Adaletin bu mu dünya?
Ne yar verdin ne mal dünya?
Kötülerinsin sen dünya?
İyileri öldüren dünya…
Şarkılar bile dünyanın adaletsizliği üzerine, bugün biraz haktan hukuktan bahsetmek istiyorum. Herkesin malumu Hak, herkesin dert ettiği hak, herkesin söz ettiği hak, bahsettiğimiz Hakça Adaletçe yaşamak.
İnsanın dünya üzerinde gezdiği günden bu yana, kardeşlerin bile paylaşamadığı hiç kimseye yetmeyen ama hiç kimseye kalmayan dünya…
Yeryüzünde insanların birbirleri ile kavga sebebi adaletsiz dağılım, fakat insan doyumsuz, insan nankör, insan insan işte… Hakkından fazlasına talip olmayanlara, yanında çalışanın Hak ettiğini teri kurumadan veren iş verenlere, Hak Hukuk nedir bilip ona uyan Savcı ve Hakimlere, Haksız bir dava da savunma yapmak istemeyen Avukatlara, Kardeşinin hakkını gözeten ağabeylere, çocukları arasında Adaletle Hükmeden anne ve babalara, kendi aleyhine de olsa Hakkın teslim edilmesi için doğruyu söyleyenlere, Haksız bir davada zirve olmaktansa Hak için ölenlere selam olsun.
ESKİŞEHİR’DE TR(AFİK)(AMVAY)
Arabaya biniyorum biliyorsunuz Eskişehir çok büyük bir şehir değil. Kızmayacağım diye söz veriyorum hatta karşımdaki “insan senin gibi insan işte” diye motive ediyorum kendimi ama yinede kızmadan edemiyorum. Halbuki keyfim yerinde olmalı “ayaklarım yerden kesilmiş, yaya olarak saatlerce yürümek yerine on dakika da gidiyorum işte” diyeceğime kızacak illa bir şey bulunuyor tr(afik)te(amvay)da.
Bu aralar Tramvaya taktım mesela… Bir de adım başı kırmızı yanan ve neredeyse tramvaya endeksli trafik ışıklarına. Hele bir de birkaç tramvayın kesişme noktasında kırmızı ışığa yakalandıysanız arabayı durdurun malum benzin-mazot fiyatları uçuşta. Buna bir de ışıkları eklersek hele bir de Eskişehir’de yaşıyorsanız bu trafikte aylık yakıt masrafınız ikiye katlanır diyeyim size. Geçen sene sonbaharda Sinop’a gittim orada da hiç trafik lambası yok varacağınız yere durmadan gidiyorsunuz diye mutlu olmuştum.
Bu Tr(afik) ve Tr(amvay) üzerine kafa yorulması lazım. Şehir planlayıcıları buna bir çözüm bulmalı bence. Vesselam