Uzman Diyetisyen Burcu Gül

Diabetes Mellitus (DM), hem ülkemizde hem de dünya genelinde görülme sıklığı gün geçtikçe artan sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Çeşitli komplikasyonlara sahip olması nedeniyle ömür boyu kontrol altında tutulması gereken kronik hastalıklardandır. Uluslararası Diyabet Federasyonunun (IDF) 2021 verilerine göre dünya genelindeki 537 milyon yetişkinin diyabetli olduğu belirtilmektedir. Bu kronik hastalığın bu denli büyük ölçüde görülmesindeki başlıca etkenlerin obezite, sedanter yaşam tarzının ve sağlıksız beslenme rutinlerinin benimsenmesi olduğu rapor edilmiştir. Diyabetin bireydeki olumsuz etkilerinin minimum düzeye indirilebilmesi adına multidisipliner bir tedavi yaklaşımının benimsenmesi gerekmektedir.

Diyabetin tıbbi beslenme tedavisinde esas amaç; kan şekeri düzeyini normal sınırlar dâhilinde tutarak, hastalığa bağlı oluşabilecek birtakım komplikasyonların önüne geçebilmektir. Tıbbi beslenme tedavisinden ayrı olarak bütüncül şekilde ele alındığında tedaviyi 4 ana başlık altında tutmak mümkündür:

1-     Sağlıklı beslenme rutini ve egzersiz kombinasyonu

2-     Sağlıklı beslenme rutini, oral anti diyabetik ilaçlar ve egzersiz kombinasyonu

3-     Sağlıklı beslenme rutini, insülin pompası ve egzersiz kombinasyonu

4-     Sağlıklı beslenme rutini, insülin pompası, oral anti diyabetik ilaçlar ve egzersiz kombinasyonu

Kan glukoz düzeyini etkileyen temel unsur beslenme kaynaklı olduğundan ötürü bu noktada diyabetli bireyin neyi ne kadar ne sıklıkta tüketmesi gerektiğini iyi bilmesi gerekir. Medikal tedavi olarak insülin pompası kullanan diyabetli bireylerin sabah, öğle, akşam 3 ana öğün ve 3 ara öğün şeklinde günde 6 öğünlük bir beslenme düzenine sahip olması gerekmektedir. Diyabetli bireyler tarafından yaygın olarak yapılan yanlışlardan birisi de besin tüketmek için açlık hissinin oluşmasını beklemeleridir. Bunun yerine diyabet tiplerine, aldıkları medikal tedaviye, gün içerisinde ne kadar fiziksel harekette bulunduklarına göre oluşturmuş oldukları diyabetik tıbbi beslenme tedavisinin öğün planına riayet etmeleri gerekmektedir.

Diyabetik bireyler için genel beslenme önerilerine göz atalım:

Az az ve sık sık beslenmeye özen gösterin.

Aldığınız her lokmanın çiğnenme süresini uzun tutun. Besinleri hızlı şekilde tüketmenin daha fazla kalori alımına yol açtığını unutmayın.

Karbonhidrat tercihinizi kompleks karbonhidratlardan yana kullanın.

Nişasta içeriği düşük sebzeleri, düşük kalorili ve glisemik indeksi düşük meyve çeşitlerini tercih edin.

Sofranızdan tahılları eksik etmeyin. Tahıllar ne kadar az işlenmiş olursa hem besin ögesi yönüyle hem de kan şekerinin kontrolü yönüyle sizin için avantajlı olacaktır. Patates gibi glisemik indeksi yüksek meyvelerden ve işlenmiş tahıllardan olabildiğince kaçının.

Sağlıklı yağlar olarak nitelendirdiğimiz zeytinyağı, kabuklu yemişlerin (fındık, ceviz, badem vb.) yağları, tereyağı gibi yağları beslenme planınıza dâhil edip hazır paketli gıdalarda ve yüksek miktarda yağ ile kızartılmış besinlerde bulunan trans yağları bu planın dışında tutun.

ESOGÜ'den Antimikrobiyal Direnç açıklaması ESOGÜ'den Antimikrobiyal Direnç açıklaması

Meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketmeye özen gösterin.

Tatlı isteğinizi baskılayacak tarçın, Hindistan cevizi gibi gıdalara beslenme planınızda yer verin.

Tuz ve yağ için diyabetik bireylere özel önerilen günlük tüketim miktarına bağlı kalmaya çalışın.

                                                                                                                       Uzman Diyetisyen Burcu Gül