Eskişehir Hürriyetçi Eğitim-Sen üyeleri ESPARK önünde bir araya gelerek kanuna tepki gösterdi. Öğretmen ruhuna Fatiha tazılı taput yaşıyan öğretmenler seslerini duymayan Milli Eğitim Bakanlığı’na posta güvercini gönderdi. Üyeler adına açıklama yapan Hürriyetçi Eğitim-Sen şube başkanı Oğuz İduğ şunları söyledi; “Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun meslek itibarımıza uygun şekilde revize edilmesi, Kariyer Basamakları Sınavı’nın iptali ve ekonomik taleplerimiz için aylardır sesimizi yükseltiyor ve her platformda mücadele ediyoruz. Türk Milli Eğitim sisteminin ve öğretmenlerimizin makûs talihini değiştirmemiz artık kaçınılmazdır.
Öğretmenlik Meslek Kanununun içeriğine karşı eğitim çalışanlarından ve kamuoyundan gelen tüm haklı tepkilere rağmen mesleğimize hakaret niteliğinde bir kanun hazırlanmış ve paydaşların fikri alınmadan alelacele kanunlaştırılmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanun’u 12 madde ve 2 sayfadan oluşmaktadır. 3600 ek gösterge ve kariyer basamakları dışında hiçbir düzenleme içermemektedir. Aylardır süren tepki ve itirazlarımıza rağmen, kanundan geri adım atılmaması üzerine 13 eğitim sendikası 14 Ekim’de Ankara’da bir araya gelmiştir.
13 sendikanın yaptığı toplantıda Ö.M.K’nin revize edilmesi ve eğitimin ve eğitim çalışanlarının kronikleşen sorunlarına çözüm için ortak hareket etme kararı alınmış ve kamuoyuna açıklanmıştır.
Buradan hareketle; biz eğitim sendikalarının üye ve yöneticileri olarak personel rejimine dair tek bir kelimenin geçmediği, mesleki hak ve kazanımlarımıza bir getirisi olmayan aksine mesleki itibarımıza büyük bir tehdit unsuru olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı harekete geçtik.
Eğitim çalışanlarının acilen teslim edilmesi gereken haklarını yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu olarak ayrıştırılmış olan bizi yeni sıfatlarla bir kez daha ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim çalışanları açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir.
Bizler birer öğretmen sorumluluğuyla, sadece bu kanuna karşı değil, eğitimin ve eğitim çalışanının kronikleşen sorunlarına da karşı sesimizi yükseltiyor, irade gösteriyoruz.
Değerli Basın mensupları, Kıymetli eğitim çalışanları
Taleplerimiz gayet açıktır:
-Atılması gereken ilk ve zaruri adım, 19 Kasım’da yapılacak olan Kariyer Basamakları Sınavı’nın behemehâl iptal edilmesidir. Çünkü bu düzenleme öğretmenlere yapılacak basit bir zammı bile sınav şartına bağlamakta ve itibarımıza kastetmektedir. Akabinde ise bizlere, eğitim paydaşlarına, hiç danışılmadan hazırlanan ve içeriği itibarıyla sırtımızdaki yükü daha da artıracak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu eğitim sendikalarının, eğitim çalışanlarının ve toplumun görüşleri de dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.
-Ülkemizdeki gerçek enflasyonla eğitim çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü kamuoyunun malumudur. İnsanlık onuruna yaraşır yeterli ücret alarak çalışmak ve yaşamak anayasal bir haktır. Ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır. Enflasyona göre vergi dilimleri yeniden düzenlenmelidir. 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetilmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
- Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
-Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile, çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
-Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin çalışanlarının bu değerden yoksun hale gelmesi asla kabul edilemez. Mülakatın olduğu yerde liyakat olmaz. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
-Eğitim anayasal bir haktır ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin bir varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve bu insanî ihtiyaçlar karşılanmalıdır.
-Öğretmenlerimizin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazdan ve şiddet sarmalından kurtulması akabinde haklarını yüksek sesle ulusa duyurması için her türlü anayasal haklarını kullanmasını zaruridir.
Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, üretimden gelen gücümüzü kullanarak uyarı niteliğinde bir eyleme imza atıyor ve bugün, 2 Kasım’da, yani bugün 1 gün süreyle iş bırakıyoruz.
Türk Milli Eğitim sistemi ve “Öğretmenlik Meslek Kanunu” dünya standartlarını yakalayana kadar mücadele ve her türlü eylemsellik sendikal hakkımızdır. Sizlerin de hakları için verdiğimiz bu mücadeleye, omuz vereceğinizi umuyoruz.
Haklıyız, vazgeçmeyeceğiz!
Birlikte mücadele ederek birlikte başaracağız!
“Şimdi birlik zamanıdır!” diyoruz.”