Eskişehir’de emniyet ve savcılığa yaptığı 23 suç duyurusuna rağmen korunamayan ve boşandığı eşinin satırlı saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın ölümünde ihmali olan devlet görevlilerine yönelik inceleme ve soruşturmaların tümü ‘skandal’ denebilecek kararlarla kapatıldı. Hakimler Savcılar Kurulu, tedbir ve uzaklaştırma kararlarını ihmal ederek Ayşe Tuba Arslan’a tehdit ve saldırılarına defalarca devam eden fail Yalçın Özalpay hakkında önleyici ve caydırıcı tedbirleri uygulamayan hakim hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verdi ve dosyayı kapattı.

4 kez verilen koruma kararına rağmen Ayşe Tuba Arslan’ı koruyamayan emniyet birimleri hakkında yapılan incelemeden de ‘ihmal yok’ sonucu çıktı. Ayşe Tuba Arslan’ın davalarını ve aldırdığı tedbir kararlarını takip etmekle yükümlü Eskişehir Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) yetkilileri de bakanlık tarafından korundu ve bir kusurlarının bulunmadığı açıklandı. Ayşe Tuba Arslan’ı 23 suç duyurusuna rağmen koruyamayan kolluk gücü, hakim ve ŞÖNİM uzmanları hakkında hiçbir yaptırım uygulanmamasına tepki gösteren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Bu sonuç büyük skandal. Cinayeti işleyen katil en ağır cezayı aldı. Ama bir yıl önceden ‘geliyorum’ diyen bu cinayete göz yuman devlet görevlileri hakkında hiçbir yaptırım yok. HSK hakim ve savcılarını, Emniyet polisini, Aile Bakanlığı da uzmanlarını korudu. Tam 23 kez ‘Can güvenliğim yok, beni koruyun’ diyen Ayşe Tuba’yı koruyamayan devlet bu kararlarıyla onu mezarında bir kez daha öldürdü. ‘Ayşe Tuba’nın feryadına sessiz kalamayız’ diyenler, görülüyor ki bugün bu feryada kulak tıkadılar. Ayşe Tuba’nın katledilmesinden bu yana 408 günde tam 324 kadın daha öldürüldü bu ülkede. Devletin ‘kol kırılır yen içinde kalır’ zihniyeti yüzünden Türkiye’de kadın cinayetleri bitmiyor ve bitmeyecek” dedi

ÖLDÜKTEN SONRA MI KORUYACAKSINIZ?

Ayşe Tuba Arslan 11 Ekim 2019’da Eskişehir’in en işlek caddelerinden birinde, boşandığı eşi Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısına uğradı. 44 gün yaşam mücadelesi veren Arslan 24 Kasım’da hayatını kaybetti. Ölümünden sonra Ayşe Tuba Arslan’ın Eskişehir’de savcılık ve emniyete iki yıl içinde Özalpay hakkında hakaret, tehdit ve basit yaralama iddialarıyla 23 kez suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Ölümünün ardından Ayşe Tuba Arslan’ın çantasında yazdığı 23. suç duyurusu dilekçesi bulundu. Arslan son dilekçesinde tedbir kararlarına rağmen korunamıyor olmasına isyan ederek şu ifadeleri kullandı:

Defalarca şikâyet etmeme rağmen hiçbir sonuç alamadım, uzaklaştırmam olduğu hâlde. Benim bu Yalçın Özalpay isimli şahısla ilgili başvurmadığım hukuki işlem kalmadı. Bu şahıstan ölüm tehdidi alıyorum. Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz? Ben çok mağdurum."

BAKAN “FERYADINA SESSİZ KALMAYIZ” DEMİŞTİ

Ailesi ve Eskişehirli kadın avukatlar Ayşe Tuba Arslan’ın ölümüne neden olan ihmallerin peşini hiç bırakmadı. Konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de ‘Ayşe Tuba’yı koruyamayan devlet görevlilerinin de cinayetin azmettiricisi olduğunu” açıklamış ve Adalet Bakanlığına  ihmali olanların tespit edilerek cezalandırılması çağrısı yapmıştı.

Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı 29 Kasım 2019 tarihinde yaptığı açıklamayla Ayşe Tuba Arslan’ın 23 suç duyurusunu doğrularken, saldırgan Yalçın Özalpay hakkında 10 ayrı iddianame düzenlendiği, 2 dosyada birleştirme kararı alındığı, geriye kalan 10 başvuru üzerinde ise delil yetersizliği gibi gerekçelerle takipsizlik kararı verildiğini açıklamıştı.

30 Kasım 2019’da, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından ihmali görülen kamu görevlilerinin tespiti amacıyla inceleme izni verildi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de 2 Aralık 2019 tarihinde yaptığı açıklamada, “Ayşe Tuba Arslan bugün aramızda olabilirdi. Artık bu çığlığın son bulması gerektiğine inanıyoruz. Adalet kapısına gelenin feryadına sessiz kalamaz. Bu konuda yargısal olarak en ufak bir aksaklık yaşandıysa HSK gerekli müeyyideyi uygulayacaktır” dedi.

ACILI BABAYA ‘DOSYAYI KAPATTIK’ YAZISI

Ayşe Tuba Arslan’ı öldüren Yalçın Özalpay yapılan yargılama sonucu ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Arslan’ın 23 suç duyurusuna rağmen korunamamasına ilişkin inceleme ve soruşturmalar ise geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. .

Ayşe Tuba Arslan’ın şiddet ve tehdit şikayetlerini değerlendiren Eskişehir Aile Mahkemesi’nin mağdura yönelik sistematik şiddeti görmezden gelerek, uzaklaştırma kararlarına uymayan saldırgan hakkında etkili tedbirleri seçmemesi, şiddeti önleme amaçlı GPS donanımı, elektronik kelepçe ya da zorunlu hapis cezasından hiçbirini uygulamaması; Ayşe Tuba Arslan’ın tüm şikayetlerinin İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerine açıkça aykırı biçimde başsavcılıkça uzlaşmaya zorlanması ve fail aleyhinde cinayet öncesinde açılan çok sayıda ceza davasında iyi hal indirimi verilmesi, beraat ya da tazminat kararlarına hükmedilmesi ihmal şüphelerini gündeme getirmişti.

Bu konuda yapılan soruşturma ve incelemelerin sonucu HSK tarafından Ayşe Tuba Arslan’ın babası Serdar Arslan’a 4 Ocak tarihinde gönderildi. Yazıda, uzaklaştırma kararlarını defalarca ihlal etmesine rağmen fail Yalçın Özalpay hakkında hiçbir etkin ve caydırıcı tedbir kararı almayan aile mahkemesi hakimi hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verildiği ve soruşturma dosyasının kapatıldığı bildirildi.

KORUYAMAMAK DIŞINDA KUSURLARI YOK!

Alınan 4 ayrı koruma kararına rağmen Ayşe Tuba Arslan’ın, sokak ortasında saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmesinde  polisin ihmal ve kusuru olup olmadığına ilişkin Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen inceleme sonucunda da ‘Emniyet birimlerinin bir kusuru olmadığı ve soruşturmaya yer olmadığı’ sonucuna varıldı.   

DOSYA DAHİ TUTAMAYAN BİRİME DE KORUMA

Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’nin (ŞÖNİM) Eskişehir sorumlularının,  Ayşe Tuba Arslan’ın suç duyuruları ve tedbir kararlarının takibi konusunda ihmalleri olduğu, Bakanlık avukatlarının Ayşe Tuba Arslan’ın dava süreçlerini takip etmediği iddiaları ortaya çıkmıştı. Bu iddialarla ilgili soruşturmadan da ‘aklama’ çıktı.  Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırzer’in soru önergesine  şu yanıtı gönderdi:

“ŞÖNİM personeli hakkında gerekli soruşturma gerçekleştirilerek, yapılan incelemede Bakanlığımız görevlerine ilişkin mevzuat çerçevesinde gerekli mesleki iş ve işlemlerin gerçekleştirildiği tespit edilmiştir” 

