Kültür sanat

ETOS Yaşam Film Festivali başlıyor

Abone Ol

ETOS Başkanı Nihal Bağcı, 2016 yılından bu yana yoğun bir şekilde izlenen Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’ni bu yıl derneğin özgün bir düzenleme ile “ETOS Yaşam Film Festivali” adı altında 4. kez başlayacağını aktardı.

Festivale ilişkin bilgi veren Bağcı, şunları aktardı: “Bu yıl da 4 gün içinde; kendimizle, birbirimizle ve yaşadığımız gezegenle bağlarımızı gözden geçirerek, uyumlu bir şekilde yaşamayı ve olumsuz olanları onarmayı düşünenlerin ve bu konuda mücadele edenlerin filmlerini izleyeceğiz. Sürdürülebilirlik kavramının doğru anlaşılması ve toplumda farkındalığın artması amacıyla özellikle yöneticilere, gençlere öğretici ve örnekleyici filmlerimiz olacak bu festivalde. Bireysel, sosyo-kültürel ve yönlendirici bir görev oluşturacak belgesellerden oluşan bu yılki film seçkilerimiz küresel sorunların kaynağına odaklanıyor. Gerçeklerin anlaşılmasına ışık tutuyor.  Doğru ihtiyaçların tanımlanması ve karşılanabilmesi için ilham veriyor ve yaratıcı çözümler üretiyor. Aynı zamanda giderek daha karmaşık ve görünmez hale gelen ilişkileri görünür kılarken bizi; kendimizle, birbirimizle ve gezegenle ilişkilerimizi düzeltmeye davet ediyor.  Dünyamızı saran ve toplum sağlığımızı tehditin ötesinde yok eden Covid-19 Pandemisi nedeniyle filmlerimizi internet ortamından on-line olarak izlemek zorundayız bu sene. Basın ve sosyal medya aracılığı ile duyuracağımız linkimize önceden kayıt yaptırarak ilan edeceğimiz programa göre filmlerimizi iş yerinizden, evinizden izleyebilecek, ayrıca instagram adresimizden çağrılı konuk konuşmacılarımızı dinleyebilecek ve tartışmalara da katılabileceksiniz.”

Festival süresince yayınlanacak filmler ve konuları ise şöyle:

