EŞİK – Eşitlik İçin Kadın Platformu adına açıklama yapan Sevim Şahin, muhalefet partilerine, milletvekillerine çağrıda bulunarak; “Hukukun ve demokrasinin katledilmesini daha fazla seyirci kalmayın. Meclis’e gitmeyin; bize gelin.” dedi.
EŞİK – Eşitlik İçin Kadın Platformu’nca yayınlanan bildiride şu ifadelere yer verildi:
Adalet Komisyonu’ndan geçen ve önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurul gündemine gelmesi beklenen iki ayrı torba yasa var. Noterlik Yasası vd. yasalarda değişiklik yapacak paket ile 9. Yargı Reformu Paketi. Muhalefeti ve toplumu katmadan çıkartılan torba yasalarla hukukun katledilmesine devam ediliyor. Bu iki ayrı torba yasada Medeni Yasa’nın boşanma kurallarıyla oynanması, evli kadınlara erkeğin soyadını kullanma dayatması ve sadece muhalefeti değil, tüm bir toplumu susturmaya ve örgütsüzleştirmeye yönelik etki ajanlığı gibi kritik maddeler var.
AKP ve MHP’nin oluşturduğu iktidar bloğu, Meclis’te ele geçirdiği çoğunluk ile arka arkaya halkın ezici çoğunluğunun ekonomik ve politik haklarını yok eden, ülkenin doğal kaynaklarını talan eden yasalar çıkarıyor. Muhalefetin hiçbir itirazı ve önerisi dinlenmiyor; sayısal gücü bu yasaların çıkarılmasını engellemeye yetmiyor. Meclis’teki muhalefet, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi vb. hiçbir kurum iktidarı denetleyemiyor, frenleyemiyor.
30 Ekim 2024 günü İstanbul’un en büyük ilçesinin CHP’den seçilen belediye başkanı, basına yansıtıldığı kadarıyla hukuken yetersiz gerekçelerle tutuklandı. Yerine kayyım atandı.
Her an yasalaşması beklenen etki ajanlığı düzenlemesi ile en küçük bir muhalif itiraza bile 3 ila 7 yıldan başlayan ağır cezalar getirilerek toplumun üzerine karabasan gibi çökülmesi tehlikesi kapıda. Anayasa fiilen ortadan kaldırılmış durumda. İşlevsiz hale getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisi, artık sadece halka ve dünyaya karşı Türkiye’nin sanki demokratik bir ülkeymiş gibi görünmesini sağlıyor; toplumu oyalamak, tepkisini ve öfkesini yatıştırmak için kullanılıyor.
Bu koşullarda ne yapacağız?
Bugüne dek hiçbir etkili sonuç yaratmadığını gördüğümüz etkili konuşmalar, cılız gösteriler ile avunmaya devam mı edeceğiz?
Ekonomik ve politik tüm baskılara boyun eğip yıllar sonra yapılacağı söylenen seçimi mi bekleyeceğiz?
Bizim tahammülümüz kalmadı.
Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere tüm muhalefet partilerini, bu demokrasi oyununun bir parçası olmamaya davet ediyoruz. Tüm muhalefet partileri artık bu Meclis’te kalmanın gerekli olup olmadığını tartışmak zorundadır.
Bir ilk adım olarak herkesi Noterlik Kanunu ve 9. Yargı Paketi oylamalarına katılmamaya çağırıyoruz.
Yasa tekliflerini tek başına iktidar hazırladı. Adalet Komisyonu görüşmeleri sırasında muhalefetin dile getirdiği hiçbir ciddi itiraz dikkate alınmadı. O zaman, iktidar kendi yasasını kendi çıkarsın. Muhalefet bu yasalara daha fazla ortak olmasın. Oylamaya katılmasın.
Tüm muhalefet vekillerine sesleniyoruz. Oylamalar sırasında;
· Meclis’e gitme, bize gel. Sizi evlerimizde, işyerlerimizde, okullarımızda, tarlalarımızda ağırlarız. Sorunlarımız dağ gibi, yükümüz ağır. Paylaşır hafifletiriz. Birlikte yeni çözüm yolları ararız.
· İktidar bloğu kendi çalıp kendi oylasın. Belki o zaman gönlünden geçen her yasayı bu Meclis’ten öyle kolayca çıkaramayacağını; muhalefetle uzlaşmıyor ise, kendi yasalarını tek başına geçireceğini, muhalefeti bu suça ortak edemeyeceğini görür.
Tüm muhalefet vekillerine ve varsa bağımsız davranabilecek iktidar vekillerine sesleniyoruz:
Muhalefeti ve toplumu yok sayan, hukuk sistemini bilinçli olarak felç eden bu yasa yapma tekniğine ve başta etki ajanlığı gibi topluma karşı suç oluşturan yasalar olmak üzere bundan böyle hiçbir yasama faaliyetine katılmayın. Yasama adı altında işlenmekte olan suçlara ortak olmayın.
Ettiğiniz milletvekili yeminine ve demokrasiye bağlı kalın; toplumun güvenliği, hakları ve geleceği için direnme hakkını kullanın.
İngiltere’de 1215’teki Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlük Fermanı), Fransa’daki 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, Osmanlı’daki 1808 tarihli Sened-i İttifak’tan beri baskıya karşı direnme hakkımız ve görevimiz var.*
Halkların bin yıldır kullandığı baskıya karşı direnme hakkı, anayasa ve yasalara aykırı davranışlarıyla hukuku yok sayan devleti ve toplumu baskıcı bir rejimle yönetmeye çalışan iktidarlara itiraz etme hakkıdır.
* Direnme hakkı, Anayasa Mahkemesi’nin 8.12.1988 günlü, E.1988 (SPK), K.1988/1 sayılı Karar’ında da: “Bireysel özgürlükler yönünden önemli olan bu hakkın, uygulamada anarşiye neden olabileceği ileri sürülebilir. Ancak direnme hakkı, tarihsel süreç içerisinde, İngiltere’de Büyük Özgürlük Fermanı (Magna Carta Libertatum, 121 5 madde. 61); Haklar Dilekçesi (Petition of Rights, 1628); Habeas-Corpus ACT (1679); Haklar Bildirgesi (Bill of Rights, 1689) gibi anayasal belgelerde” denilerek kabul edilmiştir.