişi olduğunu vurgulayan Atılgan, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Doğan Avcıoğlu’nu Kemalist, solcu, devrimci, sosyalist ve Marksizm’den çok yararlanan bir aydın olarak tanımlayabiliriz onu. Doğan Avcıoğlu’nu Türkiye aydın tarihi içinde ayrıksı ve çok özel kılan şey de bütün bu özellikleri kendi sinesinde toplayabilmiş olmasıdır. Başka özellikleri de var, mesela cesareti. Türkiye tarihinde onun kadar cesur aydın çok azdır. 1961 yılında Yön Dergisini çıkardığında sosyalizm kelimesi bir tabuydu. Sosyalistler kendilerini toplumcu olarak adlandırmak zorunda kalıyorlardı. Birinci sayısının başyazısında Türkiye için tek çıkar yolun sosyalizm olduğunu söyleyen cesur aydınımız kendisidir. Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi büyük şairimiz Nazım Hikmet’in şiirlerini okuduğu için 1950’li yıllarda öğretmenlikten atılmıştı. Nazım Hikmet bir tabuydu. Kitapları basılmıyordu. Şiirleri el yazmaları ile elden ele ulaşıyordu. Onun şiirlerini ilk yayımlayan kişi Doğan Avcıoğlu’dur. Nazım Hikmet ile ilgili tabuyu o devirmiştir.”
“KEMALİZM VE SOSYALİZMDEN YARARLANARAK YENİ BİR YOL HARİTASI ÇİZMEYE ÇALIŞIYORDU”
Ödül töreninde konuşan bir diğer isim de gazeteci, CHP Eski Genel Başkanı aynı zamanda da Doğan Avcıoğlu Ödülleri Seçici Kurul Üyesi Altan Öymen oldu. Doğan Avcıoğlu’nun hem gazeteci olarak hem de bir araştırmacı olarak Türkiye’ye önemli katkıları olduğunun altını çizen Öymen, Doğan Avcıoğlu ile 1956 yılında tanıştıklarını söyledi. Öymen, “Beraber gazetecilik de yaptık. O bir süre Paris’te eğitim gördü. İngiltere’de İngilizcesini geliştirdikten sonra Türkiye’ye gelmişti. O dönemin şartları içinde arkadaşlarıyla Türkiye’nin siyasi, sosyal hayatının daha iyi olmasını sağlayacak tedbirleri düşünmeye başlamıştı. Atatürk’ün devrimlerine inanıyordu. O devrimlere inanmasıyla birlikte sosyalist niteliği de taşıyordu. Bir nevi Kemalizm ve sosyalizmden yararlanarak yeni bir yol hartası çizmeye çalışıyordu. Gazetecilik ilk yaptığı işlerden biridir” diye konuştu.
AKKAYA’DAN KAZIM KURT’A TEŞEKKÜR
Ödül töreninde konuşan bir diğer isim de Tekin Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Elif Akkaya oldu. Doğan Avcıoğlu’nun mirasını ve anısını yaşatmanın kolay olmadığını vurgulayan Akkaya, 2 yıl sonra 100 yaşını dolduracak olan Avcıoğlu’nun eserleri ve arşivi için 7 yıl önce Doğan Yurdakul ile birlikte harekete geçtiklerini söyledi. Yurdakul ile birlikte Avcıoğlu’nun eserleri ve arşivini toplayarak, adına bir müze açılması; bu eserlerin ve arşivin o müzede korunması; adının sosyal bilimler ödülleri ile yaşatılması ve eserlerinin yeniden basılması için bir program yaptıklarını anlatan Akkaya, ancak Yurdakul’un bu günleri göremediğini dile getirdi. 5 yıl önce
Covid 19 Salgını sırasında Avcıoğlu’nun arşivinin alınarak evinin boşaltmak zorunda kaldıklarını belirten Akkaya, “O dönemde epey uğraştıktan sonra Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt hiç ikiletmeden bütün Avcıoğlu’nun bütün arşivini Odunpazarı’na getirelim ve adına bir müze, kütüphane yapacağım dedi. Covid döneminde yollar kapalıydı ancak arşivin alınması da gerekiyordu. Başkan Ankara’ya bir kamyon gönderdi. Doğan Yurdakul ve Doğan Avcıoğlu’nun arşivini büyük bir mutlulukla Odunpazarı’na taşıdı. Doğan Yurdakul’dan sonra en büyük teşekkürü Kazım Kurt’a ediyorum. Çok teşekkür ediyorum. Bu 3. yıl. Bu 3 yılda ödüller için çalışan büyük bir kurul var. Onlara da teşekkür ediyorum” dedi.
