“Bugün Türk milleti için büyük bir gururun, yalanlarla gölgelenemeyecek kadar büyük bir zaferi elde etmenin yıl dönümüdür; Türk milletinin bağımsızlığını tüm dünyaya kabul ettirmesinin belgesi olan Lozan Barış Antlaşması, bugün 100 yaşına girmiştir.
Lozan Barış Antlaşması, emperyalist devletlerin akbabalar gibi üşüştüğü bir padişahlıktan kan ve ter ile, büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşları liderliğinde, bağımsız bir Cumhuriyet yarattığımız Kurtuluş Savaşı’nın tacıdır. Kurtuluş Savaşı nasıl her bir karış toprakta savaşarak kazanılmış bir zafer ise Lozan da ‘masa’da yedi düvele karşı dimdik bir duruş ve şahsiyet ortaya koyarak elde edilmiş bir zaferdir. Yani düşmanlar önce savaş alanında sonra masada mağlup edilmiş, tarihe silinmez bir not düşülmüştür.
Ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını uluslararası düzeyde tartışmasız biçimde kabul ettiren Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgeleri arasında yer almaktadır.
Lozan Barış Antlaşması'yla, yurdun parçalanmasını ve paylaşılmasını öngören Sevr Antlaşması geçersiz kılınmıştır. Lozan, Atatürk'ün, İsmet İnönü başta olmak üzere çalışma arkadaşlarının ülkemize kazandırdıkları, ulusumuzun yaşamsal haklarına kavuştuğu, dünya barışına hizmet eden büyük bir yapıttır. Sevr ise, unutulmaması gereken, her zaman dikkatli ve uyanık olunmasını zorunlu kılan bir teslimiyet ve çöküş belgesidir.
İngiliz zırhlısına kaçan padişahı, düşman devletlere yaranmak için vatanseverleri hedef alan fetvalar yayınlayan yobazı bugün birer kahraman gibi gösterip tarihi yeniden yazmaya çalışanlar, Lozan’ı da yalanlarla hedef alsalar da, güneş balçıkla sıvanmayacak kadar büyük ve parlaktır.
Lozan Barış Anlaşması o kadar büyüktür ki 2016 yılında “Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dahi daha geçen sene yaşanan bir anlaşmazlık üzerine Yunanistan’a “Lozan’a uyun uyarısında bulunmuştur. Elbette bu mecbur kalma hali, Lozan’ın Türk milletinin bağımsızlığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası hakları üzerinde kırılmaz bir kalkan olarak varlık göstermesinden kaynaklanmaktadır.
Milletlerarası kayıtlı bir antlaşma olduğu halde Lozan’ın Türkiye Cumhuriyeti’ni mağdur eden “gizli maddeleri olduğu”, 100 yılı doldurduğunda ‘süresinin biteceği’ gibi akla sığmayacak yalanlar ve algı operasyonlarına maruz kalan Lozan Antlaşması, bir evraktan çok daha fazlasıdır.
Bağımsızlığımızın tescil edilmiş halidir; Dönemin işgalci devletlerinin hüsranıdır; Mazlum halkların bir asırlık ilhamıdır; bu milletin bir daha asla bir padişaha da emperyalistlere de boyun eğmeyeceğinin dosta düşmana ilanıdır! Cumhuriyet’e bakıp saltanat düşü kuranların, millet değil tebaa görmek isteyenlerin Lozan’ı hedef bellemesinin, onun hakikatinden rahatsız olmasının sebebi de tam olarak budur!
Oysa biz verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gurur duyuyoruz!
Eğitim-İş olarak başta büyük önderimiz Atatürk olmak üzere, Lozan görüşmelerini yürüten büyük devlet adamı İsmet İnönü ile emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarını saygıyla anıyor, Başöğretmen’in eğitim neferleri olarak Cumhuriyet’in korunması konusunda Lozan’daki kararlılığı miras kabul ettiğimizin tekrar altını çiziyoruz. Nice 100 yıllara!”