Röportaj

Bugün öğretmen maaşı 21400 olabilirdi

Abone Ol

“Türk Eğitim Sen’in yetkili olduğu 2008 -2009 yılında enflasyon oranı her ay maaşlara yansıtılıyordu, yılsonunda da yüzde 3 refah payı veriliyordu, şu ana kadar bu uygulanmış olsaydı 2014 yılından itibaren bu yansıtılsaydı yüzde 3 refah payını saymadan dahi şu anda yeni başlayan bir öğretmenin maaşı 21400 lira  olacaktı. Zaten ortalama öğretmen maaşının bu düzeylerde olması gerekiyor.”

Hükümetin açıkladığı yüzde 30’luk zam oranına karşı sendika olarak açıklamalarınız oldu, sizin beklentiniz neydi?

Hükümetten beklentimiz temel noktada enflasyon oranının her ay maaşlara yansıtılmasıdır. Türk Eğitim Sen’in yetkili olduğu 2008 -2009 yılında enflasyon oranı her ay maaşlara yansıtılıyordu, yılsonunda da yüzde 3 refah payı veriliyordu, şu ana kadar bu uygulanmış olsaydı 2014 yılından itibaren bile bu yansıtılsaydı yüzde 3 refah payını saymadan dahi şu anda yeni başlayan bir öğretmenin maaşı 21400 lira olacaktı. Zaten ortalama öğretmen maaşının bu düzeylerde olması gerekiyor.

Yüzde 30 ne bizim, ne emeklinin ihtiyacını karşılamaz, bu şekilde bir oranı kabul etmiyoruz, burada en büyük sorun yetkili sendikadır, Eğitim Bir Sen’dir. 2008-2009 yılında bizim aldığımız enflasyon farkı ve refah payı devam etseydi şu anda bu durumda olmazdık. Devletin refah payı olarak memura verdiği rakam yüzde 8.5, bu çok yetersiz. Maalesef yetkili sendikamız başka kimseyle görüşmeden bizlerin de görüşlerini almadan buna imza attı.

Zam oranları seçimleri etkiler mi?

Seçimlerde insanlar geçimine bakıyor, cebine bakıyor, sandığa gittiğinde de kendi dünya görüşüne göre oyunu verir. Yüzde 30’luk zam memur açısından musluğun açılmadığını gösteriyor. Gelişen dünya şartlarında insanların, bu tür ekonomik şeylerle seçimde kararını değiştiremezsiniz diye düşünüyorum. Yüzde yüz zam yapsa da oyunu veren de olur vermeyen de olur, öyle olsa yüzde 200 zam verirler, tüm oyları alırlar… Olur mu öyle şey? Bu rakamlar insanların seçimini etkilemez.

Toplu iş sözleşmesi ikramiyesi yeterli mi peki?

Toplu sözleşme ikramiyesi konusunda 2022 yılının son döneminde çıkan kanunda sendikalara yüzde 2 barajı getirildi, örgütlenme sayısı bakımından yüzde 2’yi geçen sendikaların üyeleri ikramiye alma hakkı getirildi. 3 aydan 3 aya 750 lira civarında para veriliyor, geçemeyenlere ise 250 lira verilecek. Bizim sendika olarak beklentimiz ise, sendika üyelerine 3 aydan 3 aya 1 maaş verilmesidir. Sendika üyelerinin maaşlarından aylık ortalama 60 lira kesilir bunun dönüşümü şu anda 750 lira biz bunun bir tam maaş olmasını istiyoruz.

Türk Eğitim Sen olarak “Ek zam ve refah payı artık kaçınılmaz” diyorsunuz, peki alabilecek misiniz?

Şu anki ekonomik koşullarda iyi bir ek zammın yapılması gerekiyor, bakıyoruz herkes kredi çekip kredi kartını kapatıyor, ek işlerde çalışıyor.

Peki bir öğretmenin aldığı en düşük maaş kaç lira?

8.300 lira, emekliliği gelmiş öğretmen arkadaş 11 bin lira civarında alır. Ocak ayında da bunlara ilaveten yüzde 30 luk zam gelecek. Baş öğretmenlik ve uzman öğretmenlik ise öğretmenlerin yüzde 40’ını alakadar ediyor.

Eskişehir’de kaç üyeniz var?

