Siyaset

Kadınların mücadelesi bir ömür sürüyor

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle CHP Gebze İlçe Örgütü’nün düzenlediği “Kadınların Ömürlük Mücadelesi” başlıklı söyleşinin konuğu oldu.

Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin tarihsel sürecini, elde edilen kazanımları ve günümüzde bu kazanımların yok edilme tehlikesine karşı kadınların verdiği mücadeleyi anlatan CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü “Kadınların mücadelesi ömürlük mücadele ve ömür boyu sürüyor. Bu ömürlük mücadelenin temelinde ne var diyecek olursanız. Tek bir yanıtı var. O da toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği. İş yaşamında, karar mekanizmalarında, siyasette yeterince yer alamaması. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri hepsinin kökeninde toplumda var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu söylemeliyiz. Yaşam hakkı elinden alınan her bir kadının adı solup giden gazete sayfalarında kalıyor. Evli oldukları, ayrıldıkları ya da hiç tanımadıkları erkekler tarafından kız kardeşlerimizin hayattan koparılmasına itirazımız var.” dedi.

SORUNLAR BU ANLAYIŞ İLE ÇÖZÜLEMEZ

Kadını bir birey bir vatandaş olarak görmeyen, iyi eş, anne olarak ele alan, yasal zorluklarla evlilik içinde tutmaya çalışan, aile içinde ele alan anlayışla sorunların çözülmeyeceğini belirten Süllü “Sorunların fıtratında var, kader diyerek çözülmeyeceğini biliyoruz. Bir yandan şiddete sıfır tolerans derken diğer yandan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı tek bir erkeğin kararı ile çıkılmaya kalkışan, toplumsal cinsiyet eşitliği demekten korkan bu anlayış sorunları çözemez.” dedi. “Nafaka ödeme süresine üst sınır konulması” ve “Evlilik süresine göre nafaka ödenmesi” değişikliği ile süresiz nafakaya son verilmesi düzenlemesinin Türkiye Büyük Millet Meclis’ine gelecek 6. Yargı Paketi içinde yer alabileceği tartışmalarına da değinen CHP Eskişehir Milletvekili Süllü, “Yapılması düşünülen bu değişiklik politiktir. Kadınların güçlenmesinden korkan ve toplumsal cinsiyet eşitliğini kabul etmeyen; egemenliğini kaybetmek istemeyen erkeklerin politikalarının dışa vurumudur. Sadece cinsiyet ayrımcılığının değil, her tür ayrımcılığın yaşandığı toplumumuzda, en ağır faturayı yine kadınlar olarak bizlerin ödediğini düşünüyorum. Her gün büyüyen mücadelemiz ile kadınların emeğinin karşılığını alacağı, geleceğimiz hakkında endişe duymadan yaşayacağımız, huzur ve toplumsal barış içinde bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğimize inanıyorum.” dedi.