İktidarın deprem sonrasında vatandaşın yanında olmadığını ve yeteri kadar aksiyon alamadığını belirten Ateş, “Yaşananlardan hem iktidarın hem tüm kent yönetimlerinin ders çıkarması gerektiğini düşünüyorum.” dedi. 1999 depreminin Eskişehir’deki etkilerini hatırlatan Haşim Ateş, şunları söyledi: “99’da ikinci derece deprem bölgesi olmamıza karşın 33 canımızı yitirmiştik, Kuzey Anadolu Fay hattında yer alıyoruz ve 7-7.5 şiddetinde olacak bir depremden çok da uzak değiliz, dolayısıyla depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Eskişehir’de 99’dan bu yana yapılaşma, imar planları, çevre düzeni planlarının depremin olası etkilerini dikkate alarak yapılmış olması gerekiyor. Özellikle jelolojik ve jeoteknik etütlerin yapılması, yeni imar planlarının buna göre revize edilmesi gerekiyor.  Tüm kentler depremlere hazırlıklı olmalı, bu felaketin Eskişehir’de yaşanması durumunda buna ne kadar hazırız sorusunu sormamız gerekiyor. Deprem sonrası enerji, haberleşme olanakları yitiriliyor halkın güvenli toplanma alanları çok önemli, bununla ilgili gerekli çalışmalara yapılıyor mu, bunların takipçisi olacağız.” 
DEPREM DÖNEMİNDE BAŞKANLIK YAPTIM
37 yıllık inşaat mühendisi olduğunu ve 1999-2004 yılları arasında Odunpazarı Belediye Başkanlığı yaptığını anımsatan Ateş, “Deprem döneminde başkanlık yaptığım için bu konudaki sıkıntıları da çok yakından biliyorum. Benim teknik bir eleman gördüğüm; inşaat sektöründe sistem olarak çok büyük yanlışlar var, aksayan bir yapı denetim sistemi var, müteahhit konusu çok tartışmalı, Türkiye’de 450 bin müteahhit olması doğru mudur? İnşaat mühendisleri, teknik elemanlar işsiz, ama hiçbir mesleki bilgisi olmayan bir sürü müteahhidi var, bunun kriterleri bir an evvel değiştirilmeli, inşaat mühendisi ve mimar olanların da bu sektöre katılması lazım, inşaatlardaki beton kalitesinin de göz ardı edilmemesi lazım.” ifadelerini kullandı.  
BİNA TAKVİYELERİ İÇİN VATANDAŞA DESTEK OLUNMALI
Deprem için Eskişehir’de de tüm kentlerde de 2000 öncesi binaların deprem testine sokulması gerektiğine dikkat çeken Ateş, şöyle konuştu: “Büyükşehir Belediyesi’nin TMMOB ile yaptığı sözleşme ile 22 bin binanın yapı stoğunun çıkarılması güzel ancak bu envanter çıktıktan sonra vatandaşın yanız bırakılmaması lazım. Binaların güçlendirilmeye ve takviyeye ihtiyacı varsa hem Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın, hem belediyelerin buna destek vermesi lazım, çünkü bu ekonomik ortamda vatandaşın değil binasına takviye yapmaya, evine peynir almaya bile parası yok. Bundan sonra binaların takviyesi konusunda vatandaşların desteklemesi gerekiyor, zemin sıvılaşması konusunda da etütlerin yapılması gerekiyor.”
2000 SONRASI YAPILAR DA KONTROL EDİLMELİ
Zemin sıvılaşmasının da Eskişehir için çok önemli bir konu olduğunu belirten Deva Partisi İL Başkanı Haşim Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: “2000 yılından sonra yapılan binalarda da bu sorun olabilir, bunun çok dikkatli irdelenmesi lazım, hem Eskişehir’in hem Türkiye’nin tüm inşaat kapasitesinin insan hayatını yakından ilgilendiren bu konuya odaklanması ve güçlendirilmesi lazım, kaynakların kentsel dönüşüme ayrılması lazım, yeni inşaat yapmaktan ziyade bunu yapmalıyız. Kentlerde yüksek değil, 3-4 katlı yapılar inşa edilmeli ve zemini yumuşak kaya ve kaya olan yerler var; örneğin; Sultandere iyi seçilmiş yerlerden biridir, Kocakır mevki zemini de iyi yerlerden biridir, bunlar gibi kaya zemini olan yerler tercih edilmeli, alüvyon zeminler değil! Çocuklarımıza çok daha iyi bir çevre ve yaşanabilir binalar bırakmakla mükellefiz.”