Eskişehir’de yaklaşık 2500 üyemiz var, ikinci en çok üyesi olan sendika biziz.  

Eskişehir’de öğretmenlerin yaşadığı en önemli sorunlar neler?

Maaşlar temel sorun olsa da Eskişehir’de özellikle ilçelerde çalışan öğretmenlerimizin yaşadığı en büyük sorun konaklama. Bizim ilçelerimiz küçük olduğu için Çifteler ve Sivrihisar dışında öğretmenlerin kalabileceği ilçemiz yok, bunun en önemli nedeni konut olmaması. Örneğin ben tüm ilçeleri gezdim, Sivrihisar’ın Buhara Köyü’nden geliş gidiş yapan var. Eskişehir’deki ilçelerdeki öğretmenlerin çoğu geliş gidiş yapıyor. Öğretmenler doğu hizmeti olarak ilçelere gitmeyi tercih edebiliyorlar, ama kalacak yer olmadığı için   gerçekten çok zorluk çekiyorlar. İlçelerde, beldelerde gelen öğretmenlerin kalabileceği bir lojman sistemine artık geçilmesi gerekiyor. Böylece insanlar maddi olarak biraz rahatlayabilir. Han’da öğretmenler için belediyenin yaptığı bir lojman var, arkadaşlarımız burada kalıyor ve çok rahat ediyorlar. İlçelere geliş gidiş yapan arkadaşlar  2-3 bin lira arası yol parası veriyorlar ve en az 100 lira yemek parası verseler günlük, maaşlarını yarısı bunlara gidecek, bu koşullarda öğretmen maaşının yetmesi imkansız. Bunun yanına bazı ilçelerde halden anlamayan, çalışana yardımı geçin engel olan yöneticiler olunca çalışanlar gerçekten çok zorluk çekiyorlar

Eskişehir’in hem öğretmen açığı hem de norm kadro fazlası var bu nasıl oluyor?

Eskişehir’de atamalara bakınca, 1500 civarında norm kadro fazlası öğretmen var; İngilizce öğretmenliğinde, sınıf öğretmenliğinde, meslek lisesi öğretmenliğinde norm kadro fazlası çok öğretmen var, bunları bazı noktalarda eritemiyoruz. Bunun nedenleri arasında; yanlış atamalar, İngilizce ders saatinin düşürülmesi, 4+4+4 sisteminin getirilmesi sayılabilir. Bir de öğretmenler, eş durumundan atama isteyebiliyor, örneğin askerlerin eşleri, eş durumundan geliyor ve norm kadro fazlası olarak devam ediyorlar. Eskişehir merkeze gelmek gerçekten çok zor. 14-15 yıldır ilçelere geliş gidiş yapan öğretmenler var. Bu arkadaşların 300 -350 hizmet puanı varken gelemiyor. Atama sisteminde tekrar sıra tayin sisteminin yılda en az 3 defa işletilmesi gerekir.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla ilgili eleştiriniz neydi?

Bu kanunun çıkması aslında bizim için bir kazanç, ama içeriğinde büyük sıkıntılar vardı, öğretmenlerin uzman, başöğretmen gibi sınıflandırmalara ayrılmasının sınavlara bağlı olması çok rahatsız edici. Onur kırıcı bir durum. En önemlisi de öğretmenlik yalnızca bilgiye dayanmaz, bildiğini aktarma sanatıdır, dolayısıyla bunu ölçebilecekleri de bir kriter yok ellerinde. Biz sendika olarak bir sınıflama isteniyorsa meslek sürelerinin, tecrübelerinin baz alınmasını istedik. 10-20 yıllık öğretmenler kıdem kazansın, 30 yıllık öğretmenle, yeni gelen öğretmen arasında yalnızca 1500 lira fark var düşününün. Dolayısıyla biz kanuna karşı değiliz ama bu sınıflamaya karşıyız. Bir çalıştay düzenleyeceğiz Ankara’da ve bunun sonuç raporunu Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaştıracağız. Milli eğitim bakanlığı da katılacak bu çalıştaya, umarım çıkan sonuçlar dikkate alınır.

Bazı illerde uygulanmaya başlanan öğrenciler için 1 öğün ücretsiz yemek uygulaması bizde de yapılabilir mi?

