Basın açıklamasında konuşan Oda Başkanı Hamit Güçlüer, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren sağlık politikalarının şiddeti daha çok artıracağını söylediklerini ve son 20 sene içerisinde onlarca meslektaşlarını kaybettiklerini belirtti.

Yasalar Yetersiz

5 yıl önce sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettikleri Dr. Fikret Hacıosman’ı ve sağlıkta şiddet nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlık emekçilerini saygıyla andıklarını söyleyerek söze başlayan Güçlüer, “Dr. Fikret Hacıosman'ın ölümünün ardından da sağlıkta şiddete karşı etkili önlemler için yüzlerce defa çağrı yaptık. Ancak çağrılarımıza kulak verilmemesi sonucunda her gün ama her gün Türkiye'nin farklı şehirlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik. Sağlık Bakanlığına; önerilerimizin bir kısmını alarak çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu, sorunun yalnız yasayla da çözülemeyeceğini, toplumsal varoluşumuzu aşındıran, şiddeti körükleyen düşmanlaştırıcı politikalarla sağlık sistemi başta olmak üzere her boyutu kapsayan bütünlüklü bir değişim gerektiğini ilettik. Geldiğimiz noktada ne gerçekten caydırıcı önlemler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve koşullarımızda sağlıkta şiddete karşı düzenlemeler yapıldı. Geçtiğimiz sene, Dr. Ekrem Karakaya'nın ölümünden birkaç ay önce önerdiğimiz, sağlık kurumlarına silahla girilmemesini de içeren yasal düzenlemeler de görmezden gelindi. Sonuçlarını maalesef acıyla yaşadık, yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.

Hükümetin kullandığı dil şiddeti körükledi

Sağlıkta getirilen uygulamalarla beraber yaşanan ekonomik krizin etkilerinin toplumda şiddete zemin oluşturduğunu belirten Güçlüer, “3-5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayeneleri verilemeyen sağlık hizmeti, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalıklar, bulunamayan ilaçlar, yapılamayan ameliyatlar, mesleki özerkliğe yönelik müdahaleler, hekimlerin/sağlık emekçilerinin tükenmişliği ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik zorluklar, toplumun sağlığını bozdu. Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturdu. Aynı zamanda ülkeyi yönetenlerin kullandığı dil de sağlıkta şiddeti körükledi.” ifadelerini kullandı.

Sağlık Sen yapı kooperatifine yoğun ilgi! Sağlık Sen yapı kooperatifine yoğun ilgi!

Hekimlerin yüzde 84’ü şiddete maruz kaldı

Sağlık Bakanına seslenen Güçlüer, ‘Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz?’ diyerek tepki gösterdi. Geçtiğimiz hafta Asistan hekim Dr. Rümeysa Keleş, Dr. Eren Özkara ve Acil Uzman Dr. Fulya Keçeci aynı gün içinde yaşamlarına son verdiklerini belirten Güçlüer, “Yüzlerce sağlık emekçisi her gün şiddet görüyor. Tüm hekimler/sağlık emekçileri geçim derdi ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddetle karşılaştığımız, hekimlerin yüzde 84'ünün en az bir kere şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarındayız. Önceki gün Ankara EAH acil servisine silahla giren bir kişinin ateş etmesi sonucu, bir sağlık çalışanı kıl payı ölümden dönmüştür.” dedi. 

Sağlıkta yaşanılan sorunların sorumlusunun sağlık çalışanları olmadığını dile getiren Güçlüer, tüm sorunların kaynağının sağlık sisteminden kaynaklandığının altını çizdi.