Onu bunu bilmem Eskişehirliler futboldan anlıyor arkadaş. Kombinelerin neden satılmadığının en önemli göstergesidir hafta sonu oynanan turnuvadaki futbol kalitesi. Eh küçük çaplı bir yıldız da alınmadığına göre bu sezondan anlaşılan taraftar pek umutlu değil. Yine de büyük taraftarımız kombinelerle olmasa da haftalık biletlerle yerini alacaktır o da ayrı konu. İki maçta da olmayan Erkan-Dede-N'diaye-Servet'in eksikliğini vurgulayarak gelelim hazır gözükenler,umutsuz vakalar ve gençlerin çizdiği tabloya:

 

Sezgin-Tello-Boffin: Kamp döneminden sonra formda olduklarını ve sezona en hazır futbolcuların başında geliyorlar. Zaten deneyimlerini şu basit kupa da bile gösterdiler. Kalecilerden Boffin değişmeyecek diğer durumlarda Kayacan kaleye geçer.

Hürriyet-Akaminko-Diego: Kısa sürede eski formlarına ulaşırlar bu üçlü yine gözdelerimiz olacak.

Necati-Kamara: İkili gol krallığına aday olurlar mı bilinmez ama ofsayt kralı olacakları aşikar. Necati yine kaçırdıklarıyla saç-baş yolduracak ancak 10-15 arasında atacağı gollerle de eyvallah dedirtecek. Kamara da geçen yıllardaki gibi defansa yaklaşıp top almak ve top çıkarmak için gerilere gelecek ancak riskli paslarıyla goller yememize neden olmaya devam edecek gibi. Yine de ileride bulunduğu kanadı da hareketlendirdiği bir gerçek.

Bienvenu-Serol : Yeni gelene söz söylemek geleneklerimize ters düşer. Böyle durumlarda dedikoduyu tercih ederiz. Herhalde henüz uyum sorununu atlatamamış görünüyor. Özel hayatın yanı sıra kendini futbola verirse ne ala yoksa bu oyunla halı sahada belki oynatırız. Serol, iyi niyetli ve çalışkan biri olabilir ama maalesef süper lig futbolcusu değil. Birinci ligde pişmesi gerekli Eskişehirspor'da zaman kaybetmesin derim.

Tarık-Erkut-Aytaç: Tarık Çamdal turnuvada hem sol bek hem de sağ bekte denendi. Mantalite ve teknik için söylenecek söz bulamıyorum. Bu sezon iki bekte de denenmesi ilk 18'in değişmez elemanı olacağını göstergesi,oynadıkça açılıyor. Fiziğini diri tutması halinde değişmezimiz olacak. Erkut ve Aytaç futbol için doğmuşlar belli, sadece zaman ve deneyim sorunları var Ertuğrul Hoca da bunu göz ardı etmeyecektir umarım.

Serdar-Hasan Hüseyin: Bu yıl A2'de sıkça yer alıp zaman zaman A takımının yolunu gözleyecekler.

Veysel : Aklı sanki başka yerde gibiydi. Belki İstanbul transferinde belki Milli Takımda. Belki de bilemediğimiz başka bir nedeni var ama o neden her ne ise çabuk hallolmalı.Zira bu Veysel'in bize katkısı olmayacaktır. Gitmek istiyorsa gönderilsin, Milli Takım diyorsa özel olarak çalıştırılsın ya da her neyse. Ama sorun acilen çözülmeli.

Ertuğrul Sağlam: Kentin beklentisi ondan çok yüksek ne ki yeni transferlerin olmaması onun da elini zorlaştıracaktır ama şampiyonluk derken küme düşmeme noktasına getirmemesi de doğal olandır. Zira bu kadro işlenirse geçen yıl gördük ki çok mükemmel sonuçlara imza atmıştı. Bu ana dek gördüğümüz motivasyon konusunda son derece olumlu katkı sağlamış umarım aynı başarıyı taktiksel anlamda da elindeki kadroyla başaracaktır.

            Ne diyelim hakkımızda hayırlısı olsun. Yeter ki endüstriyel futbolun oyuncağı olmadan, centilmence bir sezon yaşarız.

 

 

KÜLTÜR BAŞKENTİ DESTEK BEKLİYOR

 

            Maalesef hafta sonu Kültür Başkenti konusunda çok olumsuz bir sınav verdik. Eskişehirspor'un kötü futbolundan tutun da izleyici sayısının düşük olmasına kadar bir dizi olumsuzluklar. Valiliğin çabalarını yeterli bulursunuz ya da bulmazsınız bir şey diyemem ama şu da bir gerçek ki Eskişehirli olarak bizim de sahiplendiğimiz söylenemez doğrusu. Kaldı ki Vali Azim Tuna'nın da gayreti göz ardı edilecek türden değildi. Bazıları "Süper Kupa Finali" mazeretini öne sürse de program akışına bakılırsa pek de geçerli olmasa gerek bu mazeretin de. Anketlerde de kentin büyük bir kısmı " Eskişehirspor" yanıtı vermişken GS-FB maçı çok da bizi ilgilendirmiyor olsa gerekti. Ama Allah var, bayanların çoğu finalin 34. dakikasına kadar takip ettiklerini sosyal medyadan öğrendik, hükümetin yeni "yasaklarına" gösterilecek tepki olur mu diyerek. Görünen o ki İstanbul United kurulduğunun ilk sezonunda küme düşecek gibi (?) Ya bizim Başkentliliğimiz?...

 

 

 

BİR SINAV DA MEMUR-SEN VERDİ

 

            Aynı köşeleri paylaştığım Sayın Muammer Karaman'ın konuya vakıf olması nedeniyle sözü doğrudan ona bırakarak bitireceğim son yaşanılanları. Kafaları karıştıran son görüşmeleri bize neden-sonuç ilişkisi içerisinde kendisinden öğrenmek isterim açıkçası.

            Biliyorsunuz hükümetle kamu çalışanlarının temsilcileriyle - ki çoğunluğu oluşturdukları için muhatap Memur-Sen idi - pazarlık masasına oturmuştu geçen hafta. Hükümet baştan 2014 yılı için 175 TL maaşlara zam yapmayı önerdi ve ilgili sendika pazarlık yapmadan, üyelerine yeni kazanımlar için uğraşmadan teklifi kabul ettiler.

 

  • Bizim de doğal olarak neden yeni kazanımlar için çabalanmadığı üzerine kafamız karıştı. Ya da çaba gösterildiyse neden haber olmadığıydı merakımız.
  • Sonradan öğrendik ki 175TL net ödenen değil 48TL kesintiye uğrayacakmış. Bu da taban aylığın 1027TL ( kaynak: manset.at web sitesi ) olması anlamına geliyor ki KESK taban aylığı için 1240TL önermişti kendilerine neden danışılmadı ya da neden yeterli görüldü?
  • Öğretmenler için belki ekstra bir gelir gelecek ama diğer onbinlerce memur ne yapacak?
  • Kamu-Sen 10+10 zam talebinde bulunmuştu;maktu zam getirisinin oransal zamma göre çok düşük kalması dikkatinizi çekmedi mi? Üyeleriniz şimdi demeyecekler mi:   " kepçeyi verin de biraz da biz ölelim" diye?
  • Hükümet verir ya da vermez ancak sendikal mücadelenin temel bazı donanımlarını bu ortamda kullanmayacak da nerede kullanacak?

     

      Meramımızı anlatabildim umarım tanışıklığımız olmasa da Muammer Bey'den belki bizim bilmediğimiz, varsa perde arkası bilgileri bizimle paylaşırsa çok memnun olacağız.