Tüketiciyi Destekleme Derneği Genel Başkanı Süleyman Bakal, Whatsapp’ın yeni veri paylaşım uygulama kararına karşı gösterilen tepkinin, vatandaşlar tarafından uygulamanın silinmesinin büyük şirkete karşı tüketicinin gücünü ortaya çıkarttığını ve benzer kuruluşlara da bir ders olduğunu ifade etti.
Son zamanlarda sosyal mesajlaşma ağı olan Whatsapp’ın sunduğu gizlilik politikası kapsamında kullanıcıların verilerini depolayarak kolayca paylaşabilmesini kabul etmeyen milyonlarca vatandaş uygulamayı sildi. Bu süreçte vatandaşlar, gündelik hayatında haberleşmek için diğer uluslararası ve Türkiye’nin kurduğu uygulamalara yöneldi. Konuyu değerlendiren Tüketiciyi Destekleme Derneği Genel Başkanı Süleyman Bakal, vatandaşları öncelikle yerli uygulamaları kullanmaya davet etti. Yerli programlarda vatandaşların veri gizliliği konusunda her hangi bir ihanet meydana gelmesi halinde buna karşı kolayca mücadele edebileceği de belirten Bakal, bu konuda uyanık olunması gerektiğini anlattı.
“Yerli ve milli mesajlaşma sistemlerine yönelmesini öneriyoruz”
Başkan Bakal, vatandaşların Whatsapp’tan çıkarak yerli ve milli mesajlaşma programlarını kullanmalarını önerdi. Bakal, “Whatsapp’ın tüketicilerin verilerini üçüncü şahıslarla paylaşması için onay istemesi kabul edilemez. Bu haberleşmenin gizliliği ilkesine aykırıdır. Ayrıca Türkiye’de yürürlükte bulunan Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na aykırıdır. Biz Whatsapp’ın bu sözleşmesini tüketicilerin kabul etmemesini öneriyoruz. Whatsapp bu sözleşmesinde geri adım atsa bile tüketicilerin genel anlamda Whatsapp’tan çıkış yapmasını ve yerli ve milli yazılımlara, yerli ve milli mesajlaşma sistemlerine yönelmesini öneriyoruz” şeklinde anlattı.
“Herkes ayağına denk alsın”
Whatsapp’ın yeni gizlilik politikasına katılmayan vatandaşların uygulamayı silmesinin, diğer haberleşme şirketlerine bir ön mesaj olduğunu ifade eden Bakal, kullanıcıları da herkes arasında konuşulamayacak konuları bu ortamlarda da konuşmaması gerektiği belirtti. Başkan Bakal, “Whatsapp böyle bir girişimde bulundu, tüketici de toplu bir şekilde Whatsapp’tan çıktı ve başka haberleşme sistemlerine geçti. Bu ‘diğer haberleşme sistemleri de ayağını denk alsın’ anlamına geliyor. Biz tüketicilerin Whatsapp’tan başka yerli ve milli mesajlaşma sistemlerine çıkmasını öneriyoruz. Ayrıca herkes bildiği, inandığı konuları Whatspp’ta veya mesajlaşma sistemlerinde paylaşabilirler. Ancak genel anlamda iki kişi arasında yapılan konuşmanın dışarıya sızabileceği, kamuoyuna yansıyabileceği düşünülmelidir. Çok gizli ve özel konularda bu mesajlaşma sistemlerinde görüşme, konuşma yapmamalarını öneriyoruz” diye tavsiyede bulundu.
“Yerli uygulamalarla müdahale etmek kolaydır”
Başkan Bakal, kullanıcıların verilerini depolama ve kötüye kullanma durumunda uluslararası bir şirkete müdahale etmelerinin zor olduğunu, ancak yerli şirketlere müdahalenin daha kolay olduğu ifade ederek, “En azından Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bilgiler depolandığı için savcılar, hakimler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasal organları buna kolay müdahale edebilir. Ama uluslararası arenada hizmet veren mesajlaşma sistemlerine müdahale daha zordur, zaman alır ve uzun sürer. Dolayısıyla yabancılara daha az güvenlidir diye düşünüyorum” diye görüşlerini aktardı.
“Bu açıklama diğer uygulamaları kullanmayacak anlamına gelmez”
’Bu durumda sadece yerli ve milli uygulamaları mı kullanacağız, yoksa diğer uluslararası uygulamalarını da yanında bulunduracağız?’ sorusuna yanıt veren Başkan Bakal şöyle cevap verdi:
“Şimdi ulusal ya da uluslararası ölçekte tekelleşme her zaman demokrasinin aleyhinedir, demokrasinin kökleşmesine zararı vardır, tüketicilerin menfaatine değildir. Ulusal veya uluslararası ölçekte haberleşme kanalları farklı olmalı, haberleşme, düşünceyi ifade ve yayma hürriyetini kapsayacak şekilde geniş platformlarda yapılabilmelidir. Sadece uluslararası ölçekte değil, Türkiye’de de haberleşme farklı platformlarda, farklı şekilde göz göze yapılabilecek mekanizmalar kurulmalı, geliştirilmelidir.”