Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tamer Akan, ESOGÜ Soğuk Plazma laboratuvarında üretilen plazmalanmış suyun COVID-19 virüsüne karşı koruma sağlayabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Akan, maddenin 4. hali olarak da bilinen “plazma”nın su üzerindeki uygulamalarına ilişkin bilgilendirmede bulundu: ESOGÜ Soğuk Plazma Laboratuvarı’nda şimdiye kadar pek çok bakteri üzerine soğuk plazma uygulayarak sterilizasyon çalışmaları; sebze, meyve, balık gibi çeşitli gıdalar, tohum ve diş üzerine çeşitli soğuk plazma uygulamaları yapıldığını belirten Akan, “2019 yılında “Adding Water Droplets Into Atmospheric Pressure Plasma Jet of Helium, IEEE Transactions on Plasma Science, 47,11, 2019” çalışmasında, soğuk plazma ile işlenmiş ‘Plazmalanmış Su’ ürettik. Su üzerine çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Soğuk plazmaların su üzerine uygulanması ile üretilen “Plazmalanmış Su (Plasma Treated Water)” çok farklı özellikler ortaya koymuştur. Plazma uygulaması ile su, öncelikle arıtma ve sterile edilebilmektedir. Bununla birlikte plazmalanmış suyun pH değeri, redoks potansiyeli, iletkenliği, hidrojen peroksit oranı, nitrit ve nitrat iyon konsantrasyonu değiştirilerek çok farklı özellikte su üretilmiş olmaktadır. Plazmalanmış suyun bakterileri öldürdüğü gösterilmiştir. Bu nedenle plazmalanmış su ile gerek ağız gerekse serum yoluyla hastaya verilerek enfeksiyon mücadelesi yapılabilecek; yeni tür ilaç üretiminde katalizör olarak kullanılabilecektir. Ayrıca plazmalanmış su ile beslenen bitkilerin hem yaprakları hem de ürünlerinin çok daha gelişkin olduğu gösterilmiştir. Plazmalanmış suyun virüsleri yok edici etkisi olduğunu gösteren çok sayıda araştırma yapılmıştır. Plazmalanmış su ile el ve yüz yıkanması virüslerden koruyucu etkide bulunabilir; kıyafetlerimiz, maskelerimiz, gıdalarımız ve yaşam alanlarımız da plazmalanmış su ile yıkanarak virüslerden arındırılabilir.” dedi.
"Plazmalanmış su doğrudan kullanılabildiği gibi, sprey olarak da kullanılabilir"
Prof. Dr. Tamer Akan, “Araştırmalarımızda ‘Plazmalanmış Su’yun, çeşme suyu, alkali su ve distile sudan üretilmiş ve çeşitli bakteri ve virüslerde aktif oksijen ve hidrojen asit türlerinin etkisi ile patojenlerin yaşam aktivitesini bozduğu görüldü. Ürettiğimiz sistemde OH, NO, O gibi radikaller tespit edilmiştir. Bununla birlikte çeşme suyunun pH değeri 8’den 5’e, alkali suyun 7’den 4,5’a ve distile suyun pH değeri 6,5’ten 4’e düşmüştür. Son derece asidik olan bu sular aracılığı ile kolaylıkla mikro-organizmalarla ve virüslerle mücadele edilebilir. Plazmalanmış su doğrudan kullanılabildiği gibi, sprey olarak da kullanılabilir. İçeriği, ispirtolu çözeltilerin ve klorun aksine insan vücudu için herhangi bir tehlike oluşturmamaktadır. Çeşitli bakteri ve virüslerle, özellikle koronavirüs üzerine ‘Plazmalanmış Su’ ile güvenlikli çalışma ortamları üzerine çalışmalar yapılmaya devam edilmektedir.” diye anlattı.