Söyleşi: Gökhan Koçal 

Babasının görevi dolayısıyla henüz 4 yaşındayken Kıbrıs’ın Lefke bölgesine giden, Rum işgaline tanıklık eden Kayıhan Çağlar, o dönemde yaşadıklarını anlattı.   Rumlar tarafından ev hapsinde ve çadır kampında tutulduklarını aktaran Çağlar, “Babam gözaltına alınacağını anladığı an anneme ‘Sizi buradan alıp götürmek isterlerse el bombasının pimini çek, kendinizi imha edin’ demiş” diye konuştu.

Kayıhan Çağlar henüz 4 yaşındayken babasının görevi nedeniyle Kıbrıs’a taşındı. Lefke’de annesi, babası ve kardeşiyle yaşamaya başlayan Çağlar, güzel günlerin kâbusa dönüşeceğinden habersizdi. Babası gözaltına alınan, ev hapsinde ve çadır kampında tutulan Çağlar,1974'te “Ayşe Tatile Çıktı” parolasıyla başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Türk askerleri tarafından ailesiyle birlikte kurtarıldı. Çağlar’ın bu ilginç hikâyesi ise 44 yıl sonra gerçekleştirdiği bir ameliyat sayesinde öğrenildi. 44 yıl önce onu ve ailesini kurtaran askerlerden biri de harekatta yaralanıp gazilik unvanı alan Hüseyin Temel'di. Temel’in eşi NacideHanım rahatsızlanınca 44 yıl önce kurtardığı ‘çocuk’ tarafından ameliyat edildi. Doktor Çağlar, 44 yıl önce Kıbrıs’ta yaşananları Esgazete'ye anlattı. 

BABAM GÖREVLİ OLARAK KIBRIS’A GİTTİ

Babam (İdris Çağlar) din görevlisi… İzmir’in Selçuk ilçesinde vaiz olarak görev yapmaktayken,Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan yaklaşık bir sene önce Diyanet İşleri Bakanlığı’nın görevlendirmesi sonucu Kıbrıs’ın Lefke bölgesine tayin oldu. Vazifesi, orada bulunan Türk askerlerine moral ve motivasyon amaçlı konferanslar vermek, Türk halkına da bilgilendirmeler yapmaktı. Mütevazı bir evde yaşam sürüyorduk. Ben 4 yaşındaydım, kız kardeşim ise 2 yaşındaydı.

KURU EKMEĞİ ISLATIP YEDİK

Kıbrıs Rumlarının saldırıları sonrası adada herkesin bildiği olaylar yaşanmaya başladı. Babam Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi görevlisi olarak orada görevlendirilince Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından ajan olarak değerlendiriliyordu.  Vardır veya yoktur, bu babamla- devletimiz arasındaki bir ilişki. Babam bunu söylemez, ama zaman zaman Rumlar tarafından ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin ajanısın diye’ sorguya alındığını biliyoruz, meselâ 26 gün gelmeyişi var. Bu süreçte haber alamıyoruz babamdan.  Biz de ev hapsindeyiz. Dışarı çıkmak yasak. Annem, kuru ekmeği ıslatıp karnımızı doğurduğunu söylerdi. 

HOŞ GELİŞLER OLA MEHMEDİM

Çıkartma oluyor… Çıkartma olmadan 1-2 gün önce Rumlar kaçarken katliam yapmaya başlıyorlar bölgede. Babamda bizi alıp portakal bahçelerine kaçırıyor. Babam orada görev yaptığı sürece Lefke’de ve Lefkoşa’da radyo konuşmaları da yapıyordu. Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirince babam Lefkoşa Bayrak Radyosu’nda Türk askerini karşılayan bir konuşma yapıyor.  Hatta bir şiirini okuyor o sırada ‘Hoş gelişler ola Mehmedim, Ay-Yıldızlı bayrağınla hoş kalışlar ola Mehmedim…’ diye.

RUM ASKERİNDEN PARA İSTEDİM

Yaşanmış ciddi dramlar var o süreçte... 4 yaşındayım. 4 yaşındaki çocuk psikolojisiyle kapımızın önündeki bir Rum askerinden para istemiş ‘Bana para ver’ demişim. Annem ise beni hemen alıp eve sokmak istemiş. İşte, bir elin beş parmağı aynı değil. Askerin demek ki benim gibi çocuğu vardı, o anda çocuğu aklına geldi belki de; başımı okşamış, bana para vermiş. Annem,o sırada çok korktuğunu, söylerdi. Savaş olana kadar Türk ve Rum halkları hep bir arada yaşıyordu. Bir ayrım yoktu. Yanı başımızdaki evde bir Rum ailesi kalıyor. Sokağa çıkıp Rum çocuklarıyla oynuyorduk. Bizlere geliyorlardı, biz de onlara gidiyorduk. Böyle bir birliktelik vardı. Rum faşizminin,yani EOKA’nın ortaya çıkmasıyla ne yazık ki barış içerisinde yaşayan halk birbirine düşman oldu. Savaş psikolojisi çocuk dağarcığımızı olumsuz etkiledi demek ki Rum çocuklarıyla da ilişkimizi kesmiştik.

HAVAN TOPLARININ DÜŞTÜĞÜNÜ HATIRLARIM

O günlere ait ıslık sesiyle birlikte havan toplarının düştüğünü hatırlarım.  Babamın gözaltında olduğu süreç çok sıkıntılı geçmiş. Annem şunu derdi; baban gözaltına alınacağını anladığı anda, evde gizli bir yerde bir el bombası vardı. Babam anneme ‘Sizi buradan alıp götürmek isterlerse nereye götürecekleri size ne yapacakları belli olmaz. El bombasının pimini çek. Kendini ve çocukları imha et’ demiş. Bu psikolojide bir yaşam sürülmüş. O zamanki yaşananlar, mesela kız kardeşimin konuşmasına da sirayet etti.

BİZİ EV HAPSİNDE TUTTULAR

Biz savaş sırasında bir ara esir kampında kaldıysak da çoğu zaman evde göz hapsinde tutulduk. Evden dışarı çıkmak yasaktı. Bütün Türklere ev hapsi uygulanmıştı. Babamlarda stadyumda gözaltında tutulmuşlar. Zaman zaman babamların eve gitmelerine izin vermişler. O zamanlardan hatırladığım Türk askerin gelişi sonrası babam beni Türk tankına çıkardı. Türk uçağının kanadında bir fotoğrafım var. O yüzden pilot olmayı çok istiyordum. Harekat sonrası Merhum Rauf Denktaş Lefkoşa’da bizi bir gün ağırladı. Feribotla bizi Mersin’e gönderdi. Yıllar sonra tesadüfen işte bir Kıbrıs Gazisi’nin eşinin ameliyatını gerçekleştirdim. HüseyinTemel bizi kurtaran Türk askerleri arasında bulunuyordu. Böylesine bir vefa borcu ödemeyi 44 sene sonra Allah bana nasip ettiği için mutluluğumu tarif edemiyorum…