Yaşam

Çıplak ayaklı sokak müzisyeni

Abone Ol

Şeker hastalığı nedeniyle yaşadığı çeşitli sağlık problemleri sebebi ile ayakkabı giyemeyen ve soğuk havaya rağmen çıplak ayaklarıyla sokakta müzisyenlik yapan Ahmet Azeskin, “Benim ayaklarım üşüyor, ama çaldığım melodi ve nağmelerle halkımızın içi ısınıyor” diyerek mesleğini icra ediyor.

Koronavirüs nedeniyle pek çok iş yeri kapandı ve bazı sektörlerin çalışanları işsiz kaldı. Yaklaşık bir yıldır devam eden bu süreçte insanlar zor şartlar altında da olsa geçinebilmek için çözüm yolları aramaya başladı. Bu vatandaşlardan birisi de salgın öncesinde eğlence yerlerinde müzisyenlik yapan 61 yaşındaki Ahmet Azeskin. 15 yıldır Eskişehir’de yaşayan müzisyen, yeme içme yerlerinin kapanmasının ardından işsiz kalınca kemanını alıp sokağa çıkmaya karar verdi. Ardından bunu meslek haline getiren ve kar kış demeden çıplak ayaklarıyla sanatını icra etmeye başlayan Azeskin, sokak müzisyenliğine bir yıldır devam ettiğini ifade etti.

“Ayaklarım bayağı bir üşüyor ama yapacak bir şey yok”

Aslen Bursalı olan ve 15 yıl önce Eskişehir’e gelen 6 çocuk babası Ahmet Azeskin, şeker hastalığı nedeniyle çeşitli sağlık problemleri yaşadığını belirtti. Ayaklarında ve gözlerinde rahatsızlıklar bulunduğunu söyleyen Azeskin, “Ben geçen kış karda, soğukta hep buradaydım. Ayakkabı giyemediğim için ayaklarım bayağı bir üşüyor ama yapacak bir şey yok. Ayaklarımda yaralar, rahatsızlıklar ve şekil bozukluğu olduğu için ayakkabı giyebilmem mümkün değil. Böyle idare ediyorum yani. Kış şartlarında benim ayaklarım üşüyor, ama çaldığım melodi ve nağmelerle halkımızın içi ısınıyor. Bu durum beni mutlu ediyor” diyerek duygu ve düşüncelerini paylaştı.

“Beni buna hayat şartları zorladı”

Bir yıldır sokak çalgıcılığı yaptığını aktaran Ahmet Azeskin, eskiden maddi durumunun gayet iyi olduğunu söyledi. Hayatın insanlara neler getireceğinin hiçbir zaman belli olmayacağından söz eden 61 yaşındaki müzisyen, “Sokak çalgıcılığını 1 yıldır yapıyorum. Pandemi dolayısıyla eğlence mekânları kapansa da çocuklarımın rızkını bu şekilde çıkarmaya çalışıyorum. Günde 40-50 lira kazanıyorum, evin geçimini temin etmeye gayret ediyorum. Tabii ki müziği çok seviyorum, insan sevmediği işi yapamaz. Ama beni sokak çalgıcılığı yapmaya asıl hayat şartları zorladı. Çünkü başka geçim kaynağım yok. Eğlence mekânları kapandı ama biz de para kazanmak zorundayız. Çocuklarımız okuyor, evimiz kira. Onların geçimini temin etmek amacıyla bu işi kendime uygun gördüm, devam ediyorum, Allah’a şükürler olsun en azından para kazanabiliyoruz” sözleriyle durumu anlattı.

“Yardım etmek isteyenler olunca duygusal anlar yaşıyoruz”

Yoldan geçenlerin tepkilerinin genelde olumlu olduğunu belirten Azeskin, halkın duyarlılığından memnun olduğunu kaydetti. Ses çıkardığı için bazı insanlar tarafından zabıtalara şikâyet edildiğini de ifade eden Ahmet Azeskin, sözlerini şu şekilde noktaladı:

“İnsanlar benimle ilgileniyorlar. Yardımcı olmaya çalışanlar var, mont verenler oluyor. Hastalığım dolayısıyla ayakkabı giyemiyorum. Bunu bilmeyen birkaç kişi ayakkabı getirmişti. Tabii duygusal anlar yaşadık. Elbette yardım edildiğinde böyle duygu dolu anlar yaşanabiliyor. Hepsinden Allah razı olsun, halkımız duyarlı ve ilgili, hepsine çok teşekkür ediyorum. İnsanlar gelip fotoğraf, video çekiyorlar. Güzel şarkı söylediğimi, keman çaldığımı söylüyorlar. Benim de hoşuma gidiyor tabii. Her insan, bir işi güzel yaptığı söylendiğinde haz alır. Ben de böyle tepkiler olunca daha şevk ve heyecanla çalıyorum. Halkımızın tepkileri genel anlamda güzel. Bazen birkaç kişi şikâyette bulunuyor ama o kadar da olacak. Zorluklar yaşıyoruz elbette. Müziği sevmeyen insanlar hemen belediyeye ‘müzik yapıyorlar, rahatsız oluyoruz’ diye şikâyette bulunuyor. Tabii zabıtalar geliyor, onlar da görevlerini yapmak zorunda. Bazen alkollü insanlar geliyor, yanımızda durduklarında çevreye rahatsızlık veriyorlar. O da bir başka zorluk.”

“Keman sesinden etkilenince durup dinlemek istedim”

Bazı vatandaşlar yoldan geçerken duydukları keman sesinden etkilendiklerini söyledi. Zor şartlar altında da olsa geçimini sağlamak için sanatını sürdüren bir müzisyenin ilgi çekici olduğunu belirten Befrin Yaman, Ahmet Azeskin’in sesini duyduğunda biraz dinlemeden oradan geçmek istemediğini belirtti. Yaman, “Normalde buradan geçiyordum, durmak gibi bir planım yoktu. Açıkçası kemanın sesi beni etkiledi. Öylece geçip gitmek yerine oturup dinlemek istedim çünkü ses bana huzur verdi. Daha sonra beyefendi şarkıya başladı, sesi de huzur verince bu soğuğa rağmen dinlemek istedim. Çünkü etkilendim ve aynı zamanda biraz duygulandım. Böyle zor bir dönemde kendi sanatını sergileyerek bir şeyler yapmaya çalışması hoşuma gitti. Soğuk havada sanatını icra ediyor ve müziğini yapıyor. Bu şekilde para kazanmayı tercih etmesi beni daha çok etkiledi” dedi.