Gündem

Havacılık sektörünün bu bakış açısıyla gelişimi mümkün değildir

Abone Ol

 TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen X. Ulusal Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Taşbaşı Kültür Merkezi’nde başladı.

Kurultayın açılış konuşmalarını, MMO Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Atila Tomsuk ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener yaptı. İlk olarak söz alan MMO Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Atila Tomsuk, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “2001 tarihinde ilkini gerçekleştirdiğimiz Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı’mızın onuncusuna hoş geldiniz. Makina Mühendisleri Odası, kapsadığı bütün meslek ve uzmanlık alanlarında olduğu gibi, uçak, havacılık ve uzay Mühendisliği alanındaki çalışmalara da büyük önem vermektedir. Kurultayımızın bu kapsamda 19 yıldır kesintisiz olarak sürmesini önemsiyor ve Eskişehir’imizde sizlerin katılımı ve desteği ile onuncusunu gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz.”

AR-GE ZORUNLU

Uçak, havacılık ve uzay mühendisliği eğitiminde önemli sorunlar yaşanmaya başlandığına dikkat çeken Tomsuk, şöyle konuştu: “ Yakın geçmişte ülke ve toplum ihtiyaçlarını ve istihdam imkânlarını gözetmeden, altyapı ve öğretim görevlisi eksikliklerine rağmen açılan bölümler bugün oluşan istihdam sorunlarının en büyük sebebidir. Havacılık sektörünün cazibesi nedeniyle şu an bütün boyutlarıyla görülemeyen bu sorun gelecekte daha da belirgin hale gelecektir. Pek çok mühendislik alanını birleştiren, çok disiplinli bir teknoloji gerektiren havacılık ve uzay sanayi için Ar-Ge zorunludur. Sektörün gelişmesi Ar-Ge çalışmalarına verilen önemle birebir bağlantılıdır. Bunun yanı sıra ülkemizdeki Sanayi ve Teknoloji ortamında adını çok fazla anmadığımız, çok fazla sorgulamadığımız bir başka önemli konu da Uygulama Geliştirme Merkezleri ve Uygulama Geliştirme Çalışmalarıdır. Ar-Ge merkezlerimize ilaveten, Uygulama Geliştirme Merkezlerimiz olmadan havacılık ve uzay teknolojilerinde somut adımlar atılması mümkün değildir.”

ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ

Teknolojik altyapı kurma sürecinde olan ülkelerde ise üniversite ve sanayi işbirliğinin önemi ve gereğinin her geçen gün daha da belirgin hale geldiğini belirten Başkan Atila Tomsuk, şunları kaydetti: “Uçak, havacılık ve uzay sanayimizin ulusal ölçekli kapsamlı bir strateji ile geliştirilmesi için köklü adımlar atılması gereklidir. Ülkemizde on yıl öncesine kadar dokunulmaz olarak görülen ve gerçekten de dokunulmaması gereken, savunma sanayimizin can damarı askeri fabrikaların özelleşme yolu açıldı. Yıllardır ulusal savunmamızın en önemli stratejik tesislerinden biri olan Sakarya’da kurulu Tank Palet Fabrikası (MSB Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1. Ana Bakım) özelleştirme kapsamına alındı ve işletme hakkının 25 yıllığına verilmesi yoluyla yabancı ortaklı bir firmaya devredilerek özelleştirildi. Tank Palet Fabrikası’nın çokuluslu ya da yerli sermaye kuruluşlarına 25 yıl süre ile işletme hakkı satılarak özelleştirilmesinin, ülke ekonomisine ve özellikle ulusal savunmaya fayda sağlamayacağı, aksine zarar vereceğini görmek gerekir. Havacılık sektörünün kısa yoldan rant getirebilecek, yolcu taşımacılığına indirgenmiş bir bakış açısıyla gelişimi mümkün değildir.”

KURULTAYDA NELER KONUŞULACAK?

Kurultayımızın düzenlenmesinde emeği geçen kurultay Düzenleme, Danışmanlar, Yürütme Kurulu üyelerine, bildiri sunan konuşmacılara ve panelistlere, destek veren kişi kurum ve kuruluşlara, Şube Yönetim Kurulu üyelerine ve çalışanlara, kurultay sekreterine ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sürdüren Atila Tomsuk, iki gün boyunca devam edecek kurultay programını ise şöyle özetledi: “Havacılık ve uzay sektörünün bugünü ve geleceği konulu açılış panelimiz ile programımıza başlayacağız ve sonrasında, Havacılık sektöründe bakım, onarım ve yenileştirme faaliyetleri, Havacılık sektöründe yeni teknolojiler, özgün yazılımlar ve uygulamaları, Havacılık sektöründe yenilikçi malzemeler ve ileri üretim teknolojileri, Ar-Ge merkezleri ve süreçleri, Özgün hava araçları konu başlıkları altında gerçekleştirilecek 7 oturumda toplam 20 bildiri sunulacaktır.”