3’ÜNCÜ DOĞAN AVCIOĞLU ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. Seçici kurulunda Altan Öymen, Barış Zeren, Behlül Özkan, Cangül Örnek, Deniz Hakyemez, Elif Akkaya, Gamze Yücesan Özdemir, Merdan Yanardağ, Okan İrtem, Orhan Gökdemir, Özge İzdeşTerkoğlu, Tolga Gürakar ve Uluç Gürkan’ın yer aldığı ödülde; birinci eser Çağdaş Sümer’in “Düzenini Arayan Osmanlı”, ikinci eser Tolga Şirin’in “Meclis Hükümeti - Rousseau'dan Marx'a Lenin'den Atatürk'e Bir Ortak Kesen”, üçüncü eser ise Hatice Duygu Bankoğlu’nun “Rusya’da ve Türkiye’de Planlamanın Değişimi” seçildi. 3’üncü Doğan Avcıoğlu Ödülleri’nin onur ödülüne ise FerozAhmad layık görüldü.FerozAhmad ödül törenine katılamazken, Ahmad’ın ödülünü İletişim Yayınevi Fahri Aral ve Ahmad’ın öğrencisi Behlül Özkan aldı. Ahmad’ın ödülünü Yılmaz Büyükerşen takdim etti. Doğa Avcıoğlu Ödüllerinde üçüncü seçilen Hatice Duygu Bankoğlu’na Talat Yalaz, ikinci olan Tolga Gürakar’a Ayşe Ünlüce, birinci seçilen Çağdaş Sümer’e Başkan Kurt ödüllerini takdim etti.
EMRE KONGAR: “ATATÜRK’Ü VE CUMHURİYETİ ANLAMAK İSTİYORSANIZ ESKİŞEHİR’E BAKIN”
3’üncü Doğan Avcıoğlu Ödülleri’nin hemen ardından araştırmacı gazeteci Emre Kongar’ın konuşmacı olduğu ‘Sınıfsal Açıdan Atatürk ve Cumhuriyet Değerleri’ başlıklı söyleşiye geçildi. Söyleşide konuşan Kongar, “Atatürk’ü ve cumhuriyeti anlamak istiyorsanız Eskişehir’e bakın. Yılmaz Büyükerşen ve arkadaşları Kazım Kurt ve Ayşe Ünlüce burada bir meşale yaktılar. Ve bu meşale Atatürk ve cumhuriyeti anlatıyor” dedi.
Söyleşi için sahneye çıktığında salonun güzelliğine dikkat çeken Kongar, tabletiyle salonun fotoğrafını çekti. Ardından da konuşmasına başlayan Kongar, sözlerine yazar Kemal Tahir’i eleştirerek başladı. “Size önce Eskişehir’i şaşıracağınız bir biçimde bir çelişki ile anlatmak istiyorum. Çok önce belki çoğunuzun tepki vereceği bir teşhiste bulunayım. Günümüz yıllarca
ince ince çalışılan, ince ince bütün sinir uçlarımıza, belleklerimize yerleştirilen Atatürk düşmanlığı ve Cumhuriyet düşmanlığıyla uğraşarak bu noktalara geldi. Orada mesela bir örnek vereceğim ve Eskişehir’i o örneğin karşıtı olarak belirteceğim. Maalesef çok değerli yazarlarımızdan benim de yazarlığını çok beğendiğim Kemal Tahir çok ciddi bir Atatürk düşmanıdır ve cumhuriyet değerleri düşmanıdır. İki tezi var benim çok karşı olduğum. Birincisi Yorgun Savaşçı kitabında İstiklal Savaşı’nın bir antiemperyalist savaş olmadığını, bir adi, basit bir Türk-Yunan savaşı olduğu iddiasıdır maalesef” diyen Emre Kongar, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“ESKİŞEHİR ANADOLU’NUN ATATÜRK VE CUMHURİYET DEĞERLERİNİ IŞILDATAN BİR ÖNCÜSÜDÜR”
“İkincisi Eskişehir’e geleceğim. Bozkırdaki Çekirdek adlı romanında Eskişehir değil Çorum filan civarında köy enstitülerinin eleştirisi, köy enstitülülerinin faşist bir eğitim modeli olduğuna dair eleştirisi var. Ben bu iki eleştirisinin de çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Ayrıca maalesef benim çok yakın arkadaşım iyi bir Atatürkçü olan Atila İlhan da köy enstitüleriyle, harf ve dil devrimine karşıdır. Böyle gariplikler var. Eskişehir o Atatürk düşmanlarının, o cumhuriyet düşmanlarının ince ince işlediği, bütün sinir uçlarımıza ve beyin hücrelerimize nüfuz ettirdiği Anadolu’nun Atatürk ve Cumhuriyet değerlerini ışıldatan bir öncüsüdür. Ve bunu kuranlar işte burada oturuyorlar. Onları saygıyla selamlıyorum. Atatürk’ü ve cumhuriyeti anlamak istiyorsanız Eskişehir’e bakın. Anadolu’nun bozkırında Bozkırdaki Çekirdek diye köy enstitülerinin aleyhine roman yazanlara karşı Yılmaz Büyükerşen ve arkadaşları Kazım Kurt ve Ayşe Ünlüce burada bir meşale yaktılar. Ve bu meşale Atatürk ve cumhuriyeti anlatıyor. Onları destekleyen siz bu başarının mimarlarısınız.”