Röportaj

Sağlıksız yemek obezite ve kanser olarak geri dönebiliyor

Abone Ol

Haber Kaynağı Manşet Gazetesi

 Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen Manşet Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.

Bir yıldır Lokantacılar Odası başkanlığı yapıyorsunuz bu bir yıl içerisinde neler yaptınız çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Öncelikle Es Gazete ailesine ve şahsınıza bana bu fırsatı tanıdığınız için çok teşekkür ediyorum. Tabii bir yıl çok çabuk geçti gündem çok yoğun, geldik geleli çok işler yaptık, önce odamızın fiziki şartlarını yeniledik mobilyasını, elektronik eşyasını tam anlamıyla tabandan tavana kadar yeniledik çünkü üyelerimizin rahat etmeleri ve kaliteli hizmet almaları için gereken koşulları oluşturduk. Ondan sonra bölge temsilcilikleri oluşturduk, üyelerimizin çoğu birbirini tanımıyordu, herkes birbirine rakip gözüyle bakıyordu, sosyal medya aracılığı ile gruplar oluşturduk, üyelerimiz birbirini tanımaya başladı, sürekli istişare içinde bulunuyorlar, bu durum çok olumlu sonuçlar vermeye başladı.

Seçim çalışmalarımız süresince üyelerimizin bize eğitim konusunda serzenişleri vardı belirli noktalarda, biliyorsunuz bizim meslek, dededen toruna doğru gidiyor, dolayısıyla dışarıdan çok insan çalıştırmamaya gayret gösteriyoruz. İşin başında daha çok kendimiz duruyoruz, dolayısıyla eğitime zaman ayırma fırsatımız olmuyor biraz, alaylı yetişmiş oluyoruz. Eğitim kurslarına hiç kimse dükkânını kapatıp da gidemiyordu, dolayısıyla bu hep erteleniyordu, bizler de baktık yasanın bize verdiği yetkiyle Milli Eğitim Bakanlığı ve TESK arasında imzalanan protokol ile; kapsam dışı mesleklere yani ana mesleğin altındaki branşlara eğitim verebiliyormuşuz, bu çok ilgi gördü ve eğitim seferberliğine başladık. Değerli meslektaşlarımıza sosyal medya sayesinde uygulama sınavlarını kendi mekânlarında yapmalarını olanağını sağladık, çok ilgi görüyor ve meslektaşlarımız memnunlar.

Son zamanlarda kermesler çoğaldı, her boş alanda nerdeyse kermes açılmaya başlandı, bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Kermesler yasal sürelerini aşıyor ve amacının dışına çıkıyor, biz kermeslere karşı değiliz derneklerle, odalarla bir sorunumuz yok ama üç gün yasal süreleri var, bir de otoparklar, arsalar, okul bahçeleri, kamu kurumlarının bahçeleri, cami bahçeleri gibi sağlıksız koşullarda çadırlar kuruyorlar. Bizim esnafımızın dükkânında bulunan ürünleri satıyorlar, aslında bu çok ciddi bir zarar veriyor esnafa ve ne olduğu belirsiz koşulda satılıyor bunlar, oysa ki bizim esnafımız hijyen kurallarına uyuyor, denetleniyoruz, kermeslerin ne sattığı belli değil insan sağlığı söz konusu oluyor, o yüzden Eskişehir halkına seslenmek istiyorum; kermesten aldığınız aynı üründen bizim lokantalarımızda ve dükkanlarımızda da var, gidin yerli esnafımızı tercih edin, hem esnafımız kazansın, hem de insanlarımız suistimal edilmesinler.

Eskişehir ile diğer illeri kıyasladığımızda Eskişehir’de lokantalardaki yemek fiyatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eskişehir çok ucuz, değerinin çok altında fiyata satılıyor yemekler, dolayısıyla esnafımız para kazanmıyor.  Öğrenciler biraz bizi bu noktaya taşımış durumda, biz çok merhametli insanlarız, duygularımızla hareket edince, hesabın kitabın dışına çıkıyoruz, dolayısıyla bu noktaya gelmişiz ama duygusallık bir yere kadar, para kazanmamız lazım, para kazanmazsak hayatta kalamayız, devlete karşı vazifelerimizi yerine getiremeyiz. Ben diğer illerdeki meslektaşlarıma bakıyorum, gerçekten para kazanıyorlar ve iyiler bizim esnafımıza göre. Tabii para kazanınca dükkanın fiziki şartlarını yeniliyorsun, kendini yeniliyorsun, hijyen kurallarına daha çok uyuyor ve modern çağın gereksinimlerine uyum sağlayabiliyorsun.

