Siyaset

İktidar ve muhalefetin tükenmişliği

Abone Ol

 DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova gündemle ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Ülkemiz her gün yeni iddialarla sarsılmaya devam etmekte, ancak konulara muhatap kişi ve makamlardan kamuoyunu tatmin edici bir açıklama da yapılamamaktadır. İddiaları ortaya atan kişinin, nasıl tanımlandığına bakılırsa, belki de sözlerine itibar edilmemesi gerekir. Ancak,  bu kişiyi takip eden belli bir kitlenin varlığı da oldukça dikkat çekicidir. Bu ülkede, sözüne güvenilecek tek bir siyasetçi bile kalmamış gibi, gündemimizi “şaibeli” bir kişinin belirliyor olması kabul edilebilir bir durum değildir.

Başka bir ülkede olsa, bu iddiaların bir tanesi bile hükümet düşürmeye yeterdi. Ancak ülkemizde, basının ve sivil toplum kuruluşlarının da etkisizleştirilmesiyle, iktidarı denetleyecek herhangi bir mekanizma söz konusu değildir. Elbette bu ülkenin bir de muhalefeti vardır. Ama ilginçtir ki, 20 yıldır iktidardaki partiyle, ana muhalefetteki parti hiç değişmemiştir. Sanki çok iyi kurgulanmış bir siyasal düzen var ve yıllardır da saat gibi işledi. Dünya siyasetinde belki de emsaline az rastlanacak; 20 yılda hiç iktidar olamamış, buna mukabil,  neredeyse iktidar partisi kadar yıpranmış bir muhalefet söz konusudur.

Burada, seçmeni umutsuzluğa düşüren en önemli şey,  kendi partisinin yapısını bile tümden değiştirmiş ve ideolojik olarak bin parçaya bölmüş bir ana muhalefetin, nasıl birleştirici güç olacağıdır. Şu an ki yapısına bakıldığı zaman ana muhalefet, adeta misafir kontenjanıyla yönetilen bir parti görünümündedir. Zira şu an partide ki hiç kimse CHP’li değildir ve olmadığı gibi partiye en küçük bir aidiyet duygusu taşımamaktadır.

Bunun en somut örneği Eskişehir’de yaşanmakta ve partinin milletvekili bile, bu şehir CHP’li değildir diyerek, partiyi itibarsızlaştırabilmiştir. Anlaşılan, milletvekili seçildiği partiyi hala benimseyememiş ve belli kişilerin dışındaki, bazı seçilmişleri de ağır bir şekilde itham ettiği kamuoyuna yansımıştır. Bunca zaman bu haberleri yalanlamadığına göre; yazılanların gerçek olduğunu varsayabiliriz. Bu vekilin sözlerinden de anlaşılacağı üzere,  “mafya” her partiye sirayet etmiş, hatta Eskişehir’de “mafyatik” işler içinde olan belediye başkanları bile varmış.  Tabi bu iddialar kendisine aittir ve sanıyorum, böyle akıllara ziyan bir olaya da siyaset tarihinde az rastlanır. Anlaşılan odur ki, “Hoca” kontenjanından milletvekili seçilince böyle oluyor.

Ana muhalefet partisi; partili olanlarla değil, hep hatırlı kişilerin belirlediği, kontenjan seçilmişlerle nasıl iktidar olacak ve bu ülkenin devasa sorunlarını nasıl çözecek diye sormadan geçemeyeceğim. İktidar iddiasında olan bir partide; böyle dağınık ve ayrışmış bir yapı mevcutken;  iktidarın değişmesini isteyen seçmen, muhalefette de umduğunu bulamayınca, karasız seçmen oranı neredeyse yüzde otuzlara ulaşmıştır.  Kendileri bile! Kendilerinden umudu kesmiş, başka “kişiler” ve aparatlar iktidarı yıpratsa diye bekleyiş içindeler. Bu umutsuzluk kırılamaz; vatandaşlara ve özellikle de gençlere ulaşılamaz ise sanırım ilk seçimde, “karasızlar” iktidarı kurulacaktır. Siyasette yeniden güven tesis etmek için hepimize büyük görevler düşmekte ve bu bilinçle DSP her zamanki sorumluluklarını sürdürmeye devam edecektir”