Sağlık Haberleri

Engelliler pandemiden daha olumsuz etkileniyor

Abone Ol

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş, engellilerin COVID-19 risk grubu içerisinde bulunduklarını; sağlık ve hayat kurtarma prosedürlerine erişimde diğer insanlara göre daha fazla güçlük çekebildiklerini belirterek engellilerin karşılaştığı sorunları dile getirdi.

Prof. Dr. Selma Metintaş, geniş bir toplum grubunu oluşturan engellilerin, COVID-19 pandemisinden orantısız bir şekilde etkilendiğinin tespit edildiğini anlattı. COVID-19 pandemisi, engelli insanları yıkıcı sonuçları olan üç riske maruz bırakabildiğini anlatan Metintaş, “Engelli bireylerin COVID-19’a yakalanma riskleri daha yüksektir. Engelliler, el yıkama ve fiziksel mesafeyi koruma, maske takma, mesafeyi koruma gibi temel önlemleri uygulamada zorluk veya yetersizlik çekebilirler ya da hiç uygulayamayabilirler. Bu zorluklardan bazıları şunlardır; su ve hijyen tesislerinin engelliler uyum eksikliği, halk sağlığı bilgilerinin erişilebilir olmaması, genellikle aşırı kalabalık ve sağlıksız kurumsal ortamlarda yaşatılmaları. Bu sorunlar, engelliler gibi güç ya da kötü şartlarda yaşayan ve/veya insani acil durumlardan etkilenenler için daha da ciddi sonuçlar doğurabilme potansiyeline sahiptir. Engellilerin bakım desteği almak için bakımlarını üstlenen aile üyeleri veya ücretli bakıcılarla yakın fiziksel temasa ihtiyaç duymaları COVID-19’a yakalanma risklerini artıran bir diğer önemli sorundur. Bakıcılar engelli bireylere infeksiyonu taşımada önemli rol alırlar. Kurumlarda yaşayan engelli bireyler ise temel hijyen önlemlerini almak ve fiziksel mesafeye uymak noktasında daha ciddi sorunlarla karşılaşmaktadırlar” dedi.

“Engelli bireylerin hastalığı daha ağır geçirme ölme riskleri daha yüksektir"

Bir diğer riskle ilgili de Prof. Dr. Selma Metintaş, “Engelli bireylerin hastalığı daha ağır geçirme ve COVID-19’dan ölme riskleri daha yüksektir. Zihinsel engellik, engelli bireylerin daha az bir kısmını temsil etse de, bir çok eksiklikleri nedeniyle COVID-19’un ciddi sağlık sonuçları için daha yüksek riske sahip grubu oluşturmaktadırlar. COVID-19 salgını öncesinde atfedilen ölümlere ilişkin bir çalışmada, zihinsel ve gelişimsel engelli kişilerde bu engelli olmayanlara kıyasla zatürreye bağlı ölüm oranının 2 ila 6 kat daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Bir çalışmada, zihinsel ve gelişimsel engelli kişiler arasında COVID-19 vaka ölüm hızı, 0-17, 18-74 yaş grubunda sırasıyla yüzde 1.6, yüzde 4.5 olarak, zihinsel yetersizliği olmayan gruptan daha yüksek bildirilmiştir. IDD kişiler arasında, COVID-19’da kötü sonuçların risk faktörleri olarak tanımlanan hipertansiyon, kalp hastalığı, solunum hastalığı ve diyabet gibi spesifik komorbiditeler nispeten yüksek sıklıkta bulunur. Engelliler arasında önemli bir grup olan serebral palsili bireylerde COVID-19’dan ölüm ya da hasar kalma riskini artıran bir çok özelik vardır. Serebral palsililer, Diyafram ve göğüs duvarı kasları dahil solunum kas zayıflığı, öksürük refleksinin bozulması ve nörolojik yaralanma seviyesine bağlı anormal hisler gibi çok sayıda fizyolojik değişikliklere sahiptirler. Küresel olarak, yaşlılar gibi engelli bireyler, bakım kurumlarında yaşayan insanların çoğunluğunu temsil ederler. Huzurevleri, bakımevleri gibi çeşitli kurumlarda yaşayan engelli bireylerde virüse yakalanma riski, bu ortamların dezavantajları nedeniyle yüksek olduğu gibi, hastalığa bağlı ölüm oranları da daha yüksek olmaktadır. Engelli bireyler salgın sırasında sağlık ve hayat kurtarma prosedürlerine erişimde diğer insanlara göre daha fazla güçlük çekebilirler, daha şanssız olabilirler. Bazı ülkelerde, yoğun bakım yatakları, vantilatörlerin kullanımı dâhil olmak üzere tedavi uygulama kararları, engelli bireyler aleyhine olabilir, olmuştur da. Yani ölümü toplumsal kayba neden olmayacağı düşünülen engelliler kolay feda edilebilirler. Ayrıca, tedaviye erişilebilirlik dahil olmak üzere engelli kişiler için sağlık, rehabilitasyon ve yardımcı teknoloji uygulamaları, pandemi nedeniyle engelsiz insanların sağlık sistemleri üzerindeki artan ihtiyaçları nedeniyle azaltılabilir” diye anlattı.