  • 2040: 4 yaşındaki bir kızın görsel mektubu ile 2040’da geleceğin nasıl göründüğüne dair bir yolculuğa çıkartıyor bizi. Aynı zamanda görsel efektlerle gelecek nesiller için çözümlerin Dünyayı nasıl iyileştirebileceğinin resmini çiziyor.
  • BASKI: Konutun metalaştırılması neticesinde neden artık şehirlerimizde yaşamanın giderek imkansız hale geldiğini inceliyor; temel bir insan hakkı olarak barınma ve konutun sağlıklı ve güvenli olmasına vurgu yapıyor.
  • BİR BUTİK ÇİKOLATA HİKAYESİ: Kakao çekirdeğinin Amazonlardan başlayan ve dükkanlarda çikolata olarak son bulan hikayesini anlatıyor film. Daha iyi ürünler için güçlerini birleştiren girişimcilerin işbirliğini gözler önüne sererken, bir yandan gıda sistemini diğer yandan da tüketicilerin gıdanın kaynağını ve üretim yöntemlerini  sorgulaması konu ediliyor.
  • CESUR BARIŞ: Kosta Rika yaklaşık 70 yıl önce Dünyada ordusunu lağveden en büyük ülke olarak kaynaklarını eğitime ve sağlığa ayırmış. Bu belgesel Kosta Rika’nın ilham verici hikayesine dikkat çekerek mutluluğun, sağlığın ve bir savunma politikası olarak pasif direnişin gerçek değerini inceliyor. Aynı zamanda ABD’nin askeri endüstrisi ve sürekli savaş ekonomisi ile çelişkiyi ortaya koyuyor.
  • EKOTOPYA: Kars’ın Yeni Boğatepe köyünde başlayan çalışmaların hayvancılıktan tarıma, gündelik yaşam pratiklerinden yerel turizme kadar bir dizi olguyu nasıl derinden etkileyip dönüştürdüğü kahramanların ağzından anlatılıyor. Endüstriyel sistemler ve kar hırsı gibi doğal ve kültürel hayat üzerinde yıkıma yol açan yöntemleri redderek, coğrafyanın kadim kültürüne yüzünü dönen, doğal ve geleneksel bir yaşam döngüsü üzerine hayatı yeni baştan inşa ediyorlar.
  • GERÇEK SERVET: Madencilik faaliyetlerinin yarattığı kirlilik mirasının ardından nehirlerini kurtarmak amacıyla birleşen bir toplumun yarattığı refahın hikayesi anlatılıyor. Yuba nehrini kurtarma çabası şehir sakinlerini birleştirerek aşırılık ve servet kavramları yerine yerel gıda üretimi, eğitim, sanat, müzik gibi alanlarda değişime neden oluyor.
  • GÖRÜNMEZ ELLER: Film, hergün satın aldığımız ürünleri üreten çocukların yürek burkan hikayelerini sunuyor. Çocukların satıldığı, köle olarak kullanıldığı ve istismar edildiği gizli çekimlerin yer aldığı filmde, bu yasadışı ve acımasız faaliyetlerin büyük şirketler ve paydaşları tarafından neden engellenemediği de sorgulanıyor.
  • ORMANLARIN ZAMANI: Ağır makinelerle, suni gübre ve böcek öldürücülerle yapılan endüstriyel ormancılığın ve alternatiflerinin kalbine yolculuk yapılıyor. Bugünün seçimleri yarının tabiatını şekillendirecek: Yaşayan orman ya da odun çölü!..
  • SOFRA: Mülteci bir aileden gelen gözüpek bir kadın girişimcinin tüm olumsuz koşullara rağmen kurduğu yemek firmasında çalışan mülteci kadınların kaderinin değişmesine tanıklık ediyoruz.
  • TURİST İSTİLASI: Avrupa’nın refah seviyesi en yüksek bölgelerinden olan Mayorka Ada halkının %70’i doğrudan veya dolaylı olarak turizmden geçiniyor. Son on yılda aşırı turizmin yaşam kalitesinde düşüşe neden olması ada halkınca tartışılmaya başlanıldı. Her şeyin bir bedeli var. Bu turizm modeli sürdürülebilir mi? Mayorka kendisini dönüştürüp aynı sorunu yaşayan yerler için bir model olabilir mi?
  • ÜTOPYAYA DÖNÜŞ: Pazar ekonomisi birçok ülkede giderek artan eşitsizlik pahasına gelişmiş ülkelere refah getirdi. Kapitalizmin dışında konuşabileceğimiz sosyal bir model yok mu? Paylaşım ve işbirliğinin sonucunda adil bir yaşamın ve doğayı korumanın mümkün olduğunu gösteren filmin kahramanlarının hikayeleri, uzmanlar tarafından da desteklenerek, sınırsız büyüme yerine aşırı olmayan ölçülü bir ekonominin ve işbirliğinin önemi vurgulanıyor.
  • YARINI YARATMAK: Bir yanda ergenlik çağının ortasında kendine güven sorunlarıyla boğuşurken öte yandan karşı karşıya oldukları ve tüm dünyayı tehdit eden çevresel sorunlara yenilikçi çözümler öneren genç mucitlerle tanışın! Lise çağındaki bilim insanlarının uluslar arası en büyük buluşmasına hazırlanan bu ilham verici gençlerin yolculuklarına tanıklık edin.
  • ACİL ÇIRAK ARANIYOR: Ülkemizde, başta oto sanayi olmak üzere sanatkarlık geleneğinin sürdürülmeye çalışıldığı alanlarda büyük bir çırak sorunu yaşandığı bir gerçek. Çok tartışılan bir konu olan çocukların çalış(tırıl)ması meselesine, hayatlarını sanatlarına adayan ustaların gözüyle bakmak bizleri farklı düşünmeye sevk ediyor..(mu)? Sanat öğrenmenin anti tezi sömürülmekse, ustaların aklında bir soru kalıyor. “Bizden sonra ne olacak?”
  • AĞAÇLARIN ADAMI: Çocuk felci nedeniyle sakat kalmış bir adamın kendisinin ve ailesinin geçimini temini için verdiği mücadele ile çocuklarının ve torunlarının eğitimini sağlamasının yanı sıra elli yılda bir milyondan fazla ağaca can vererek çevresindeki kuraklığında önüne geçebilmesinin hikayesi.
  • APTALLAR VE HAYALPERESTLER: “Katırtırnağı” bitkisi ile tarım arazisini;  47 şelalenin kesintisiz aktığı, kuşların ve yaban hayatının her mevsim canlı olduğu bir tür ormana dönüştüren adamın komşuları tarafından aptallık ve hayalperestlikle suçlanmasına karşı kazandığı bir gurur mücadelesi.
  • AZ ATIKLI YAŞAM: Sıfır Atık! Nasıl mı? Yiyecek atıklarından ve evcil hayvanların dışkılarından kompost yaparak, doğal liflerden yapılmış ikinci el kıyafetler satın alarak. İki çocuklu bir ailenin şaşılası hikayesi.
  • Ve ilgiyle izlenebilecek kısa metrajlı on adet film daha; doğaya, canlıya ve yaşama ait.