Ülkenin ve vatandaşın gündemi hayat pahalılığı… Elektrik faturalarından doğalgaz faturalarına, pazar tezgahındaki sebze meyve fiyatlarına, marketlerde el yakan günlük ihtiyaç maddelerinin önlenemeyen etiketlerindeki yükselişe yetişmek nerede ise imkansız… Bir de üstüne üstlük; üreten de, taşıyan da, alıp satan da, tüketen de hayatından memnun değil… Akaryakıt fiyatlarını söylemeye zaten gerek yok… Özetle sıkıntı var… Sıkıntı da öyle birkaç günde, birkaç ayda gelip geçecek gibi durmuyor. Çünkü vatandaşın geliri sabit, giderleri ise söylemeye gerek bile yok…
Bir ekmeğin 2.5, simidin 3, pazardaki maydanoz bağının 5 TL, portakalın mandalinanın fiyatının 10-12 TL olduğu bir ortamdan söz ediyoruz… Sıra daha ete, kıymaya gelmedi bile… Yaşanan sıkıntılara karşılık bir takım çözümler üretilmeye çalışılıyor olsa da vatandaşın artık boynunu döndürmez hale gelmeye başladığı gerçeğini görmezden gelmek mümkün değil.
Diyelim ki muhalefet abartıyor, diyelim ki siyasetin gerilimli havası haberlere böyle yansıyor… Gerçek o ki ben yaşadıklarıma bakarım. Yukarıda yaşananlar bire bir benim de yaşadıklarım… Yani işin içinde bırakın abartıyı eksik bile var diyebilirim…Ekonomideki büyük dalgalanma hepimizin hayatını zorlaştırıyor. Hiçbir sonuç asla sebepsiz değildir. Bugün hepimizin ödediği ağır faturanın bir sebebi var.
+++
Kaşıkla verip sapıyla göz çıkarmak…
Ödediğimiz ağır faturaların çeşitli sebepleri olabilir. Sebep ve sonuç ilişkisine nereden baktığınız çok önemlidir. Ancak vatandaşın ilgilendiği sonuç kısmıdır. Örnek vermek gerekirse uzağa gitmeden kendimizden söz edelim. Bir ay önce 203 KW Saat konut elektriğine 186.50 TL ödemişken bu ay önümüze gelen fatura hem de 200 KW saat karşılığı 310 TL… Bir ay önce ödediğimiz doğalgaz faturası 317 TL iken bu ay karşımıza 580 TL’lik bir fatura çıktı. Hani biz yine de halimize şükrediyoruz. Çünkü aynı sokakta sadece iki komşumuza gelen doğalgaz faturaları 998 TL ile 976 TL. Elektrik faturaları ise 690 ile 775 TL… Galiba bizimkisi ölümü görünce sıtmaya razı olmak gibi bir şey… Yen yıla girerken ücretlerdeki kaşıkla yapılan iyileştirmenin ardından sapıyla gözümüzün çıkacağını da hesaplamalıydık ya… Neyse…
+++
Asıl mesele enerji fiyatları…
Tabi ki bunca feryadın, gündemde yaşanan fatura tartışmalarının ardından bazı küçük iyileştirmeler yapılmadı değil.. KDV’nin düşürülmesi, esnaf kesimi için yapılan yüzde 125 ‘lik zammın yüzde 25’lik kısmının geri alınması geri… Durum tespitini ise ETO Başkanı Sayın Metin Güler yapıyor. “Şubat ayında üyelerin en çok dile getirdikleri sorunların başında elektrik ve doğalgaz faturalarının geldiğini belirten Güler, üyelerin daha önce ödedikleri enerji faturalarının ikiye ve hatta üçe katlanmasından, kira bedeli öder gibi fatura ödemekten şikayet ettiğini söylüyor. Firmaların yüksek fatura bedelleri sebebiyle ayakta durmakta zorlandıklarını belirten Güler, tüccarın, sanayicinin ve esnafın faturalarında da düzenleme yapılması ve indirime gidilmesi gerektiğini söylüyor.”
Bu kadar da değil… “Dolarla maaş almasak da” iğneden ipliğe her şeyin fiyatını etkileyen ve dövize bağımlı akaryakıt fiyatları da bir başka yükümüz… Duble yollarımız, benzeri görülmemiş köprülerimiz, dahası denizleri yarıp geçen geçitlerimiz, dağları delip geçen tünellerimiz var… Evet, köprüler, yollar yaptık gelip geçmeye de… Sıkıntı benzinimiz, mazotumuz, gazımız yok otomobillere, otobüslere, hatta tırlara binmeye…