Bildiğiniz gibi İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu İYİ Parti’den istifa etti.
Aslında beklenen oldu, adaylık sürecinde dahi konuşuluyordu bu.
Çok önceden Nebi Hatipoğlu AK Parti için nabız yoklamış, istediğini alamayınca İYİ Parti’ye yönelmişti.
Adaylık sürecinde de seçimden çok önce Hatipoğlu’nun partiye yaptığı destekler, aday gösterilmesini sağladı desek yanlış olmaz.
Hatipoğlu, “Eskişehir Milletvekili seçildiğim İYİ Parti ile genel seçim sürecinden bu yana derin görüş ayrılıkları yaşamaktaydım” gerekçesi ile istifasını verdiğini duyurdu.
Bu açıklamada Hatipoğlu’nun kendisi ile çelişki içinde olduğunu görmek mümkün...
Genel seçim sonrası Nebi Hatipoğlu’nun kendisi yerel seçimde partisinin CHP’den uzak durup kendi adayları ile seçime gitmesi gerektiğini dile getirdi ve bu isteği oldu da…
Yani İYİ Parti’de Nebi Hatipoğlu’nun istediği yönde bir değişim yaşandı ve Meral Akşener her yerde kendi adayları ile seçime gireceklerini net olarak açıkladı…
Burada görüş ayrılığı yaşanacak bir durum görünmüyor…
Seçim sonrasında Hatipoğlu’nun açıklamaları; AK Parti ile ortak seçime girmeleri gerektiği şeklindeydi. Ancak, bu zaten genel seçime gidilirken kendisinin de çok net bildiği bir şeydi, İYİ Parti hiçbir zaman AK Parti’ye yaklaşmamış, genel seçime gidilirken CHP ile ittifak çok önceden kurulmuştu.
Yani Hatipoğlu bu durumdan hoşnut değilse en başından İYİ Parti’den aday adayı olmaması gerekirdi. Bunları bilerek aday olup, fikir ayrılığı yüzünden ayrılıyorum demek dürüst bir açıklama gibi gelmiyor kulağa.
Hatipoğlu’nun kafasının arkasındakiler farklıymış demek ki…
Teşkilat, Hatipoğlu’nun başka partiye geçmesini istemiyor, bağımsız devam etmesi ya da milletvekilliğinden de istifa etmesi gerektiğini dillendiriyor…
Teşkilat üyeleri uzun süre gece gündüz, Hatipoğlu’nun İYİ Parti vekili olması için çalıştı.
Ama bu istifa ile 88 bin İYİ Parti oyu boşa gitmiş oldu…
Haklarını helal etmeyeceklerini dile getirdiler…
Yerden göğe kadar haklılar…
Sonuçta bir haksızlık, bir hak yeme var…
Tüm gelişmeleri irdelediğimde çıkan sonuç:
Hatipoğlu bu durumu adaylık sürecinden çok önce kurguladı.
En az yıpranma payı ile AK Parti’ye geçmenin planlarını yaptı.
Daha önceki çıkışını hatırlayalım...
Partinin görüşünden çok farklı yönünde açıklamalarda bulundu, zaman zaman bu açıklamaları tepkilere neden oldu. Belki de ihraç edilmenin planlarını yaptı ama beklediği gibi olmadı…
İstifası ise zaman olarak da manidar.
Çünkü tam da AK Parti’nin Büyükşehir adayının açıklanma sürecinde istifa etti…
Belediye başkan adayı olmaz demeyin, bu yönde açıklamaları var…
“Görev verilirse geri durmam” şeklinde…
Dediğim gibi “Yıpranmadan ayrılık” planı tutmadı…
Hatipoğlu filmini ben bu şekilde okudum….
Siyaseten etik bulmadığım bu durumu Hatipoğlu’na daha iyi açıklamak için şu örneği vermek istiyorum:
Kendi işyerindeki bir çalışanı ya da müdürü, yapılması gereken yeni bir proje için paralar ödeyerek eğitime gönderdiğini düşünsün…
Dönüşte o müdür Hatipoğlu'nun sunduğu imkânlarla aldığı eğitim ile birlikte rakip bir firmaya geçsin…
Bu durumda ne düşünürsünüz acaba?