Prof.Dr. Halil Buttanrı’nın ardından

Abone Ol

      Bir üniversite öğretim üyesinin masasında bir çok dosyası vardır. İlk önce öğretim üyesidir. Derse girecektir. Yılların ilkokul öğretmeni bile her gün derse çalışarak gelir ki bir de üniversite de hoca iseniz, karşınızdaki öğrenci çok farklıdır. İkinci dosyası o öğrenciyi motife edeceksiniz ülkenin aydını, bilim insanı, sanatçısı olmaya hazırlayacaksınız. Bir de onların sınavları var, tez çalışmaları var. Üçüncü dosya onun kendisi için; yardımcı doçent ise doçent olmak, doçent ise profesör için tezler hazırlayacaktır. Dördüncü dosya,yurt içinde, yurt dışında  bilimsel sempozyumlarda bildiriler sunacaksınız, makaleler, kitaplar  yazacaksınız. Beşinci dosyada, devlet sizden ülkenin ve bulunduğunuz şehir için  araştırma, çalışma yapmanızı ister, ona çalışacaksınız. Bir de bulunduğunuz şehirdeki sivil toplum kurumları, dernekler sizden destek ister. Bunlardan habersiz kişiler üniversite öğretim üyelerine haksızlık ederler ve üniversiteyi “Kampüs Üniversitesi” diye suçlarlar ve hocaları ilgisiz görürler. Ben öğretim üyelerini gören, görüşen ve tanıyan biriyim.

      7 Mart günü aniden vefat haberi gelen ve çok üzüldüğümüz Prof.Dr. Halil Buttanrı kendisini  edebiyata sanata ve öğretim üyeliğine adamış bilim insanımızdı. Tanıdığım saygılı, zarif, kibar ve çalışkandı. Bütün bunların yanında bilgisini, deneyimlerini paylaşmasını,el vermesini seven biriydi. Sadece öğrencilerine değil Eskişehir Sanat Derneği ve Eskişehir Şairler Derneği’nde edebiyata gönül vermişlerin de gelişmelerine ve çalışmalarına destek veren üniversite hocasıydı. Dekanlığında çok yoğun çalışmalarının arasında bile görüşebiliyorduk. Zamanın yok dediğini hiç duymadık. Eskişehir Şairler Derneği’ndeki dostlarımız “Biz akademi gibiydik” derler. Bu desteği Prof.Dr. Halil Buttanrı ve eşi Prof.Dr. Müzeyyen Buttanrı severek, gönülden verdiler. Son olarak, 2011 yılında vefat etmiş, 10’dan çok kitabı olan  yazar Mehmet Emin Töreci için telefonla arayıp “Hocam bir akademik elle incelenmesi gerekiyor” demiştim. “Getir kitaplarını”demişti. Eşi Prof.Dr. Müzeyyen Buttanrı bütün yaz günlerinde Mehmet Emin Töreci’yi, hiçbir karşılıksız olarak inceledi ve Kasım ayında Eskişehir Sanat Derneği’nin 5. Eskişehir Sanat Günleri etkinliklerinde de Mehmet Emin Töreci için güzel bir tanıtımı gerçekleştirmiştik. Son görüşmemizde, önümüzdeki aylarda gerçekleştireceğimiz güzel etkinliklerimizin düşlerini kurmuş, konuşmuştuk. Halil hoca bir şeyler sezinlemiş olmal. Bende yaşam öyküsü olmasına karşın, bulunsun diye tekrar göndermişti.

      Prof.Dr. Halil Buttanrı 1949 yılında Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde doğdu. 1972 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulundan mezun oldu. Önce Van Kız İlköğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsünde öğretmenliğe başladı. 1976 yılında Eskişehir Eğitim Enstitüsü ve Eskişehir Atatürk Lisesinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği ve yöneticilik yaptı.  1981 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine geçti 1983 yılında Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğretim üyesi oldu. 1989 yılında ikinci yanı Türk Süsleme Sanatı  için Gazi Üniversitesinden  Tezhip (süsleme) sanatı alanında Sanatta Yeterlilik aldı. Aynı yıl Eskişehir Osmangazi Üniversitesine geçti Fen Edebiyat Fakültesinde Dekan Yardımcısı 2002 yılında Profesör oldu. 2004 yılında Dekan oldu. 1984 yılından beri Tezhip sanatı ile Edebiyatı beraber sürdürdü. Yurt dışında ve yurt içinde sergiler açtı, karma sergilere katıldı, ödüller aldı. “Türk Süsleme Sanatında Geçişler” diye kitabı ve çok sayıda makalesi ve bilimsel bildiriler sunsu.

     Onu hep saygı ve bizlere verdiği desteğiyle, çevresine verdiği samimi dostluluğu, enerjisi, engin bilgisiyle anacağız. Hep beraber oldukları eşi Prof.Dr. Müzeyyen Buttanrı’ya sabırlar diliyorum