KESK-DİSK-TMMOB-EBTO Bileşenleri 10 Ekim katliamı yıl dönümünde Köprübaşı’nda bir araya gelerek Ulus Anıtı’na kadar yürüdü. Burada bir açıklama yapan KESK-DİSK-TMMOB-EBTO Bileşenleri adına Dönem Sözcüsü Gökhan Soysal şunları söyledi; “103 barış karanfilimizi aramızdan koparan Gar Katliamının üzerinden 9 yıl geçti.

Dokuz yıl önce bugün binlerce yurttaşımız Emek, Barış ve Demokrasi Mitingine katılmak için ülkenin dört bir yanından yola çıkmış, Ankara Garı önünde buluşmuştu.

Tek bir amaçları vardı. O da 7 Haziran 2015 Seçimleri sonrasında ülkeye egemen hale getirilmeye çalışılan şiddet ve korku iklimine karşı barışı, demokrasiyi ve emeğin haklarını savunmaktı. Ancak saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba gözlerindeki gülümsemeyi, dillerindeki barış türkülerini hedef aldı. 

IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen kanlı saldırı ile bağrımıza adeta onlarca kara saplı bıçak saplandı.

103 canımız aramızdan koparılırken yüzlerce insanımız fiziksel, yüzbinlerce insanımız ruhsal olarak yaralandı. Gar katliamı, Türkiye tarihinin en büyük katliamı olarak kapkara bir sayfa olarak tarihimize geçti.

Katliamın ardından başlayan dava sürecinde birileri o karanlık sayfa hiç aydınlatılmasın diye elinden geleni yaptı. Yapmaya devam ediyor. Ama dava süreci acılı ailelerimizin, avukatlarımızın ısrarlı çabaları ile tüm dünya kamuoyunun gündemine girdi.

10 Ekim Davası tutuklu sanıklar yönünden 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verilerek karara bağlandı. Ana dosyadan ayrılan firari sanıkların yargılandığı dosya Türkiye'nin ilk ve tek insanlık suçu yargılaması olarak tarihe geçti.

1 Temmuz 2024’te görülen duruşmada ise ülkede yaşanan en büyük katliama ilişkin ikinci kez karar verildi. Ne yazık ki mahkeme “İnsanlığa karşı suç işlenmiştir’ diyemedi.  Dosyayı IŞİD’i aklayarak kapatmak istedi.

 

Buradan tekrar altını çiziyoruz. Bu dava bizler için bitmemiştir. Katliamın sadece maşası olanlara, tetikçilere ceza verilmesi yeterli değildir. Bizler en başından beri katliamın arka planın aydınlatılmasını, katliamın gerçek sorumluların yargılanmasını istiyoruz.

Mahkeme tutanakları tarihe yazılan gerçeklerin üstünü örtemez. 9 yıldır milyonların gözünün önünde yaşanan gerçekleri unutmadık, unutturmayacağız.

·       Katliam sorumluları 10 gün önce tespit edilmesine rağmen hiçbir işlem yapmayanları unutmadık.

·       Yol kontrollerini kaldırarak katillere adeta koridor açanları unutmadık.

·       Saldırı olacağı istihbaratını miting tertip komitesinden gizleyenleri unutmadık.

·       Katliamın yaşandığı alana ambulansların girmesini geciktirip, alana önce TOMA’ları sürenleri, yaralılara gaz sıkma emri verenleri unutmadık.

·       Katliam sonrası anket yapıp oylarının ne kadar arttığını araştıranları unutmadık.

·       IŞİD’e “öfkeli gençler” diyerek, “kokteyl örgüt” diyerek davayı sulandırmaya çalışanları, katliamın delillerini saklayanları ve onları terfi ettirenleri unutmadık.

Halk Merkezleri kadınlara terapi oluyor Halk Merkezleri kadınlara terapi oluyor

·       Soruşturma dosyası savcılarının bizlerden sakladığı 9 klasör dava evrakının adliye koridorlarında şans eseri bulunmasını unutmadık.

En önemlisi barış karanfillerimize verdiğimiz sözü unutmadık.

Bizler bu topraklarda barışı savunanlar olarak; uğruna yitirdiğimiz canlarımızdan aldığımız güçle, gerek bölgemizde gerekse tüm coğrafyada savaş rüzgarlarının estiği, Filistin’de bağımsız gözlemci raporlarına göre 286 bin sivilin katledildiği bu günlerde barış talebimizi haykırmaya devam edeceğiz.

Bu topraklarda katliamlar ile hesaplaşmak için mücadele verenlerin karşısına dikilen duvarları, konulan engelleri en iyi bizler biliyoruz.

Barış karanfillerimize sözümüz var.  O duvarların tuğlalarını çekip çıkaracağız.

10 Ekim katliamında rolü olan, görevini ihmal eden, katliama yol veren, hangi mevki ve makamda olursa olsun tüm sorumlular yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar adalet yürüyüşümüzü hep birlikte sürdüreceğiz.

10 Ekim katliamının unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz.

Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz barış şehitlerimizi saygı ve özlemle anarken sözümüzü bir kez daha yineliyoruz.

Bu toprakları katliamlarla, faili meçhul cinayetlerle anılmaktan çıkarıp barış ve demokrasiyle taçlandırarak yitirdiğimiz canlarımıza, yoldaşlarımıza, karanfillerimize armağan edeceğiz.

Er ya da geç, sorumlular cezalandırılacak; emek kazanacak, demokrasi kazanacak, barış kazanacak!”