Şöyle bir yolculuk yapmak gerek.
İçimiz de dışımızda her birimizin hep birlikte söylediği şu sözü hatırlatarak başlayalım.
Başarılı insanlar yok sayılır, tüketilir deriz. Bu tüketiliş içine baktığınız da başarsın başarmasın mutlaka birileri o başarıyı kendi de becerecek sanıyor ve yan yana dizilen tantuniciler, otobüs şirketleri gibi öz, has gibi başlarına isim takarak iş yapmaya ve taklit etmeye çalışırlar. Sonun da o ismi de yok ederler başarıyı da yok ederler.
Tantuni kendine has yöresel özelliği olan ve o konuda uzmanlaşmış kişilerin yaptıkları lezzet vardır damağımız da. bir kaç gün görüp yapabileceğini gözüne kestiren herkes hemen tantunici oldu ve yanı başına tantuni açtı ne kendi doydu nede bir başkasını doyurdu. Yok, oldu gitti.
Bu günlerde yine güzel şeyler tüketiliyor. Bir arada olmayı başaramayan yüksek egolar yeni bir arada oluşlar doğuruyor. İsminin önüne has haslar koyarak sanki kendi ürettikleri bir şeymiş gibi, emek hırsızlığı içinde gündeme geliyor birileri de bu birlikteliği tüketmek için şimdilik pohpohluyor.
Kimse sormuyor madem çok iyi idiniz daha önceki bir arada oluşlarınız neden bozuldu diye.
Yeni moda olan bir durum diye adlandırdığım, kafalarını sadece hinlik için çalıştıranların bulduğu taktik ise itibarsızlaştırarak yok etmek. Defalarca tanık olduğum başarılı çalışmalar ve başarılı insanlar bu taktik kullanılarak yok ediliyor yoruyorlar. İçimize dönmek kendimizle yüzleşmek zamanı bulamadığımızdan ne karşı çıkıyoruz nede bu tür tehlikeleri fark ediyoruz.
İtibarsızlaştırmak istedikleri yapıyı ele alanlar yalan yanlış bilgilerle dolaşıyor ve çok ilginç. Nasıl bir anlayış sa etkili de oluyorlar. Etki yarattıkları cevre de çok iyi bildiği, anladığı, gördüğü başarılı yapıyı bir süre sonra o alan da onlara benzeyip o tipleri destekliyorlar.
Aradan çok zaman geçmeden İlk olan güzel di diye aranmaya takdir edilmeye başlanıyor. Çünkü Taklit eksiktir tam değildir. Fazla dayanmaz.
Neden? Var ken destek olmadınız neden onu tükettiniz yetmedi itibarsızlaştırarak yok ettiniz diye sormak bile artık aklımıza gelmiyor. Ve böylelikle tıpkı ilk bulunan matbaa gibi yıllar sonra tekrar işlemesi için caba sarf edilirken ne kadar zaman kaybettiğimizi göremiyoruz. Buna da hakkımız yok bu hesabın başka bir deyişle Vebalini ödeyemeyiz.