"Salgına karşı alınacak tedbirler konusunda da dezavantajlı durumdalar"

Engelliler için riskleri sıralayan Prof. Dr. Selma Metintaş, “Engelli bireyler, COVID-19’un sosyo-ekonomik sonuçları ve salgına karşı alınacak tedbirler konusunda da dezavantajlı durumdadır. Hızla gelişen bir salgında, insanların kendilerini nasıl koruyacakları, karantina ve tecrit sırasında hizmetlere ulaşabilme ve erişebilme yollarına dair bilgileri iyi edinmeleri esastır. Bu durumda bilgiye ulaşmadaki kısıtlılıkların yanısıra ayrımcılık, sosyal hizmetler, sağlık hizmetlerine ulaşım güçlükleri, eğitim engelleri de ilave edilince COVID-19 pandemisi, engelliler için daha da tehlikeli durum oluşturmaktadır. Gelişmiş bir Batı ülkesine ait zihinsel yetersizliği olan kişilerin yaşadığı bir kurumda gelişen H1N1 enfeksiyonu salgınının, zihin engellilerin düşük seviyedeki aşılama oranı nedeniyle yüksek ölüm oranına yol açtığını göstermiştir. Koronavirus yayılmasını önlemek için izolasyon ve karantina gibi sosyal izolasyon gerektiren politikalar insanların çoğu için sıkıntılı uygulamalar olup, anksiyete veya depresyon gibi psikososyal engeli bulunan insanlarda daha da sıkıntılara yol açabilir. Bu nedenle ilave ruh sağlığı destek hizmetlerine ihtiyaç gösterebilir. Otizm veya Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan zihinsel yetersiz kişilerin fiziksel çevrelerinde kısıtlamalar olduğu durumlarda, olağan rutinlerini yerine getiremezler ve daha da kötüleşebilirler. Hükümet politikaları, hem genel hem özel şartlarda engellinin kendine ait çevrede yaşamasını hedefleyen toplum temelli hizmetlerin devam etmesini ve kriz danışmanlığı programlarının herkes tarafından erişilebilir olmasını sağlayacak hususlar içermelidir. Toplum temelli hizmetlerin aksamaması, pandemi sırasında engelli ve yaşlı insanların zorunlu olarak yüksek risk yerleri olan kurumlara alınmasına yol açmaması açısından da gereklidir. Birçok ülkede engelli çocuklar, normal zamanlarda da kaliteli ve kapsayıcı bir eğitime erişmede sıkıntılar yaşamaktadırlar. Hükümetler okulları kapattığı zaman çoğu eğitim kurumu çevrimiçi eğitim uygulamaktadır. Ancak engelliler için bu destek pek mümkün olamamaktadır. Devlet desteği olmadan, veliler veya bakıcıların engelli çocukların okullarda alabilecekleri hizmetleri sağlamaları mümkün değildir. Çok dezevantajlı bu durum görme engelliler de dâhil tüm engel grupları için geçerlidir." diye anlattı.

