TBMM Genel Kurulunda, Rabia Naz Vatan başta olmak üzere, şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması ve bu konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun raporu üzerinde genel görüşme yapıldı. Rapor üzerine konuşan, komisyon üyesi Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, “Kurumların geldiği durumda insanların umutları da yitip gidiyor. Sürekli, aklamaya, üstünü örtmeye çalışarak bir yere varılamayacağının artık görülmesi gerekir” dedi.
Giresun’un Eynesil ilçesinde, 12 Nisan 2018 yılında yaşanan olayda 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan evinin önünde yaralı bir şekilde bulunmuş ve kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Olayla ilgili İçişleri Bakanlığı Müfettişleri, Savcılık, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve emniyet farklı kollardan çalışmalar yürüttü. Uzun süreler devam eden çalışmalarda Rabia Naz Vatan’ın ölüm sebebi kesin bir şekilde ortaya çıkarılamadı.
“GERÇEĞE ULAŞIP, ANLATABİLMEYİ ÇOK İSTERDİM”
Genel Kurulda konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Rabia Naz’ın ölümüyle ilgili, “Komisyon çalışmalarının ardından, Bana Rabia Naz’a ne oldu derseniz gerçeğe ulaşıp, anlatabilmeyi çok isterdim. Defalarca alınan tanık ifadelerindeki değişimler, korunmayan delillerin niteliğindeki bozulmalar, araştırılan ve ama bir o kadar da araştırılmayan iddialar, dinlenen onca tanığa, karşı dinlenmeyenler, yapılan onca işe karşın yapılmayanlar, yorumlarla olay öylesine içinden çıkılmaz hal almıştı ki verebilecek kesin delillere dayalı bir yanıtım yok. Ancak her biri, ülkemizdeki kurumların nasıl işlemez hale geldiğinin birer deliliydi. Ancak, Rabia Naz olayı özelinde, ülkemizdeki işleyişi de gözden geçirmemiz gerekir. Ambulans ve hastane kayıtlarının saklanmamasından tutun, Rabia Naz’ın kaybolan çorabına, röntgen çekilmemesine dek uzanan zincirde yolunda gitmeyen çok şey olduğu doğru” dedi.
“POLİSLERİN OLAYIN TEK SORUMLUSU OLMASI KABUL EDİLEMEZ”
Olayın aydınlatılması noktasında çalışmaların eksik yapıldığını ve suçun polislere atılması gibi girişimlerin olduğunu belirten Milletvekili Süllü, “İçişleri Bakanlığınca yürütülen soruşturmada görevli polislerin, ihmalinin ve görev kusurlarının, ortaya konduğunu, biliyoruz. Komisyon olarak, dinlediğimiz polislerden birkaçının kınama cezası ve görev yeri değişikliği ile karşılaştıklarını biliyoruz. Adli soruşturmalarda, suçun belli kişilere yüklenerek gerçek sorumluların, hesap vermemesi ile sonuçlandığı gibi, ‘küçük ilçe emniyeti polisi, eğitimsizlerdi. Görevlerini ihmal ettiler, delilleri gereği gibi saklamadılar’ gibi olayın tek sorumlusu olmaları da kabul edilemez. Soruşturmada asıl görevli ve yetkili makam Savcılığın yapması gereken pek çok şeyi yapmadığını komisyon olarak ortaya koyduk. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun da soruşturmada görevli yargı mensuplarına ilişkin inceleme yaptığını biliyoruz. Defalarca sormamıza karşın, bu konuda hiçbir açıklamada bulunulmadı. Yargının ne denli siyasallaştığı bilindiğinden HSYK raporunun gizlendiğini de düşünmüyor değiliz. HSYK soruşturması konusunda bilgi edinmeden raporun yazım aşamasına geçilmesinin çok büyük eksiklik olduğunu da sizlerle paylaşmak isterim” ifadelerini kullandı.
“KOMİSYON ARACI BİR AKLAMA ARACI OLARAK KULLANILAMAZ”
Komisyonun araştırmalarının olayda bir aklama aracı olarak kullanıldığını vurgulayan Süllü,“Komisyon Raporu, olayın aydınlatılamamasında siyasi baskı ve nüfuz kullanıldığına dönük kamuoyunda yaygın iddiaları yok etmek üzere bir aklama aracı olarak kullanılamaz. Raporda bu yönde bir ifade yer almaması gerektiği uyarısında bulunmuştuk. Raporda yer aldığı gibi, yer verilen ek görüş tamamen aklanma ve olayın düşme olduğunu ispata yönelik. Biz muhalefet şerhimizde hiç kimseye dönük bir suçlamada bulunmadık. Ancak, bunca adı geçmesine karşın Belediye Başkanının ifadesinin alınmamış olması, ilk kez komisyon olarak bizim dinlememiz ve dosyada tanık beyanları ile uyuşmayan noktalara dikkat çektik.
Ancak, ilçe hakkı bir şekilde kanaate varmış olmalı ki, 3 dönem belediye başkanlığı ardından, ilk yerel seçimlerde makamı kendisine teslim etmemiş” diye konuştu.
“ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞARAK BİR YERE VARILAMAYACAĞININ ARTIK GÖRÜLMESİ GEREKİR”
Kurumların görevini yapamaması nedeniyle insanların umutlarını yitirdiğini belirten Süllü, “Kurumların geldiği durumda insanların umutları da yitip gidiyor. Sürekli, aklamaya, üstünü örtmeye çalışarak bir yere varılamayacağının artık görülmesi gerekir. Ülkemizde, 11 yaşındaki bir kız çocuğunun aydınlatılamayan ölümündeki adalet arayışı, adalete güvenin ne denli sarsıldığının göstergesi olarak, alınması gereken çok ders barındırıyor ama almayı düşünenlere tabi.” şeklinde konuştu.