Gündem

Aziz şehitlerimizin emanetini koruyacağız

Abone Ol

Türkiye Kamu-Sen Eskişehir İl Temsilcisi Haydar Urfalı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle yayınladığı mesajında şu ifadelere yer verdi; 

Suret-i Hak’tan görünerek vatandaşlarımızın milli ve manevi duygularını istismar eden, açtıkları bu yolla yandaşlarına menfaat devşiren, içimizdeki devlet ve millet düşmanlarının dış güçlerle iş birliği yapıp, seçimle gelmiş iktidarı silah zoruyla indirerek ülkemizin anahtarlarını küresel şer odaklarına teslim etmek üzere yola çıktığı hain darbe girişiminin üzerinden 3 yıl geçti. Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde Fetullahçı teröristler tarafından tam kalbinden hançerlendi. FETÖ kalkışması, sadece bir darbe girişimi değildi. Emperyalizmin uşaklığını yapan bu ihanet şebekesi; Türk Silahlı Kuvvetleri içine yerleştirdiği militanları ile devletimizi ele geçirmek, çıkarılacak bir iç kargaşa ve hatta iç çatışmayla seçilmiş Hükümeti alaşağı ederek demokratik sistemi işlemez hale getirmek amacıyla hain bir planı uygulamaya koydu.

            FETÖ’nün bu operasyonu fikren ve ruhen devşirdiği TSK personeliyle yapmış olması, aynı zamanda, ordumuzun itibarına da bir saldırıdır. Gelenekleri ve kabiliyetiyle dünyanın en muteber ordularından olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, zafiyet ve acziyet içerisinde bir duruma düşürmeyi hedeflemiş olan FETÖ kalkışması, bu açıdan da önemle değerlendirilmesi gereken bir durumdur.

            O gün ülkemizi uçurumun kenarından döndüren güç; her türlü siyasi, ideolojik ve sosyal farklılıklarını bir tarafa bırakarak vatanına, milletine, devletine ve cumhuriyetine sahip çıkan, vatanın varlığını, milletin geleceğini tehlike altında görerek meydanlara koşan Türk milletinin ortaya koyduğu bağımsızlık ruhuydu.

            Şükürler olsun ki; 15 Temmuz ihanet kalkışması, başta TSK içerisindeki milli unsurların direnci, kahraman polis teşkilatımız ve diğer devlet kurumlarımızın refleksi ve en önemlisi de milletimizin Devletimiz etrafında saf tutması sayesinde bertaraf edildi. Türk milletinin, geçmiş asırların defalarca şahit olduğu feraseti ve demokrasiyle yoğrulmuş milli bilinci o gece bir kez daha şaha kalkarak Türk’ün haysiyet ve hürriyet aşkını tarihe bir kez daha hatırlattı.

            15 Temmuz ihanet kalkışmasına karşı cesaretle göğsünü siper eden, devletimizin bekası ve milletimizin selameti için hiç düşünmeden canını feda eden yiğitlerimizi rahmetle anıyoruz. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi hürmetle selamlıyor, saygıyla önlerinde eğiliyoruz.

            15 Temmuz, milletimiz için çok önemli bir sınavdır. Türk milleti bu sınavı başarıyla geçmiştir. Bu ülkeyi 15 Temmuz’a sürükleyen gelişmeler de devlet hayatımız için ciddi bir tecrübedir. Yaşanan sürecin yabana atılmaması, ülkemizin geleceği adına hayati önemde bir meseledir. Özellikle, kamusal alanın, kamu gücünün bir gruba mensubiyet üzerinden tanzim edilmiş olmasının Devleti ne hallere düşürdüğü en acı şekilde görülmüştür. Devlet memuriyetinde olanların, devletin dışındaki yapılara sadakat gösteriyor olmalarının ülkemizin sıhhatini nasıl katlettiği en kahredici şekilde tecrübe edilmiştir. İşte bu tecrübe, bundan sonra en önemli kılavuzumuz olmalıdır. Devlet işleri, yalnızca devlete sadakat gösteren kadrolarla yürütülmelidir. Kamu yönetimi ve devlet kadroları, sadece ehliyet ve liyakat kriterleri üzerinden adaletle tanzim edilmelidir. Memuriyete ve kamu yönetimine talip olanların siyasi görüşü, mezhebi, meşrebi, sosyal mensubiyeti belirleyici olmamalıdır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet payidar kalması ve Türk milletinin sonsuza dek birlik ve beraberlik içerisinde onuruyla yaşaması için elzemdir.

            Devletimiz, kendini gizleyen ve fakat hala milletimizin birliğine kasteden yapıları ifşa etmeli ve gereğini yapmalıdır. Bu ülkenin bir daha aynı ihaneti yaşamaya tahammülü yoktur. Bir kez daha net şekilde ifade ediyoruz ki; devletimizin, başta FETÖ olmak üzere bütün terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz. Hangi kaynaktan beslenirse beslensin ayrım gözetmeksizin tüm terör unsurları bertaraf edilmelidir. Terör örgütlerine uşaklık eden, ekonomik, bürokratik ve siyasi lojistik sağlayan her kişi ve kuruluş rengine bakılmaksızın hak ettiği muameleyi görmelidir. Özellikle ülkeyi yönetme sorumluluğunda olanlar, bu anlamda ortaya koyacakları zaafiyetin, milletimizin geleceği adına faturasının ağır olacağını bilmelilerdir.

            Şu gerçeği artık herkes görmelidir: Bu ülkede kim ki, hala, kamusal alanda belli mensubiyetlerin tahakküm ve tasarrufuna imkan veriyorsa, kamu gücünü aidiyetler üzerinden tanzim etmeye devam ediyorsa, kamu çalışanlarını siyasi görüşü, sendikası, sosyal mensubiyetleri üzerinden ayrıştırıyor ve ötekileştiriyorsa, FETÖNÜN kripto uşağıdır!

            Benzer acıların bir daha yaşanmamasının anahtarı milli birliğimizin muhafazası, milli birliğimizin anahtarı ise kamu başta olmak üzere her alanda adaletin tesis edilmesi, ehliyet, liyakat ve hakkaniyetin hâkim kılınmasındadır. Terör örgütünün yılar boyunca, sinsi bir planın parçası olarak toplum ve kamu kurum ve kuruluşları nezdinde açtığı bu yarayı sarmak, ayrılıkların, adam kayırmaların, torpillerin, haksızlıkların üzerini bir daha açılmamacasına kapatmak bugün yetkililerin üzerine düşen en büyük sorumluluktur.

            15 Temmuz gecesi bir kez daha Türk’ün şamarını kirli suratında hisseden emperyalizm ve uşakları da şunu bilsin ki; her karışını aziz kanlarıyla sulayarak bu toprakları bize vatan yapan aziz şehitlerimizin emanetini koruyacağız, terörle mücadeleyi tavizsiz sürdüreceğiz ve kesinlikle başaracağız.

            Bu vesile ile 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nünde; başta devletimizin kurucusu ölümsüz lider Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, 15 Temmuz 2016 gecesinde kahraman atalarının emanetine canlarını feda ederek sahip çıkan yiğitlik abidesi şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.

            Ruhları şad olsun. Türk Milleti var olsun. Türk Devleti sağolsun.