Haber: İrem Karahan

İlköğretim ve ortaöğretim müfredat değişikliğini Eğitim Sen ve Eğitim Bir Sen sendika temsilcileri yorumladı.

Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretimde ve ortaöğretimde müfredat değişikliğine gidileceğini açıkladı. Eğitimcilere müfredat değişikliği ile ilgili hazırladıkları taslağı sundu. Eğitim Bir Sen ve Eğitim Sen sendika temsilcilerine müfredat değişikliğini ve bu müfredat değişikliğinin öğrencilere olan etkisini sorduk.

Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Sertaç Durdu: Bizim müfredat değişikliğinde aslında içeriğinden çok üretim aşamasında bir sıkıntımız ve sorunumuz var. Yapım aşamasında hiçbir bilim insanından, eğitim emekçisinden görüş alınmadan hazırlanan bir değişiklik bu. 10 yıl boyunca bir hazırlığı olmuş ama bizden, eğitim emekçilerinden bir haftada bunun yorumlanmasını istiyorlar. Ama bu da formaliteden öteye geçmiyor. Nerede, kimlerle yapıldı bu müfredat değişikliğini şeklinde sorgulamamız gerekiyor. Milliyet Bakanı Yusuf Tekin'in de Tarikat ve cemaatler konusunu sivil toplum örgütleri diye adlandırarak açıklıyor. Biz bu cemaat ve tarikatlarla işbirliği kurarak bu değişikliği yaptığını biliyoruz.  İçeriğe Baktığımız zaman da aslında içerik konusunda da pek bir bilgi sahibi değiliz. 3000 sayfalık bir müfredat açıkladılar. Zaten bunun 318 sayfalık civarı din kültürü ve ahlak bilgisine ait.

Üniversiteliler gelmedi apartlar boş kaldı Üniversiteliler gelmedi apartlar boş kaldı

Eğitim Bir Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar: Eğitimciler Birliği Sendikası olarak biz de müfredat değişikliğiyle alakalı bu yapılmak istenilen çalışmaya katkı sunmak adına öğretim programlarının değişikliğiyle ilgili görüşlerimizi içeren ve tamamen uzmanlar tarafından oluşturmuş bir heyetin, bir çalışma grubunun değerlendirdiği ve görüşlerini kaleme aldıkları raporlarımızı hazırladık. Bu raporları gerek bakanlıktaki yetkili mercilere gerek konunun iller düzeyindeki muhatapları olan 20 il eğitim müdürlüğüne bu konuyla ilgili görüşümüzü raporlarımızla kendilerine sunduk. Bu illaki bizim dediğimiz şekilde olması anlamına gelmiyor. Biz bu çalışmaya katkı sunmak adına görüşlerimizi ifade ettik. Bundan sonraki aşamanın da yine hep birlikte takipçisi olacağız, izleyeceğiz. Katkı sunmamız gereken bir yer olursa da katkı sunmaya, destek olmaya devam edeceğiz. Böylesi değişiklikleri, müfredat ve öğretim programları değişikliklerini biraz başkaca değerlendirilebiliyorlar. Olay farklı yönlere çekilebiliyor ama meseleye şu yönüyle bakmakta fayda var, değişen bir dünya konjonktürü var. Bu konjektür içerisinde elbette ki bundan 30 seneki önceki gibi bir öğrenci portföyü karşımızda yok. Öğretim programları, müfredat vs çağın yeniliklerine göre çağın değişen değişkenlerine göre, eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi, öğrenci psikolojisi vb. şeylerin hepsi değişiyor. Bunlar değiştiği sürece bu değişime ayak uydurarak kendimizi yenilemekte ve bu programları da tekrar çağın gerekliliklerini ortaya koyacak şekilde değiştirmekte açıkça bir sakınca görmüyoruz.

Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Sertaç Durdu: Aslında baktığımız zaman 2012 yılında 4 artı 4 artı 4 sistemiyle bir eğitim sisteminde köklü bir değişiklik yapıldı. Bunun zararlarını hâlâ öğrencilerde görmekteyiz. O zamanlar birçok okul imam hatipleştirildi. O da yetmedi zorunlu din dersinin haricinde ekstra seçmeli zorunlu din dersleri eklendi. Bu müfredatla da ideolojilerini taçlandırmış durumdalar.  Yani hiçbir pedagoji eğitimi almamış kişilerin hazırladığı bir müfredat bu. Çünkü bize eğitim emekçileri olarak sorulmadı.  Hangi siyasi iktidar olursa olsun kendi ideolojisini eğitim sistemine yansıtamaz. Öğrencilere empoze edemez. Diğer derslere baktığımız zaman biyoloji dersinde yaratılışı ekleyip evrimi çıkarıyorlar. Diğer derslere de dini ögeler ekleniyor.

Eğitim Bir Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Akar: Bakanlık bir adım attı, bir taslak oluşturdu. Bu taslağı kamuoyuna sundu. Yapılmak istenen değişikliği bütün kamuoyu biliyor. Belki de bugüne kadar yapılan değişiklikler arasında ilk defa bu kadar şeffaf ve kamuya açık bir şekilde yürüyor çalışmalar. Değerlendirilecek, konunun tarafları bunu kendi içinde yorumlayacak, bir görüş, eleştiri babında fikirler ortaya atılacak. Bu yapılan eleştirilerle sunulan fikirler doğrultusunda bu çalışma ona göre tekrar bakanlık tarafından revize edileceği söyleniyor. Müfredat değişikliğiyle ilgili her şeyden önce biz şundan yanayız; eğitim öğretimin yoğun programlarının sadeleştirilmesini, sadece öğrencinin okulda verilen bilgiyi ölçme yönünde değil, bu işin öğrencinin yetenekleri, bilgisi, becerisi, kabiliyetleri doğrultusunda yetiştirilmesi ve o doğrultuda da öğrencilerin bir sonraki öğretim kademelerine geçişinin önünün açılmasını özellikle istiyoruz. Sadece çok iyi soru çözebilen, çok fazla soru çözmüş ve test kitabı bitirmiş ya da eğitim öğretimi sadece soru çözmeye dayalı bir sistem olarak görülmesinden, ölçme değerlendirmelerinin bu kısaslar çerçevesinde yapılmasından yanada eleştirilerimiz var. Burada az evvel ifade ettiğim üzere öğrencinin bilgi, becerisini ölçen ve bu doğrultuda yeteneklerine göre bir sonraki öğretim kademesine geçiş yapmasını sağlayan bir sistemin biz her zaman böylesi bir sistem kurulmasının daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyiz. Milli ve manevi değerlerimizin çocuklarımıza aktarılmasında, onlara aşılanmasında, biz müfredat programlarında bu değerlerin öğretim programlarının içerisinde ve müfredat içerisinde yer almasını kıymetli buluyoruz. Burada belli başça kesimler yapılmak istenen değişikliğin ne olduğunu ortaya çıkmadan eleştiride bulunuyorlar. Bu eleştirileri yersiz buluyoruz. Çünkü yapılmak istenen değişiklik, taslak tüm kamuoyunun ve konunun taraflarına sunulmuş. Bu konuda da herkesin görüş ve değerlendirmeleri alınıyor. Bu görüş ve değerlendirmeler sonucunda da ona göre bir değişiklik yapılıp tekrar kamuoyuna sunulacaktır.”