YENER: SORUNLAR HER GEÇEN YIL ARTMAKTADIR

Daha sonra söz alan TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener ise şunları söyledi: “Hemen her alanda olduğu gibi uçak havacılık uzay mühendisliği alanında çalışan meslektaşlarımızın sorunları her geçen yıl artmaktadır. Eğitimden çalışma yaşamına ve sektörün kendi özel sorunlarından ekonominin genel yönetim anlayışının yansımalarına kadar bir dizi sorun artarak sürmektedir. Yetersiz istihdam düzeyi, Ar-Ge çalışmalarındaki yetersizlikler, hava taşımacılığı alanındaki çarpıklıklar başta olmak üzere ağırlaşan sorunlar mevcuttur. Havacılık uzay mühendislerinin ülkemiz için daha verimli hizmet sunmalarının ve havacılık ve uzay sektörüne yönelik sağlıklı, gerçekçi planlamalar yapılabilmesinin, daha etkin üretim ve hizmet potansiyeline sahip olmanın yolu en başta nitelikli eğitimden geçmektedir.”

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre ülkemizde faaliyette olan Ar-Ge merkezi sayısı bin 195, toplam çalışan sayısı 59 bin 47 olduğunu belirten Yunus Yener, şunları kaydetti: “Mevcut Ar-Ge merkezlerinin 48’i savunma ve havacılık sektöründe faaliyet göstermektedir. Havacılık projelerinin ömür döngüsünün uzunluğu göz önüne alındığında bu alana ayrılan kısıtlı kamu kaynağının gerçekçi hedeflere ve planlı bir şekilde kullanılmasının hayati önemi ortaya çıkmaktadır. Zira güncel kaygılarla ve dağınık/odaklanılmamış hedeflerle yola çıkmanın bedelleri ağır olmaktadır. Türkiye, bugün havayolu yolcu sayısında dünyada 9., Avrupa’da 5. sıradadır. Uçak trafiğinde ise Avrupa’da 3. sıradadır. 2018 yılı itibarıyla toplam uçak sayısı 515; yolcu sayısı 211 milyon, koltuk kapasitesi 100 bin, kargo kapasitesi 2 milyon 194 bin tona ulaşmıştır.Her geçen gün büyüyerek gelişen havayolu taşımacılığı pazarı gerçeğine karşın, toplumsal faydayı maksimum kılacak yatırımlar yapmak yerine sektörün uluslararası sermayenin iştahını kabartmada kullanılması tercih edilmektedir.”

THY, SAYIŞTAY RAPORLARINA GÖRE 7 MİLYAR 829 MİLYON ZARAR ETMİŞ

Ulusal havacılığın simgesi olan Türk Hava Yolları’nın (THY) artık özel şirket statüsünde olduğunu ve hem yüzde 51’inin “halka arz” yoluyla özelleştirildiğini ve de yüzde 49,12’sinin ise kamu hissesi Varlık Fonu’na devredildiğini aktaran Yener, “Yoğun talep ve imkânların olduğu bir pazarda THY, yanlış yönetim anlayışı sonucu, Sayıştay raporlarına da yansıdığı üzere 7 milyar 829 milyon TL’ye yakın zarar etmiş, zarar ederken ve pek çok uçağı kullanılmazken bile uçak alım ve kiralamalarına devam etmiştir. Yani zarar göz göre göre katlanmıştır. Bu haliyle THY’nin ulusal havacılık sektörünün çıkarlarını gözeten, bakım ve bu bağlamda mühendislik yatırımlarını planlayan kamu kuruluşu özelliği kalmamıştır. THY tekrar ulusal havayolu şirketimiz haline getirilmeden, özelleştirmeci anlayışlarla yönetilmesine son verilmeden, nitelikli bir hava yolu taşımacılığı anlayışından bahsetmemiz mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

HAVA ALANI SORUNLARI

2010 yılında 5 bin 221 olan havayolu denetimlerinin, 2018 yılında 3 bine gerilediğini belirten Yunus Yener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hava alanı işletmeciliğindeki sorunlar, bakım onarım hizmetleri alanındaki teknik eleman sıkıntıları, sertifikasız eleman çalıştırılması ve hava yolu işletmelerinde az sayıda personelle çok iş yapma çabaları kaza risklerini artırmaktadır. Savunma ve havacılık sanayi sektörünün yıllık ciro büyüklüğü 8,7 milyar dolardır. Çalışan sayısı ise havacılık genelinde 205 bin, savunma ve havacılıkta ise 67 bin şeklindedir. Savunma ve havacılık sektöründen beklenen, bütçe büyüklükleriyle orantılı özgün ürün ve mühendislik başarılarına henüz ulaşılmamıştır. Kamuoyuna başarı olarak sunulan projelerin teknolojik bağımlılık nedeniyle tartışma konusu yapıldığı da bilinmektedir. Havacılık ve uzay sektörüne yönelik sağlıklı, gerçekçi planlamalar yapılması durumunda, mal ve hizmet üretme potansiyelinin artacağı ve ilgisiz alanlarda çalışmak zorunda kalan uçak havacılık uzay mühendislerinin ülkemiz için daha verimli hizmet sunmaları mümkün olacaktır.”