Uyar, "Eğitim sistemimiz son yıllarda dini vakıflar ve cemaatlerin kuşatması altına girmiştir. Bilindiği gibi anayasamızın 2. Maddesi Türkiye Cumhuriyeti laik ve sosyal bir hukuk devletidir der. Ne var ki anayasamızın bu maddesi her geçen gün sıkça ihlal edilmektedir. Özellikle 1739 sayılı Türk Milli Eğitim temel kanunu genellik ve eşitlik, ferdin ve toplumun ihtiyaçları, fırsat ve imkan eşitliği, laiklik bilimsellik ve karma eğitim ilkelerini benimsemiştir.
Cumhuriyet öncesi dönemde eğitim ve öğretimde birlik yoktu. İki başlı bir eğitim sistemi vardı. Bir tarafta dini eğitimin verildiği medreseler, diğer tarafta pozitif bilimlerin okutulduğu okullar .Bu sistemde iki tip insan yetiştiriliyordu Bu da toplumun ayrışmasına neden oluyordu.
Cumhuriyetin ilanı ile,șeri ve evkaf vekaleti kaldırıldı. Eğitim öğretim birliği kanunu çıkartıldı. (03. Mart 1924) Okullarda eğitim-öğretim birliği sağlandı. Laik ve bilimsel eğitimin yolu açıldı. Son 20 yılda;laik bilimsel ve kamusal eğitim, çeșitli yöntemlerle hazırlanan kılıflarla erozyona uğratılmıştır. Hedef laik cumhuriyettir.
Milli Eğitim Bakanlığı, 12.11.2018 tarihinde değerler eğitimi adı ile bir genelge yayınlayarak çeșitli dernekler dini vakıflar ve diyanetle, değerler eğitimi adı altında işbirliği protokolü yayınlanmıştır. Bunu dayanak göstererek, 27.Nisan 2023 tarihinde Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü arasında değerler eğitimi konusunda işbirliği protokolü imzalanmıştır.
Bu protokole göre; öğrencilere milli, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlerimizin benimsetilmesi amacıyla Eskişehir il merkezi ve ilçelere bağlı tüm lise,ortaokul, ilkokul ve anaokulları ile il merkezi ve ilçelerde bulunan tüm cami ve kuran kurslarında uygulanacak şekilde il milli eğitim müdürlüğü ile il müftüğü arasında yapılan protokol yürürlüğe girmiştir. Tüm cami ve kuran kurslarında uygulanacak programların il müftülüğü koordinesinde yürütüleceği ifade edilmektedir.
Bugün laik ve bilimsel eğitim sistemimiz, il müftülüğünün koordinasyonununa, yani yönetimine verilmiştir. Eğitim öğretim birliği yasası delinmiştir. Medrese özentisi etkisini sürdürmektedir. KABUL EDİLEMEZ.
Pedagojik eğitimi olmayan din görevlileri, kuran kursu hocaları, okullarda konferanslar verecek ders anlatacaklardır. Öğretmenlik mesleğini diğer mesleklerden ayıran en önemli fark öğretmenlerin pedagojik eğitimden geçmesidir. Pedagojik eğitim almayan kişilerin öğrencilerin karşısına çıkması onların sosyopsikolojik ve ruhsal yönünü olumsuz etkileyerek, öğrenciler üzerinde travmalara neden olacaktır. Bu durum aynen ehliyetsiz araba kullanmak gibi çocuklarımızı ehliyetsiz ellere teslim etmek demektir.
Okullarımızda, her okulun norm kadro durumuna göre yeteri kadar din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni varken, böyle ehliyetsiz kişilerin belirtilen derslere girmesi öncelikle bu branşın öğretmenlerine hakarettir.
Ayrıca anayasamızın laiklik ilkesine,1739 sayılı Türk Milli Eğitim temel kanununa aykırıdır.
Manevi rehberlik adı altında pedegojik formasyon almayan kişilerin branş öğretmenlerine rağmen, okullarda görevlendirilmesi inanç sistemini siyasallaştırır. Ülkemizde ve ilimizde çok sayıda dersliğe ihtiyaç varken, birçok Tamamlanamayan inşaatı yarım kalan okul bulunuyorken, köy okulları kapalıyken, kaynakların böyle yasalarımıza da aykırı alanlara harcanması israftır.
Okullarımızı medrese eğitimine çevirmeye çalışan bu uygulama, milli eğitimin amaç ve ilkelerine aykırıdır. Milli eğitim bakanlığının eğitim öğretim görevleri müftülüklere bırakılamaz. Okullarımızda öğrencilerimizin yetiștirileceği her alanda öğretmenlerimiz ve rehber öğretmenlerimiz varken manevi danışman, aile ve eğitim rehberi gibi alan dışı kişilere asla izin verilmemelidir. Eğitim fakültelerini bitirmiş 700 bin civarında öğretmenimiz bulunurken, ilahiyat mezunlarına bakanlığın kadrolaşma amacıyla istihdam edilen personellerine iş alanı mı açılmak isteniyor? Daha vahimi bu projeler, ülkemizin geleceğini tehdit eden, belli kalıpta , eğitim öğretim birliği yasasına aykırı șekilde tek tip kuşak yetiştirme projesidir.
Eskişehir il Milli Eğitim Müdürüne çağrımızdır. Anayasanın Laiklik ilkesine ve eğitim öğretim birliğini esas alan, mevcut mevzuatlara aykırı olarak başlatılan bu proje, gelecek eğitim öğretim yılında uygulanmamalı, uygulanmaya da derhal son verilmelidir. Formasyonsuz ve pedagojik eğitimden uzak kișilere, görev verilerek, öğrenciler üzerinde onarılmaz tahribatlara sebep olmadan bu uygulama sonlandırılmalıdır. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın yolu, laik ve bilimsel eğitimden geçer. Anayasamızın laiklik ilkesini, eğitim öğretim birliği yasasını deldirmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Laiktir ..Laik kalacaktır."
Okullar imamlara teslim edilemez
Bunlar da ilginizi çekebilir