Psikolog Melis Sünetci, "69 yaşındayım bundan sonra yaşasam ne olur’’ ya da "Virüs bana bir şey yapmaz’’ gibi cümleler duyduğunu, salgın nedeniyle aşırı kaygılı olmak kadar, hiç kaygılı olmamanın da zararlı olduğunu söyledi.
Sünetci, tüm dünyada salgın haline gelen Covıd-19 (Korona Virüsü) için önlemlerin hızla alınmaya devam ettiğini söyledi. Kalabalık alanlara gitmeyin çağrısını yapan Sünetci, ‘’Birkaç gün önce alışveriş merkezlerinin çalışma saatleri sınırlandırıldı. Bununla birlikte kafe, kahvehane, lokanta gibi dükkanların kapatıldığı duyuruldu. Salgının yayılmasını engellemek adına alınan kararlara son olarak 65 yaş üstü bireylerin dışarıya çıkmasının sınırlandırıldığı bilgisi eklendi. Salgın ülkemizde ortaya çıktığı günden bu yana var olan kaygı, stres hakkında açıklamalar yapıyor, hijyene ve sosyal izolasyona dikkat etmemiz gerektiğinden bahsediyoruz. ’#EvdeKal’ etiketiyle birbirimize destek oluyoruz. Okuduğumuz kitapları paylaşıp birbirimize meydan okuyoruz. Evde meditasyon, egzersiz yapılmasının, haberlere çok fazla maruz kalmamanın kaygıyı azaltmada etkisi olduğuna dair bilgiler paylaşıyoruz. Fakat risk grubu olarak belirlenen yaşlı bireylere dair bir bilgi paylaşımının eksikliğini görüyorum. Onların nasıl bir ruh hali içinde olduğunu anlamada ve onlara hangi konularda destek olacağımıza dair bizlere büyük iş düşüyor.İlk günden bu yana sosyal medya ve haberlerde yaşlıların risk grubu oluşturduğuna dair vaka ve ölüm haberleri, yaşlıların endişe/kaygı ve korku düzeylerini ciddi derecede arttırmaktadır. Buna bağlı olarak yaşlı bireylerde aşırı panik hali yaşanmaktadır. Süreğen bir biçimde haberlerde yaşlı bireylere yönelik olumsuz haberler ruh hallerini ciddi derecede olumsuz etkilemektedir" dedi.
"’Siz sokağa çıkmayın ama biz komşuya oturmaya gidiyoruz’ demek onlar için kaygı verici olacaktır"
Sünetci, evden dışarı çıkmayan yaşlı bireylere ruhsal/zihinsel sağlığına nasıl destek olunacağı hakkında bilgi vererek, "Yaşlı bireylere salgın ile ilgili bilgilerin evin diğer üyeleri, çocuklar, torunlar veya sözlerine güvendikleri kimseler tarafından verilmesi, durumu ciddiye almaları konusunda sağlıklı olabilir. Durumu güzelce açıklamak önemli. Sokağa çıkmalarının yasak olduğunu belirttikten sonra, ’yetkililerin onların sağlıklarını düşündüklerini’ vurgulamak kaygılarını azaltmada yardımcı olabilir. Başkaları tarafından düşünülmek yaşlı bireyler için mutluluk verici olabilir. Yaşlı bireylere örnek olmak büyük önem taşıyor. ’Siz sokağa çıkmayın ama biz komşuya oturmaya gidiyoruz’ demek onlar için kaygı verici olacaktır. Bu noktada sadece yaşlı bireylerin değil her yaş grubunun sosyal izolasyonda olması önemli olurken bizlerinde onlar gibi izole bir şekilde yaşadığımızı, onlarla aynı koşullara sahip olduğumuzu belirtmekte fayda var. En önemli noktalardan biri onlardan sadece mesafe olarak uzak kaldığımızı, asla yalnız bırakmak istemediğimizi ve bunun geçici bir süreç olduğunu belirterek onları rahatlatmak çok mühim. Yaşlı bireyler, çocuklarının, torunlarının onları görmek istemediğini düşünebilir. Yalnız kalmak onlar için korku yaratabilir. Dolayısıyla sık sık telefon ile ulaşmak, nasıl olduklarını, gün içinde neler yaptıklarını konuşmak kısaca iletişim halinde olmak onlara ’aslında yanınızdayız’ mesajını verecektir. ’69 yaşındayım bundan sonra yaşasam ne olur’ ya da ‘Virüs bana bir şey yapmaz’ gibi cümleler duyuyoruz. Salgın nedeniyle aşırı kaygılı olmak kadar, hiç kaygılı olmamakta zararlı. Alışveriş ve gıda ihtiyaçlarının diğer aile üyeleri tarafından karşılanacağını bilmek, beslenme konusundaki kaygılarını aza indirgeyecektir. Kimsesi olmayan yaşlı bireyler için belediyelerin onlara destek olacağını söylemek veya onlara yardımcı olmak ise bizlerin vatandaşlık görevi olacaktır. İçinde bulunduğumuz küresel salgının en çok etkilediği risk grubu yaşlı bireylere mental olarak destek olmak bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmak adına çok büyük önem taşıyor. Bu noktada empati yapmak, kendimizi onların yerine koymak, onları anlamamızı sağlayacaktır. Hep birlikte salgının üstesinden geleceğimize inanıyorum" dedi.