Ekim, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak belirlenmiştir. Bu özel ayda, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserine dikkat çekmek, farkındalık yaratmak ve erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla çeşitli ekinlikler, kampanyalar düzenleniyor. Meme sağlığı konusunda bilinci artırmak, toplumu kanser taramalarına teşvik etmek ve meme kanserinden korunma yollarını öğretmek bu farkındalığın temel amaçlarını oluşturuyor.

8 Kadından 1’i Risk Taşıyor

Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen ve yaşam kaybına neden olan kanser türüdür. Her 8 kadından 1’i meme kanserine yakalanma riski taşıyor. Meme kanseri sık görülmesine karşın, bu hastalıktan erken teşhis ve tedavi ile kurtulmak mümkün olabiliyor.

Belirtilere Dikkat!

Acıbadem LifeClub Danışma Kurulu Üyesi ve Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanseri hakkında şunlara dikkat çekti: “Meme kanseri, memenin kötü huylu bir hastalığıdır. Meme dokusundaki hücrelerin kontrol dışı çoğalması sonucu oluşur ve bu kötü huylu hücreler vücudun başka bölgelerine de yayılabilir.

Meme kanserlerinin bazıları belirti verebilirken bazıları da vermeyebilir. Görülebilecek belirtiler; memede ele gelen kitle, meme başından gelen akıntı, meme cildinde portakal kabuğu görünümü, meme cildinde çekinti, memede ağrı kızarıklı ve şişme olarak sıralanabilir. En sık bulgu ise ele gelen ağrısız kitle olarak karşımıza çıkar, fakat unutmamak lazımdır ki her ele gelen kitle meme kanseri değildir, ama yine de ihmal edilmemelidir.”

Yaş Arttıkça Risk Artıyor

Risk faktörlerinin değiştirilebilen ve değiştirilemeyen risk faktörleri olarak ikiye ayrıldığını belirten Prof. Dr. Cihan Uras, “Değiştirilemeyenler grubuna genetik yatkınlık, aile hikayesi, erken ergenliğe giriş, geç menopoz, ırk ve yaş gibi faktörleri sayabiliriz. Değiştirilebilenlerde ise, geç doğum yapma veya doğum yapmama, az emzirme veya emzirmeme, sigara ve alkol tüketimi, kadınlık hormonu kullanımı, beslenme gibi faktörler yer almaktadır.

Hüseyin Köksal o ifadelere çok sert tepki gösterdi Hüseyin Köksal o ifadelere çok sert tepki gösterdi

Meme kanseri kadınlarda erkeklere göre 100 kat daha sıktır. Kadınlarda özellikle ergenlik çağından sonra her yaşta görülebilir. Fakat en çok 40-70 yaş arasındadır. Yaş arttıkça meme kanseri riski artar.

Erken Tanıda Ultrason ve Mamografi Önemli

Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanserinin erken teşhisi ve tarama yöntemleri hakkında ise şunları söyledi: “Meme kanserinin erken teşhisinde özellikle kişinin kendini belirli periyotlarla elle muayenesi büyük önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra belirli periyotlarla hekime muayene olmak, yaş grubuna göre ultrason, mamografi gibi tetkiklerin yapılması da erken tanıda önemlidir. Özellikle 40 yaşından sonra mamografi ile yıllık kontrol; tarama programının büyük bir kısmını oluşturur. Fakat kişinin genetik yatkınlığı, aile hikayesi, özgeçmişinde yüksek risk gibi özel durumlar varsa, taramaya daha erken başlayarak kişiye özel tarama programı oluşturulabilir.”

Tedavi Yöntemleri ve Son Gelişmeler

Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanseri tedavi yöntemlerini ve bu alandaki son gelişmeleri şöyle anlattı: “Meme kanserinde tedavi evreye göre yapılmaktadır. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormon tedavisi, akıllı ilaç kullanımı seçenekleri bulunmaktadır. Sadece hastalıklı bölgenin çıkarıldığı meme koruyucu cerrahiler, yine estetik olarak yüz güldüren onkoplastik ameliyatlar, memenin içinin boşaltılıp içine protez implantın veya vücudun kendi dokusunun yerleştirildiği otolog implantlı ameliyatlar veya meme dokusuyla birlikte cildin tamamının çıkarıldığı işlemler yer almaktadır. Radyoterapi ameliyat öncesinde ve sonrasında uygulanabildiği gibi seçilmiş hastalarda ameliyat sırasında tek doz uygulanabilmektedir. Sistemik ilaç olarak da hormon tedavisi, kemoterapi veya akıllı ilaçlar da tedavi seçenekleri arasındadır.”

Korunmak İçin Neler Yapmalı?

Prof. Dr. Cihan Uras, son olarak da korunma yöntemlerine değinerek, “Yukarıda bahsettiğimiz değiştirilebilen risk faktörlerinden korunmanın yanı sıra hormon kullanımından kaçınılmalıdır. Biliyoruz ki çocuk doğurmak ve emzirmek kansere karşı koruyucu rol oynar. Yine düzenli egzersiz yapmak riski azaltmaktadır. Korunma kadar erken teşhis de çok önemlidir. Bunun için de en önemli şeylerden biri kişinin kendisini elle muayene etmesidir. Bundan sonra da düzenli olarak kontrollerine gitmeli ve tarama programlarına katılmalıdır” dedi.