Siyaset

Bakana soru ve eleştiri yağmuru

Abone Ol

 

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer ve Dr. Jale Nur Süllü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan Bütçe Komisyonu’nda Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Bütçe görüşmelerinde, enerji, ekonomi, ekoloji dengesi gözetmeden, rant uğruna yer altı kaynaklarının tüketilmesine karşı çıkarak Eskişehir’de gündemde olan maden ihaleleri ve devam eden arama faaliyetlerinin yarattığı tahribata dikkat çekti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in bütçe sunumunun büyük bölümünün enerji üretimine ve madenlerin çıkarılmasına dönük olduğunu vurgulayan Süllü ve Çakırözer, enerji verimliliği ve sürdürülebilir çevre kavramının sadece 1 sayfa ile geçiştirildiği yönündeki eleştirilerini dile getirdiler.

‘ÇEVRE SAĞLIĞINI ÖNEMSİYORUZ’ DİYEN BAKANA MADEN İHALELERİ HATIRLATMASI

Çakırözer, Bakan Dönmez’in “Çevreye uyumu önemsediğinizi, düzenli denetimlerle şehirleşme ve çevresel etkiler dikkate alınarak madencilik faaliyetlerinde çevre ve insan sağlığına zararının tespiti hâlinde, gerekli önlemler alınıncaya kadar madencilik faaliyetlerinin kısıtlandığı ve faaliyetlerin durdurulduğu" ifadelerini hatırlatarak, Eskişehir’de bu ilkelere uyulmadığı söyledi. Eskişehir'de 70 bin hektarlık alanda maden arama ve işletme ruhsatı için açılan ihalelerdeki alanların neredeyse tamamının, Bakanın, ‘Çevre ve insan sağlığına zarar veriyorsa yapmayız.’ dediği bölgelerde olduğunu söyleyen, Çakırözer, “Sivil toplum örgütlerimizin, belediyelerimizin yaptığı çalışmalarda bu alanların, mera, orman, tarım arazisi, köy kahvesi, fidanlık, su havzası, mezarlık içinde olduğu ortaya çıktı. Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz bu ihalelerin iptali için, hukuki süreç başlatmış durumda Tarım alanlarının, meraların, köy kahvesinin, mezarlığın bulunduğu arazilerin ihaleye açılmasından haberdar mısınız?” dedi.

YAŞAM ALANLARININ DİBİNE SİYANÜR HAVUZU YAPILIYOR

Çakırözer, Sivrihisar Kaymaz’da Koza Altın İşletmeleri’nin ikinci siyanürlü atık havuzu çalışmalarını da gündeme getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Devletin kendi şirketi sayılan Koza Altın, Kaymaz'da mahallenin dibine denilecek yere, devasa bir siyanürlü atık barajı inşa etmekte.  Covid salgınının başında kimse itiraz edemesin diye, Eskişehirliler evlerinden çıkamadıkları dönemde ÇED raporu gizli saklı, apar topar çıktı, yayınlandı. Kaymazlılar ile Eskişehirliler, siyanür havuzuna karşı birlikte karşı çıktık ama dinlenmedi. Yine, Büyükşehir Belediyemiz ve sivil toplum örgütlerimiz bu konuda hukuk yoluna gittiler. Bu siyanürlü havuz, Kaymaz'ın merasını yok ediyor, uçan kuşunu, toprağını, havasını zehirliyor; ama, bütün uyarılarımıza rağmen ‘Gelin bundan vazgeçin, vazgeçemiyorsanız yerini değiştirelim; daha çorak bir yere alalım.’ şeklindeki taleplerimize maalesef hiçbir şekilde duyarlılık gösterilmemekte. Ne olursa olsun Eskişehirliler, verimli toprakları, temiz havası, suyu, doğası için mücadelesini sürdürecek.”

ÇEVRE TALANINA DUR DEMEK ZORUNDAYIZ

Süllü ise Bakan Dönmez’in sunumunda, “Maden ve Hidrokarbon aramacılığı ile ilgili her zaman söylediğimiz bir şey var.  Varsa bulacağız. Bilinsin isterim ki, enerjide bağımsızlık için karşımıza hangi zorluk çıkarsa çıksın doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz.” sözlerini eleştirdi: “Bu söylem, enerjide bağımsızlık için dış güçlere yönelik ise itirazımız yok. Ama, sürekli yabancı şirketlere verilen ihaleler ve yabancı ortaklıkların maden arama izinleri düşünüldüğünde, bunun başarıldığı da söylenemez Ancak, bu söylem çevre ve doğa talanı ile ilgi duyarlı vatandaşlara, sivil toplum örgütlerine ve muhalefete karşı ise orda durun demek zorundayız.”