Türkiye’de COVID-19 andemisinde engelliler için alınan önlemler

ESOGÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve COVID-19 Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş, COVID-19 tedbirleri özelinde engelliler için alınan önlemleri ise şöyle sıraladı;

“Sağlık Bakanlığı, engelli ve yaşlı bakım evlerinde uyulması gereken kurallar hakkında, Dünya Sağlık Örgütü ve benzeri uluslararası kuruluşlar tarafından bildirilen tavsiyeleri esas alarak kılavuzlar hazırlamıştır. Bu kuralları ve uygulamalarda, engelli ve yaşlı bakım evlerinde yakın takiple günde 4 kez ateş takibi, diğer semptomların takibinin yapılması sağlandı. Bakımevlerinde kalan personelin salgın hızına bağlı olarak vardiya sistemi ile çalışması gerektiğine dikkat çekildi. Vardiya değişimlerinde personele PCR yöntemiyle test yaptırıldı. Şikâyeti olan yaşlı ve engelli kişilerin hızlıca hastaneye gönderilmesi sağlandı. Zihinsel ve ruhsal engelli kişilere hastanede kaldıkları sürede refakatçi sağlanması talimatı verildi. Hastaneden çıkan yaşlı ve engelli kişiler için kuruma gelmeden önce izolasyon kurumları oluşturularak, 14 gün orada kalmaları, bu süre zarfında bakım ihtiyacı olanlara bakıcı desteği verilmesi sağlandı. İşitme engelli ve görme engelli bireylerin bilgiye erişimlerini kolaylaştırma çalışmaları yapıldı. Kamu kurum ve kuruluşlarında hazırlanan bilgilendirme rehberlerinin erişilebilirliği ile ilgili çalışmalar Milli Eğitim Bakanlığı EBA TV müfredatının işaret dili çevirileri hazırlanarak yapıldı. Filmlerin montajı EYHM tarafından yerine getirildi. Sağlık Bakanlığının engellileri bilgilendirme rehberleri, işaret dili tercümeleri hazırlandı. Ayrıca COVID ile ilgili videolar hazırlandı. Topluluk karantinalarının uygulandığı dönemlerde engelli ve yaşlı kişilere yönelik sosyal destek vermek üzere Vefa Sosyal Destek Programı hayata geçirildi. 65 yaş ve üstü ile kronik hastalığı bulunan bireylerin evlerinden dışarı çıkmalarının yasaklanması sonrasında, temel ihtiyaçları karşılamak üzere, il ve ilçelerde faaliyete geçen Vefa Sosyal Destek Grubu koordinasyonunda talep eden vatandaşlara hala hizmet verilmektedir. Engelli çalışanların salgının pik yaptığı dönemde idari izinli sayılması kararı çıktı. Kronik hastalık ve engellilik raporları olan bireylerin eczaneden ilaçlarını alabilme imkânı tanındı. Pandemi sonrasında psiko-sosyal destek çalışmalarının devamı sağlandı. Otizmli ve diğer özel gereksinimli çocuklar ve ailelerine evde kaldıkları süre boyunda gönüllülerden oluşan bir ekip ile destek verilmek üzere ayrı bir mobil uygulama geliştirildi. Sistem üzerinden yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız dahi faydalanma imkânı bulmuştur. Yukarıda belirtildiği gibi yaşlı ve engelli bireyler için COVID-19 pandemisinde çok şey yapılmıştır. Ama hala çözüm bekleyen önemli gereksinimler vardır. Örneğin aşılanma. Engelliler aşı için öncelikli grup olamamıştır. Bu durum bile yukarıdaki kaygıları doğrular niteliktedir. Şu sıralarda engellilerin en önemli COVID-19 sorunu aşılamadır. Engelliler aşılama için öncelikli grup olarak değerlendirilmeli ve bir an önce aşılama başlatılmalıdır. Doğru önlemler ve hizmetler için her acil durumda, yüksek riskli popülasyonların ihtiyaçlarını iyi belirlemek, kimlerin büyük risk altında olduğunu tespit etmek, doğru müdahale stratejilerini, ardından müdahaleleri geliştirmek ve etkinliğini izleyebilmek ancak doğru ve detaylı bilimsel verilerin elde edilmesi ile mümkün olur. Engelliler gibi özel bir grup için anlamlı sosyal etkileşimleri öne alacak özel planlamalar yapılmalıdır.”