TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi yönetim kurulu yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde oluşan deprem olayları ile ilgili açıklama yaparak fay hatlarının değil binaların öldürdüğünü ifade edildi.
22 Ocak tarihinde Manisa’da meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremin etkileri sürerken, 24 Ocak tarihinde Elazığ merkezli 6.8 büyüklüğünde deprem ve sayısızda artçı deprem meydana geldiğini hatırlatan Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim kurulu yaptığı yazılı açıklamada şöyle denildi:
“Bugün itibari ile 35 vatandaşımız hayatını yitirmiş, binlerce vatandaşımız yaralanmıştır. Sayısız bina da çökmüş ve hasar görmüştür.
Ülkemizin neredeyse tamamı deprem riski altında bulunmaktadır. Her yaşadığımız deprem ise acı gerçekleri bir kez daha yüzümüze vurmaktadır.
Ülke tarihinin en büyük ve sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olan Marmara Depreminin üzerinden tam 21 yıl geçti. Marmara depremi binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına, milyarlarca liralık ekonomik kayba neden oldu. Bu durumun yol açtığı acı, depremin toplumsal travma haline gelmesine neden olmakla kalmadı, başta yapı üretim süreci, mevcut yapı stokumuz, kentleşme politikası, afet sonrası önlemler, mevzuat olmak üzere yetersizliğimizi, hatalarımızı gün yüzüne çıkardı. Görmezden gelinen, yok sayılan sorunlar dramatik bir olayla varlığını hissettirdi. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin yok sayılmasının bedeli, kelimenin gerçek anlamıyla ağır oldu.
Peki bu 21 yıl içerisinde ne gibi önlemler alındı ve bundan sonra nasıl bir politika izlenecektir. Her depremden sonra ekran karşısına geçip ülkemizin faylarını mı tartışacağız yoksa acı haberlere bakıp bir daha olmamasını mı bekleyeceğiz.
Son 21 yılda hiçbir olaydan ders çıkarmadığımız ve her depremden sonra 10 günlük deprem gündeminden sonra yaşanılanları ve bundan sonra yaşanabilecekleri unutup tekrar aynı bildiklerimizi yapmaya devam edeceğiz.
Geçtiğimiz yılda İMAR BARIŞI (AFFI) adı altında kaçak yapıların deprem güvenliği yapı sahibinin beyanına bırakılmıştır. Bu yapıların depremde yıkılma ihtimali çok yüksektir. Bilimi, tekniği ve mühendisliği yok sayarak yapı üretilmesinin bedelini çok ağır ödeyeceğiz.
Deprem bir doğa olayıdır ve bu doğa olayını değiştirmemiz mümkün değildir. Ancak depreme dayanıklı yapılar yapmak mümkündür. Bunu yolu da aklı, bilimi ve tekniği öncelikli kılarak planlama yapmak, gereken yasaları çıkarmak ve uygulayarak denetleyecek, etik anlayışın hakim olacağı bir inşaat sektörü oluşturmaktır.
Eskişehir de depremselliği yüksek olan illerin başında gelmektedir. Depremin olması kaçınılmazdır. Ancak ne zaman olacağını bilmemiz şu anki teknolojiyle mümkün değildir. Yapılması gereken iş açıktır. Mevcut yapı stokumuzun durumunu çıkartıp, depreme dayanıklı yapılar yapmanın önünü açmaktır.
İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak artık fay hatlarını değil depreme dayanıklı yapıları konuşmalıyız diyoruz. Unutmayalım insanları öldüren faylar değil depreme dayanıksız binalardır.”