BERAT KANDİLİ

Abone Ol
Değerli Kardeşlerim;
Rabbimize hamdolsun ki on bir ayın sultanı Ramazan’ın müjdecisi olan Berat gecesine sayılı günler kaldı. Mübarek aylardan ikincisi olan Şaban ayının on dördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gece Beraât gecesidir. Yani Miladi takvime göre 23 Haziran 2013 Pazar gününü 24 Haziran 2013 Pazartesiye bağlayan gecedir.
Berât kelimesi “berâet” kelimesinin kısaltılmış şekli  ve Arapça berâe –beraet kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Berâet, “ kişinin bir yükümlülükten kurtulması, yükümlülüğün bulunmaması” anlamına gelir. Şaban ayının on beşinci gecesinde Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berât gecesi denmiştir.
Bu gece, içimizi tırmalayan sızının yani günahımızın kalpten çıkıp gideceği gecedir.
Bu gece mağfiret gecesidir,
Bu gece, af gecesidir,
Bu gece günahlardan kurtulma gecesidir.
       Gel dinle şimdi, açayım da sözü,
        Tek tek söyleyeyim ondaki özü.
        Hakk’ın hikmeti en eski demdendir,
        Şu sözlerin yorumu Âdem’dendir.
        Şu cihan, iki cihanca pek dardır,
        Geniş bak, böyle yüz bin cihan vardır.
        Çok büyük cihandır gönül cihanı,
        Kendini arayanlar bulur onu. 
                                             Yunus Emre 
Değerli kardeşlerim bu gece, yıl boyunca yorgun düşen gönüllerimizin rabbimize açıldığı özel bir gecedir. Yunusumuzun dediği gibi, onu ancak arayanlar bulur. Gelin bu gece rabbimize ellerimizi açalım, ondan af ve mağfiret dileyelim. 
Âlemlere rahmet olarak gönderilen, iki cihan nebisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimizde öyle yapmadı mı. 
Beyhakin’nin Alâ b. El-Hâris kanalıyla rivayet etmiş olduğu bir hadis-i şerifte Hz. Âişe (r.a) şöyle demiştir: Peygamberimiz bir gece kalktı namaz kıldı. Secdeyi öyle uzattı ki öldü sandım. Bunu görünce kalktım. Elimle ayağına dokununca kımıldadı (sevindim) ve yerime döndüm. Secdede şöyle niyaz ettiğini duydum:
-Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınıyor, senden yine sana iltica ediyorum. Şanın yücedir.
Sana yaptığım senayı senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana gereği gibi hamdetmekten acizim. Başını secdeden kaldırıp namazı bitirince;
-Âişe, Allah’ın Resulü sana haksızlık edecek mi sandın, buyurdu. Ben; 
-Hayır, vallahi, ya Resulallah, böyle sanmadım. Ancak secdede uzun süre kaldığın için öldün sandım, dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz;
-Bu gece hangi gecedir, biliyor musun, buyurdu. Ben;
-Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedim. Peygamberimiz;
-Bu gece Şaban’ın on beşinci gecesidir. Allah Teâla Şaban’ın on beşinci gecesinde kullarına rahmetiyle tecelli buyurarak af dileyenleri bağışlar, merhamet isteyenlere rahmet eder, içini kin bürümüş olanları ise kendi hallerine bırakır,  buyurdu.
Değerli kardeşlerim gelin bu geceyi iyi değerlendirelim. Gönüllerin efendisi gül kokulu Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in bize buyurduğu üzere Rabbimizin biz kullarına rahmetiyle tecelli buyurarak af dileyenleri bağışladığı bu gecede bağışlanan kullar içerisinde olalım. Kalbimizden kini, nefreti, intikam duygularını söküp atalım. Şu üç günlük dünyada birbirimizi kırmayalım, incitmeyelim. Özellikle anne, babasına, eşine,kardeşine, yakın ve uzak akrabasına dargın olanların aralarını bulmaya, onların bu gecenin hürmetine barışmalarına vesile olmaya çalışalım.
Sevgili kardeşlerim, 
Bu gece sadece kendimizi düşünmeyelim. Özellikle vatanımızın birliği, beraberliği ve kardeşliğinin devamı için dualar edelim. Biz ki Çanakkale’de Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Alevi’si ve Sünni’si ile bir arada, hep beraber, omuz omuza düşmana karşı çarpışmış bir ecdadın torunlarıyız. Biz biriz beraberiz kardeşiz, gelin bu gecenin hürmetine farklılıklarımızı değil, ortak paydalarımızı ön plana çıkararak kardeşliğimizi yeniden tesis edelim. Çünkü hepimiz biliyoruz ki et tırnaktan ayrılmaz. Bize emanet olan bu vatanı yakarak değil, Gül bahçelerine çevirerek sahip çıkalım.
Bastığın yerleri TOPRAK! diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı
Verme, Dünyaları alsan da, bu cennet Vatanı.
M.Akif ERSOY
Zamanın getirdiği sıkıntılarla bunalan ruhlara, manevi hayatımızın ihmaliyle daralan kalplerimize bu gece şifa olsun, gönüllerimize nur dolsun.
Bizleri yoktan var eden varlığından haberdar eden Yüce Rabbimiz, Bizi kendine kul, Habibine ümmet eylesin. 
Bizi bu gece mağfiret olanlardan eylesin. Resulullah’ın şefaatine erenlerden eylesin. Ömrümüze hayır ve bereket ihsan eylesin. Çocuklarımızı, vatanımıza ve bizlere hayırlı olan evlatlardan eylesin. Hz. Peygamber Efendimizin yanında haşrolmayı, Cennetiyle-cemaliyle müşerref olmayı nasip eylesin. Yuvalarımıza Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in evindeki mutluluğu nasip eylesin. Çocuğu olmayıp ta evlat bekleyenlere hayırlı evlatlar versin. Dertlilere deva, borçlulara eda, hastalara acilen şifalar nasip eylesin. Sınava girecek yavrularımıza başarılar ihsan eylesin.
Aziz okuyucular,
Bu vesile ile Berat kandilinizi tebrik eder, insanlığa barış, huzur ve saadet getirmesini, müminlerin arınmasına, affına vesile olmasını, rengini aziz şehitlerimizin kanından alan Bayrağımızın Vatanımızda her daim dalgalanmasını Allahtan niyaz ederim.
Allah’a emanet olunuz.
Enes ÇINAR