Sıkıntı şurada; serbest piyasa ekonomisi ile yönetiliyor ülkemiz, serbest piyasa ekonomisinde tavan fiyat olmaz, olmamalı, bize yetki vermişler, fiyat tarifesi oluşturuyoruz arkadaşlarım ile birlikte yasalara göre bize tavan fiyatı verin diyorlar, tavan fiyatı yanlış bir politika, taban fiyatı olmazsa olmazlardan, maliyet fiyatının altında kimse ürün satmamalı veya satıyorsa birileri bundan hesap sormalı. Biraz duygusal yönümüz ağır basıyor, duygusallıkla gidiyoruz dedim ya yesin vatandaş mantığıyla, ama nasıl satıyor bu kaynak nereden geliyor kimse sormuyor.

Bir diğer sorunumuz; -kangren haline geldi artık- hoyratça çoğalıyoruz, parası olan herkes lokanta açabiliyor, hiçbir engel yok, dükkânı kiralıyorsunuz, diploması olan bir ustayla bir sözleşme imzalıyorsunuz, meslekle hiçbir alâkanız olmasa da lokantacı olabiliyorsunuz, bunun önüne geçilmeli, ehliyetli insanlar bu işi yapmalı, eğitimli, işin ehli insanlar bu işi yapmalı çünkü burada söz konusu insan sağlığı. Buradan Eskişehir halkına sesleniyorum, bir liranın, iki liranın hesabını yapmayın tescilli, markalı, ruhsatlı lokantalarımızdan yemek yiyin, bu bir liranın iki liranın hesabı bize yıllar sonra obezite ya da kanser olarak geri dönüyor, servetimizi vermeye razı kalıyoruz sağlığımızı kazanmak için, maalesef kötü sonuçlarla karşılaşıyoruz, o yüzden dikkat edin. Ucuz yerleri merdiven altı diye tabir ettiğimiz yerleri tercih etmeyin size tavsiyem.

Bir de sosyal medyadan yapılan satışlar sorunu var, sosyal medyayı kullanan birçok işyeri var, internet üzerinden satışlar yapıyorlar, hiçbir kaydı yok, evde hangi koşullarda yapılıyor belli değil, bunun yanı sıra çörekler, börekler falan insanların yoğun olduğu yerlerde okul çıkışlarında üç tekerlekli arabalar ile satış yapmaya çalışıyorlar, bunlara şiddetle karşıyız belediye zabıtaları ile istişare içindeyiz orada çevre esnafımız da bizi uyarıyor, biz de zabıta memurları ile iletişime geçiyoruz, bu olayın üzerine ciddi bir şekilde gidiyoruz, bayağı azaldı ama tabii önüne geçilemiyor işte zabıtanın personel sayısı belli bizlerin de personel sayımız belli elimizden geldiği kadar engellemeye çalışıyoruz.

Nüfusa oranlı işyerleri sorununu biraz açar mısınız?

Nüfusa oranlı işyerleri yani aynı cinsten yan yana işyerlerinin önüne geçmemiz lazım, çünkü haksız rekabet doğuyor. İşyerlerinin arasına belirli bir mesafe koymamız lazım, eczaneler nasıl bunu başardıysa taksi durakları vs. lokantaların da böyle olması lazım. Lokantacıların kalkınması lazım, para kazanması lazım, kendilerini yenilemeleri lazım… Bizler bir nevi toplumun doktoruyuz, eğer biz vatandaşı sağlıklı beslersek doktora gitmeyecekler, mutlaka ama mutlaka nüfusa oranlı işyerleri olması lazım, Avrupa’da bu var, Türkiye’de de örneği var Bolu Belediyesi ile Lokantacılar Odası bu protokolü imzaladılar, şu anda Bolu Belediyesi Lokantacılar Odası’ndan görüş almadan kimseye ruhsat vermiyor.

Tuz ve Şeker Rafa Kaldırılsın Protokolü var, bunun hakkında bilgi verir misiniz?

Yaklaşık 3 ay önce Sağlık Bakanlığı’nın bir açıklaması sonucunda; Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ile birlikte yürütülen bir çalışma, Sağlık İl Müdürlüğümüz ve Lokantacılar Odamız ile ortak çalışmalar yaptık, -şu anda tavsiye niteliğinde- tuzları rafa kaldırdık müşteri isterse veriyoruz, istemezse vermemeye çalışıyoruz. Biz meslektaşlarımıza tavsiye niteliğinde söylüyoruz, tek delikli karabiber tuzluklarına tuz koyuyorlar üç delikli tuzluklara da karabiber koyuyorlar, en azından tuzu bir deliğe indirdik, zaman içerisinde buna da alışacağız.

Lokantacılar Odası olarak yaptığınız etkinlikler var, bunlardan bahseder misiniz?