Rant uğruna çevre ve doğanın dolayısıyla, insanlığın geleceğinin hiçe sayıldığını, Bakanlığın, ülkemizdeki uygulamalarından, ama, en çok da Eskişehir’deki Termik Santral Projesinden bildiğini söyleyen Süllü, “Belediyelerimizin, STK’ların ve Eskişehirlilerin verdiği mücadele ve hukuki süreç sonucunda bu işten kurtulduk diyemiyoruz” şeklinde konuştu. Süllü, bölgede yapılan sondajlara yönelik soru önergesine, Bakanlığın cevabı ve Eskişehir’de 47.000 hektar, 39 farklı alandaki linyit, taşkömürü madeni için 3 Eylül’de gerçekleştirilen ihalelerin, termik santral yapılacağı endişelerini canlı tuttuğunu dile getirerek Bakan’a “Kömür aramalarının termik santralle ilgisi olup olmadığını” sordu.

 Süllü, Mihalıççık, Beylikova, Sivrihisar’da Krom Manyezit Ocağı Kapasite Artışı, Demir-Nikel Ocağı, Kırma Eleme Tesisi Projesi ile 25.000 ailenin geçimini tarımdan sağladığı alanda tarıma vereceği zarar, kızıl geyiklerin yaşama alanı olan bölgede kesilecek 391.593 ağaç, her gün 8.000 ton madenin kamyonlarla taşınması, havaya karışan metal konsantrasyonlu tozun çökmesiyle suların kirlenmesi, yılda 20 bin kg. dinamitin biyo çeşitliliğe vereceği  zarar, tarihi Yalınlı Hamamı’nı etkilemesinin hiç birinin ÇED raporunda   yer almadığını söyledi. Küresel iklim değişikliğine etkisi hakkında yeterli incelemenin olmadığına da dikkat çeken Süllü, Bakan’a “hala çevre duyarlılığından nasıl söz edebildiklerini” sordu.  Süllü, Bakan’a ayrıca, 9 adet jeotermal kaynak arama sahası için, Eskişehir’deki JES ihaleleri ile ilgili sorularını yöneltti.

 BAKANLIĞIN GÜNDEMİNDE VERİMLİK VE DUYARLILIK YOK”

             “Büyükşehir Belediyemiz, Dünya Bankası ile Dünya Kaynakları Enstitüsü ortaklığında binalarda enerji verimliliği   projesi gerçekleştirilen tek şehir Eskişehir.  Aslında, enerji verimliliği konusunda merkezi yönetime çok iş düşüyor. Ancak, Bakanlıkta enerji verimliliği ve tasarruf konusunda hiçbir çalışma yok. Paris Anlaşmasına atıf var; ancak, karbon emülsiyonlarının azaltılması ile ilgili çalışmalar nerede” diyen Süllü, “sadece enerji üretmeye ve maden çıkarmaya yönelik politikaların ne ekonomiye ne de gelecek nesillere bırakacağımız dünyaya ve ülkemize katkısı yoktur.” vurgusu yaptı.

 Çakırözer ve Süllü, Bakan Dönmez’e “Sizin izlediğiniz yolun doğa ve çevre yönünden doğru olmadığı söylemek bizim görevimiz” uyarısında bulunarak, maden aramalarına ve doğal kaynakların değerlendirilmesine karşı olmadıklarını, ancak bunun çevre duyarlılığı ile uygun teknik, ülke ekonomisine katkı sağlayacak şekilde yapılmasından yana olduklarını açıkladılar. Türkiye’nin en temiz havasına sahip şehirlerin ilk sırasında yer alan Eskişehir’in havasının kirletilmesine, verimli topraklarının talan edilmesine ve çevre bilincine duyarlı Eskişehirlilerin sağlığına zarar verilmesine izin vermeyeceklerini belirten Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekilleri, bu konuda Eskişehirlilerle dayanışma içinde olmaya devam edeceklerini söylediler.