Siyaset

Emperyal devletlerin vicdanı olmaz

Abone Ol

Saadet Partisi Eskişehir Odunpazarı İlçe Başkanı Muhammed Güney, Doğu Türkistan’da yaşanan “Çin zulmü”nün tahammül edilemez boyutlara ulaştığını söyledi.

Çin’in, Müslüman Uygur Türklerine yaptığı baskı ve zulümleri inkar etse de artık mızrak çuvala sığmadığını belirten Güney, “Gerek sosyal medyadan gerekse de Müslüman Uygur kardeşlerimizin paylaştığı bilgilerden zulüm ve işkenceleri görüyoruz, biliyoruz. Yaşananları duydukça, gördükçe zulümlere katlanmamız ve görmezden gelmemiz mümkün değil. En son sosyal medyada yayınlanan görüntüler kanımıza dokunuyor. Yaşananları, ‘Çin’in iç meselesi bizi bağlamaz’ diyerek geçiştirmek mümkün değil. ‘Efendim, Doğu Türkistanlı bazı gruplar sürekli terör eylemi içerisinde, terörizmden biz de çektik. Çin’in terörle mücadele etmesi çok doğal. Konuyu bunun dışına çıkartmayın’ gibi sözler, asırlar boyu mazlumlara kol kanat geren bir millete yakışan sözler değil” dedi.

Geçtiğimiz yıllarda, Çin tarafında çıkarılan bir yasa ile her Uygurlu aileye Çinli bir erkek yerleştirilmesi kararı alındığını belirten Saadet Partisi Eskişehir Odunpazarı İlçe Başkanı Muhammed Güney şunları söyledi:

“Ramazan ayında oruç tutan Müslüman Uygurluların zorla oruçları bozduruldu. Oruçlu iken zorla bira içirilip, domuz eti yedirildi. Oruç tuttuğu ve namaz kıldığı gerekçesi ile hapse atıldılar. Kendi tarihlerinden ve kültürlerinden asimile edilmeye devam ediyorlar. Küçük çocukların camiye gitmesi yasak. Bir yerde toplanıp konuşmak terör faaliyeti sayılıyor. Kadınlara yapılan iğrençlikler ise daha aşağılayıcı. Soruyorum, bir ulus, topyekûn nasıl bir suç işlemiş olabilir de, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin maruz kaldığı işkencelere layık olabilir?

Neden bu konuyu gündeme getirme ihtiyacı hissettik? Müslüman Uygur Türkleri ile hem din hem de soy yönünden kardeşiz. Onlara sahip çıkması gerekenler ABD veya İngiltere değil, İslam Alemi ve Türk Dünyası olmalıdır. Yani, Müslüman Uygurlu kardeşlerimize sahip çıkma hem inancımızın hem de tarihimizin bize verdiği bir vazifedir. Üzülerek ifade ediyorum ki, Uygurlu kardeşlerimizin yaşadığı zulümleri uluslar arası kamuoyunda gündeme getirenler maalesef batılı emperyal devletler. Çok iyi biliyoruz ki, emperyal devletlerin vicdanı olmaz. Ölenler, yaralananlar onların umrunda değil. Onlar politik menfaatleri ne gerektiriyorsa onu yapar. Suriye’de Müslüman kardeşlerimizi katlederken, topraklarından ederken, açlığa ve sefalete mahkum bırakılırken, Çin zulmü altındaki Müslüman Uygurlu kardeşlerimiz için timsah göz yaşı dökerler.

İşte bu nedenle Müslüman Uygurlu kardeşlerimiz batılı emperyal devletlerin insafına terk edilemez. Başta İktidarımız olmak üzere İslam Alemi ve Türk Dünyası inisiyatifi ele almalı ve derhal kanayan bu yaraya müdahale etmelidir. Bir süredir, Çin’in daveti ile Ülkemizden Çin’e bir heyet gönderileceği söylenip duruyor. Merak ediyorum neyi bekliyorlar? Hazırlıklar yapılıyormuş. Ne hazırlığı bu? Çin’in kanıtları yok etmesini mi? Bizden ziyade Çin’in hazırlanmasını mı bekliyoruz? Uygur meselesinin beklenecek tarafı kalmadı. Mesele bir an evvel çözüme kavuşmalı. “