FARKLI KARAR ALSALAR, AYŞE TUBA YAŞIYORDU

HSK, Emniyet ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı incelemeleri sonucunda 23 kez suç duyurusunda bulunulan, defalarca koruma ve uzaklaştırma kararı verilen bu dosyada hiçbir devlet görevlisinin sorumluluğunun tespit edilmemesi ve hiçbir yaptırım uygulanmamasına CHP Milletvekili Çakırözer tepki gösterdi. Dosyanın adli makamlar yönünden kapatılmasını eleştiren milletvekili Çakırözer, “23 kez başvuruda bulunan ve can güvenliği olmadığını haykıran bir kadın var. Önleyici tedbir kararları fail tarafından defalarca ihlal ediliyor. Ama bu ihlali yapana caydırıcı ve etkili yaptırım uygulanmıyor. Zorlama hapis cezası verilmiyor. Elektronik kelepçe dahi takılmıyor. Ayşe Tuba her şikayetinde kendisine şiddet uygulamış bu fail ile uzlaşmaya zorlanıyor. Ceza davalarından da  beraat ya da tazminat çıkıyor. Sürekli iyi hal indirimi yapılıyor. Yani hakim ve savcılar saldırganın ölüm tehditleri karşısında çok pasif kalıyor ve Ayşe Tuba’yı saldırganın merhametine teslim ediyor. Hakimler bir tek başvuruda dahi farklı davranmış olsalar bugün Ayşe Tuba yaşıyor olacaktı” dedi.

İHMALLER ÖRTÜLÜRKEN 324 ‘AYŞE’ DAHA ÖLDÜ

Çakırözer Ayşe Tuba Arslan cinayetinde kamu görevlilerinin ihmallerini üstünün örtülmesinin doğuracağı sonuçlara da şöyle  dikkat çekti:

“Cinayeti işleyen katil en ağır cezayı aldı. Ama bu cinayete göz göre göre göz yuman devlet görevlileri hakkında hiçbir yaptırım uygulanmadı. Saldırgan hakkında hiçbir tedbir kararı uygulamayan, tam tersine Ayşe Tuba’yı onunla uzlaşmaya yönlendiren hakim ve savcıları HSK korudu. Aile Bakanlığı da, Ayşe Tuba’nın korunması için hiçbir işlem yapmayan ŞÖNİM uzmanlarını korudu. Emniyet de polisini korudu. Ayşe Tuba’yı koruyamayan devlet bu kararlarıyla onu mezarında bir kez daha öldürdü. Ayşe Tuba’nın katledilmesinden bu yana 408 günde tam 324 kadın daha öldürüldü bu ülkede. İşte devletin bu zihniyeti yüzünden Türkiye’de kadın cinayetleri bitmiyor, bitmeyecek”

HANGİ KURUM NEDEN KUSURLU?

Eskişehirli 7 kadın avukat ölümünün ardından, Ayşe Tuba Arslan’ın yaptığı 23 suç duyurusuna rağmen neden korunamadığını belgeleyen 56 sayfalık bir rapor hazırladı. Rapora göre;

  • Aile Mahkemesi uzaklaştırma kararlarına uymayan saldırgan hakkında etkili tedbirleri seçmemiş, şiddeti önleme amaçlı GPS donanımı, elektronik kelepçe ya da zorunlu hapis cezasından hiçbirini uygulamadı
  • Ayşe Tuba Arslan’ın tüm şikayetleri İstanbul Sözleşmesi’nin açık hükümlerine aykırı biçimde savcılıkça uzlaşma bürosuna sevk edildi. Bu uzlaştırma girişimleri Arslan’ın yeni saldırılara uğramasına zaman hazırlarken, saldırgan Özalpay hakkında dava açılma sürecini geciktirdi.
  • Saldırgan aleyhinde açılan davaların büyük çoğunluğu beraat ya da tazminat cezası ile sonuçlandı ve Ayşe Tuba Arslan’a yönelik sistematik şiddet görmezden gelindi.   
  • Gerek Aile Mahkemesinde gerekse ceza davalarında hakkında etkili ve caydırıcı ceza verilmeyen saldırgan Ayşe Tuba Arslan’ı öldürdü.
  • ŞÖNİM tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığını takip etmedi. Ayşe Tuba Arslan için bir dosya dahi tutulmadı. ŞÖNİM’in mahkemelere gönderdiği hiçbir evrak olmadığı ortaya çıktı. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bildirim yapılmasına rağmen bakanlık avukatları davaları takip etmedi
  • 4 kez çıkarılan koruma kararlarına rağmen Emniyet güçleri uzaklaştırma ve koruma kararlarının infazı için gerekeni yapmadı