Sağlık Haberleri

Prostatın MR ile erken teşhisi mümkün

Abone Ol

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte prostat dokusunun MR ile daha iyi göründüğünü belirten Antalya ve Lara Anadolu Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doktor Katrancı, “Prostat MR ile tanıyı erkenden koyuyoruz ve tedavi sürecini de erkenden başlatıyoruz. Böylelikle hastanın yaşama ve iyileşme oranı da yükseliyor” dedi.

Antalya ve Lara Anadolu Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doktor Nurettin Katrancı, erkeklerde en sık görülen kanser türü olan prostat kanseri ve modern görüntüleme tekniği olan prostat MR hakkında açıklamalarda bulundu. Prostat kanserinde Manyetik Rezonans (MR) tekniği kullanılarak yapılan yöntemle kanser için şüpheli bir alan olup olmadığının değerlendirilebildiğini belirten Doktor Katrancı, “PSA değeri yüksek hastalarda yapılan kör biyopsilerde prostat kanseri yakalanamıyor. Böyle olunca tam anlamıyla tanıyı koyamıyoruz. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte prostat dokusu MR ile daha iyi gösterilmeye başlandı. Biz yaklaşık dört yıldır Prostat MR üzerine çalışıyoruz. Bu dört yıl içinde gerçekten bazılarında bir, bazılarında iki, bazılarında ise üç defa biyopsi yapılarak prostat kanseri yakalanamamış hastalarda Prostat MR ile yerini tam olarak belirliyoruz, oraya yöneliyoruz ve biyopsi yapıp tanıyı koyuyoruz. Böylelikle kanseri erkenden tespit etmiş oluyoruz. Tedavide tanı çok önemlidir. Prostat MR bize tanıyı koymamızı ve tedavi sürecini hızlı bir şekilde başlatmamızı sağlıyor. Hastanın yaşama ve iyileşme oranı da yükseliyor” dedi.

“KANSERLİ BÖLGE TESPİT EDİLİYOR”

Katrancı, “Prostat dokusu, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, günümüzde görüntülüme yöntemi olarak prostat MR tekniği de gelişerek, hastalığın tanı ve tedavi aşamalarını ileri noktaya taşımıştır. Standart yöntemlere kıyasla MR, kanserli dokunun prostat içinde yerini ve kanser olasılığını yüksek doğruluk oranıyla tahmin etme ve tedaviyi yönlendirme imkanı sunmaktadır. PSA (Prostat Spesifik Antijen) değeri yüksek hastalarda yapılan kör biyopsilerde prostat kanseri yakalanamıyor ki biz yaklaşık dört yıldır Prostat MR üzerine çalışıyoruz. Biyopsi yapılarak prostat kanseri yakalanamamış hastalarda MR’da kanserli dokuyu buluyoruz, yerini tespit ediyoruz. MR’da kanserli nokta çok daha net görülüyor. Kanserli bölgeyi tespit ettikten sonra doktor o bölgeye yöneliyor ve sadece o bölgeden biyopsiler alıyor. Yani Prostat MR özelliği gerçekten doktora nereye yönelmesi ve nereden biyopsi yapması gerektiğini iyi bir şekilde anlatıyor. Bu yüzden klinik kullanımı çok arttı. Füzyon biyopsisi denilen yeni bir süreç de başladı. Ultrason füzyon biyopsisi yavaş yavaş dünyada ve ülkemizde yaygınlaşmaya başladı. Bizimde yakın gelecekte füzyon biyopsisi yapma gibi hedefimiz var” sözleriyle MR ile kanserli bölgeyi daha iyi görebildiklerini söyledi.

“YAŞAMA ORANI YÜKSELİYOR”

Prostat kanserinde, lezyonu bulmak ve onun biyopsi ile gerçekten kanser olduğu tanısını koymanın çok önemli olduğunu vurgulayan Katrancı, “Çünkü tanıyı koyunca tedaviyi başlatıyorsunuz. Hastanın PSA’sı yüksek yani kandaki kanserle ilgili olabilecek ya da kanser kuşkusu yaratan değeri yüksek. Siz bu hastaya kanser tanısını koymadan tedaviye başlayamazsınız. Prostat MR burada devreye giriyor. Prostat MR ile tanıyı erkenden koyuyoruz ve tedavi sürecini başlatıyoruz. Böylelikle hastanın yaşama ve iyileşme oranı da yükseliyor” dedi.

"YILDA BİR KEZ PSA"

Prostat kanserinden PSA’nın önemine değinen Katrancı, “Prostat kanserinin en önemli tanı aracı PSA’dır(Prostat Spesifik Antijen). PSA bir kan tahlilidir. PSA değeri yükseldiği zaman prostat kanseri açısından kuşku oluşuyor. PSA yüksekliği bazen prostatın iltihabından ya da prostat çok büyüdüğü zaman da oluyor. Fakat eğer PSA yüksekliği devam ediyor ise ya da çok yükselmişse prostat kanseri olasılığı da çok yüksek demektir. Tabi PSA ile tek başına kanser diyemezsiniz. Ama PSA yüksekse kanser kuşkusu da yüksektir diyebiliriz. Bu yüzden elli yaş üstü erkekler yılda bir kez PSA değerlerini kontrol etmelidir” açıklamasında bulundu.

KANSERDEN KORUNMANIN YOLLARI

Katrancı prostat kanserinden korunmanın yollarına ilişkin "Yapmamız gereken şey yılda bir kez üroloğa görünmek, muayene olmak ve PSA değerlerini kontrol etmektir. Kanserden korunmanın en iyi yolu ve yöntemi budur” dedi. Elli yaş üzerinde yüzde otuz ve elli oranında, doksan yaş üzerinde ise yüzde doksan hücresel düzeyde de olsa prostat kanserinin gözüktüğünü belirten Doktor Nurettin Katrancı, “Aile içinde baba da ya da kardeşte prostat kanseri varsa diğerlerinde görülme riski de yükseliyor. Tabi bununla ilgili kesin konuşamayız. Babasında ya da kardeşinde prostat kanseri görünenlerin daha dikkatli olması gerekiyor. Kontrolleri ihmal etmemeliler” mesajını verdi.

(İHA)