1 öğün ücretsiz yemek uygulaması bizde de olmalı, kantin fiyatları yüksek, maddi durumu düşük olan öğrencilerimiz var, özellikle ortaokul ve liselerde. Liselerde çok fazla taşımalı sistemle gelen öğrenci var, günlük 20-30 lira para verilmesi lazım çocuğa. 7 Şubat’tan itibaren tüm anaokulu öğrencilerine yemek verilecek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’na aktaracak bu parayı, bakanlık bu çalışmayı yürütüyor. Bunu tüm öğrencilere yaya biliriz. Eskişehir’de Gazi Meslek Lisesi’ndeki gıda bölümleri aktif hale getirilerek, öğrencilerin yemek ihtiyacı karşılanabilir, böylece çocuklar tost yerine 3 kap sağlıklı yemek yiyebilir daha ekonomik bir koşul sağlanırsa tabi, devlet tarafından bunun sübvanse edilmesi lazım. Nasıl üniversitelerde olabiliyorsa milli eğitimde de olabilir.

Pandemi bitti mi öğrenciler için yeniden maske gelir mi, okullar tekrar kapanır mı?

Domuz gribi bir ara çok tehlikeliydi şu anda Covid de tehlikesini sürdürüyor, ancak bağışıklık sistemimiz gelişti herhalde ve artık eskisi kadar sorun yaratmıyor bunlar okullarda. İnfluenza, domuz gribi gibi salgınlar yüzünden sınıflarda devamsızlık oranı arttı, okulların tatil olacağını düşünmüyorum, Sağlık Bakanının da kapanmayacağı yönünde açıklamaları olmuştu.

Eskişehir’de ikili eğitime devam eden okullar var, onlar ne zaman tam gün eğitime geçebilir sizce?

İkili eğitimin ortadan kalkması için okul sayısının artması gerekiyor. Kenar mahallelerdeki okullarda da sınıf mevcudu çok düşük değil, Eskişehir büyüyen ve göç alan bir şehir, Emek mahallesi neredeyse bir ilçe büyüklüğünde ve burada lise yoktu, şimdi buraya bir lise yapılıyor. Batıkent’te hem ilkokul hem ortaokul sorunu var, Ahmet Sezer ve Melahat Ünügür’ün tekli eğitime düşmesi için buradaki çocukların gidebileceği bir okul olması lazım. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de bu konuda çalışması var, bunun için bu yıl 21 okul yapılacağını söyledi İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre.

Çalışan anne, babaların çocuklarını yollayabileceği tam zamanlı Milli İrade İlkokulu var, bunların sayısı arttırıldı ancak, diğer okulların da milli irade okulu gibi imkânlara sahip olması gerekiyor.

Eskişehir’de aileler son zamanlarda özel okul fiyatlarından çok dert yanıyor, özel okullarda daha iyi eğitim veriliyor mu sizce?

Eğitimde birinci faktör bence öğretmen, fiziksel imkânlar daha sonra geliyor, milli eğitimdeki öğretmen kalitesinin çok iyi olduğunu, öğretmenlerin yeterli donanıma sahip olduğunu düşünüyorum. Özel okullara bakınca düşük ücretli öğretmen çalıştırıyorlar, bu atanamayan öğretmenleri köle gibi kullanmak anlamına geliyor, asgari ücret 8500 olunca yatırdıkları paranın bir kısmını geri alacaklarını söyleyen okul yönetimleri var örneğin, bu kabul edilebilir bir şey değil. İşte bu da Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda düzenlenmesi gereken konulardan biridir. Özel sektör bizim açımızdan tercih edilen bir yer değil. 30 saat derse giren öğretmene asgari ücret bile vermiyorlar, özelde çalışan öğretmenlerin durumu daha kötü açıkçası.

Son olarak yeni bir yıla girdik, Türk Eğitim Sen olarak bu eni yıldan beklentileriniz neler?

2023;  hem Türk Eğitim Sen hem Kamu Sen açısından çok önem verdiğimiz bir yıl, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı. Bizim temennimiz; 100 yılını devirmiş bu ülkede herkesin refah içinde, saygı, sevgi içinde yaşadığı bir yıl olsun, sendika olarak da 30 yaşımızı kutladık, Cumhuriyetimiz daha nice yüzyıllar yaşasın istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Bizim ilkemiz önce ülkemiz.