Şenay Bilik Yıldırım
Eylem öncesinde buluşan öğrenciler, R. A.'yı intihara sürükleyen nedenler ve öğrencilerin sorunları konusunda fikirlerini dile getirdi. R. A.'nın bölümden arkadaşı olduğunu ifade eden bir öğrenci, "Arkadaşımız derslere 2 yıldır doğru dürüst gelememiş, bir kaç gün önce kayıp ilanı verilmiş ama biz bilmiyorduk bilseydik, başka türlü olabilirdi. Aynı bölümde okuduğumuz birinin yaşadığı sorunlardan hiç haberimiz olmamış. En son cumartesi günü gördük onu, her zaman bize selam verirdi ama çok donuktu bize selam vermeden geçti. Onun son hali bende çok vicdan azabı yaşatıyor." diye konuştu. R. A.'yı intihara sürükleyen nedenler hakkında konuşan okuldan arkadaşı ise, "Evde kalıyordu, sürekli çalıştığı için derslere gelemiyordu. Borçları vardı, onun için bankadan yüklü bir meblağ kredi çekmişti, onu ödeyemedi. Cebinden çıkan 3 sayfalık mektubunda borçları yüzünden intihar ettiğini anlatmış." iddiasında bulundu.
KAYA: ÖZEL GÜVENLİK ARKADAŞIMIZ İÇİN YEMEKHANE ÖNÜNE BIRAKTIĞIMIZ ÇİÇEKLERİ KALDIRIYOR
Hukuk Fakültesi öğrencisi Hüseyin Kaya ise, "Bugün öğrenciler açıklama yapacağı için toplanan güvenlik, arkadaşımız ölürken yoktu. Gecenin 3'ünde okula girip, kendini asan öğrenciyi güvenlik görevlileri değil saat 9'u 20 geçe yine bir öğrenci arkadaşımız tesadüfen buldu. Üniversite, öğrencisinin güvenliğinden sorumludur. Bugün yemekhanenin önüne arkadaşımız için bıraktığımız çiçekleri kaldıran özel güvenlikçiler, yasımızı tutmamıza bile izin vermiyor." dedi.
CEYLAN: GÜVENLİK EYLEMLERİ BASTIRMAK İÇİN DEĞİL BİZİM GÜVENLİĞİMİZ İÇİN VAR
Üniversite yönetiminin, akademisyenlerin bu konuda hiç bir açıklama yapmamasını eleştiren Sosyoloji öğrencisi Zehra Ceylan, "R. A. için bir kayıp ilanı var ortada ama güvenlik içeri girerken buna dikkat etmiyor. İntihar ettiği yer güvenliğe çok yakın ama bulan yine güvenlik görevlileri değil, güvenlik okuldaki eylemleri bastırmak için değil bizim güvenliğimiz için mesai yapmalı." dedi.
ÖZTÜRK: R. A.'NIN OLDUĞU YERİN 1 ADIM GERİSİNDEYİZ
Psikoloji öğrencisi Eylül Öztürk, öğrencilerin çoğunun okulda sorunlarını paylaşabileceği bir olanağa sahip olmadığını ifade ederek, "Ekonomik sorunlar her öğrenci için var biz Resul'ün olduğu noktanın 1 adim gerisindeyiz. Üniversite bu konuda bize yeterince destek olmuyorsa biz öğrenciler bir birlik kurup kendi aramızda psikolojik destek verebiliriz arkadaşlarımıza." şeklinde konuştu.
TEPE: EKONOMİK SORUNLAR ÖĞRENCİLERİ NEFES ALAMAZ HALE GETİRDİ
Hukuk Fakültesi öğrencisi Deniz Tepe ise, "Üniversiteden bu konuda aydınlatıcı bir bilgi alamadık, üniversitenin açıklama yapmasını bekliyoruz. Ekonomik sorunlar öğrencileri nefes alamayacakları bir noktaya getirdi. Bir üniversite öğrencisini, borçları ve geçinemediği için canına kıyacak kadar çaresiz bırakan kapitalist sistemden, alacağımız bir gelecek var." diye konuştu.
CEYLAN: ÖĞRENCİNİN MÜCADELESİ GEÇİNMEK OLMAMALI
Öğrenciler konuşmaların ardından ortak karar alarak, önce arkadaşlarının intihar ettiği yemekhane önüne yürüdü, sonra da rektörlük önüne yürüyerek yaşananları alkışlarla ve sloganlarla protesto etti. Öğrenciler adına yemekhane önünde bir basın açıklamasını okuyan Zehra Ceylan, şunları söyledi: "Anadolu üniversitesi Matematik öğretmenliği bölümü öğrencisi sıra arkadaşımız R. A.'nın bize dayatılan hayat yüzünden geçinemediği, geleceğe umutlu bakamadığı ve borçlarını ödeyemediği için intihar ettiği haberini üzülerek aldık. Gençler geçinemiyorken barınacak bir yer bulamıyorken kaybettiğimiz sıra arkadaşımız ne yazık ki son kaybımız olmayacaktır. Maddi bir güvencemizin olmadığı her dakika huzursuz ve güvensiz yaşadığımız bu ortamda öğrencinin mücadelesi geçinmek olmamalıdır."
DAYANIŞMA AĞI: HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANAN ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNE KARŞI ÖFKELİYİZ
Anadolu Üniversitesi Dayanışma Ağı tarafından yapılan basın açıklamasında ise, Taylan Ferhat Adıgüzel şu ifadeleri kullandı: "Dün, eğitim fakültesinden arkadaşımız R. A.'yı kaybettik. Dün, bu ülkedeki herkesin farkında olduğu yönetememe krizinin en ağır faturası kesildi. Öfkeliyiz, çünkü bizler bir öğrencinin hayatta kalabilmek için nelerle boğuştuğunun farkındayız. En temel haklarımızdan biri olan barınma hakkımız için bin bir çaba ve zorluk çekiyoruz. Yaşanan olaydan saatler sonra dahi hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışan üniversite yönetimine karşı öfkeliyiz. Bu düzene verecek hiçbir şeyimiz kalmadı. Bir arkadaşımızı daha kaybetmek istemiyoruz!"