Şehrimizde oluşan hemen hemen bütün etkinliklere katılmaya çalışıyoruz, Tepebaşı Belediyesi’nin Pişmiş Toprak Sempozyumu’na katılmıştık yemek yarışmalarına, etkinliklere katıldık, renk katmak için biz de orada kendi kültürümüzü tanıtmak amacıyla bulunuyoruz. Bundan önce Odunpazarı Belediyesi’nde düzenlenen yemek yarışmalarına da katılmıştık ama tabii bunları büyütmek lazım, geleneksel hale getirmek lazım, çünkü Eskişehirimiz çok ciddi bir mozaik, bir göç kenti, dolayısıyla burada Ortadoğu’dan, Kafkaslar’dan, Balkanların hemen hemen her yerinden bu muhteşem bir mozaik, dolayısıyla biz bu ucuz ekmek arası yemekler ile kültürümüzü geleneksel tatlarımızı unutmaya başladık. Bizim bunları gündeme getirmemiz lazım, unutturmamamız lazım, çocuklarımıza, geleceğimize, gençlerimize bunları göstermemiz lazım. Önümüzdeki günlerde Sayın Valimize randevu talep ettim, bununla ilgili görüşmelerimiz olacak birlikte bu şehir için ne yapabiliriz, böyle bir etkinlik yapabilir miyiz diye bir görüşmemiz olacak, tabii bu yerel yönetimler ile birlikte olmalı.

TÜYAP’ın gerçekleştirdiği Gıda Fuarı’na katıldık, orada ana sponsorlarından biriydik, çok dolu dolu geçti, ilk olmasına rağmen benim beklentilerimin üzerinde geçti. Bu fuara öncü olan değerli valimiz, yerel yönetimlerimiz ve Ticaret Odası Başkanı Metin Güler’e o tesisleri Eskişehir’e kazandırdığı için kendilerine ne kadar teşekkür etsek az, çünkü eskiden fuar denince akla İstanbul geliyordu, İzmir geliyordu, Antalya  geliyordu, sabahın erken saatlerinde otobüslere binip yüzlerce kilometre yol gidiyorduk fuarları görmek için ve geri dönüş çilesi de bir tarafa, bugün fuarlar ayağımıza geldi, kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır.

Milli yemek kartı Yemekmatik Kartı projesi ile ilgili bilgi verir misiniz?

Yıllardır esnafımızı sömüren, yüksek komisyonlarla esnafımızı zor duruma düşüren yabancı menşeili komisyon firmaları, Türkiye Lokantacılar Federasyonumuzun haklı itirazları sonucu Ticaret Bakanlığımızın bu işe el atması ile komisyonlara sınır getirdiler,yüzde12’ler’deydi, joker ürünler de yüzde 25’lere kadar çıkıyordu, yani esnafımız o kadar para kazanmıyor. Onlarca firma türedi, herkes bir şeyler yapmaya başladı, komisyon firmalarının isimlerini vermeyim, son itirazlarımızı haklı bularak hükümetimiz bu komisyonları yüzde 6’lara kadar düşürüldü. Türkiye Lokantacılar Federasyonu bünyesinde dedik ki; bir çalışma yapmamız lazım, bizim bünyemizde Türkiye genelinde 105 tane oda var, Sayın Genel Başkanımız Ethem Aykut Yenice teşkilatımız için gerçekten bir şans, çok donanımlı kendi yetiştirmiş nadir teşkilatçılardan biri, çok bilgili ve iyi takip ediyor konuları, kendisine buradan minnetlerimi ve saygılarımı sunuyorum, çünkü 81 ilde esnaf teşkilatını birbirine tanıttı, kaynaştırdı o kadar iyi bir noktaya getirdi ki sektörümüz adına Türkiye’de gündem belirler hale geldik, ilgili Bakanlıklar ile bire bir direk randevu almadan kapılarını açabiliyor ve dertlerimizi anlatabiliyor hale geldik.

Mustafa Yavuz adında İNFOTEKS yazılım şirketi sahibi bir arkadaşımız ile tanıştık, bize bu konuda beraber yol alabileceğimizi söyledi,ortaklık teklif etti ve  Türkiye Lokantacılar Federasyonu ortaklığı ile Yemekmatik Kartını oluşturma kararı aldık, Yemekmatik Kartı şuanda 4 tane metropol ilimizde uygulanmaya başlandı, yürürlüğe girdi, alt yapısını oluşturduk İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da başladı, çok yakında da bizim illerimize gelecek, biz burada Eskişehir’de 100’e yakın lokantayla sözleşme yaptık. Yemekmatik Kartlı üye işyeri logomuz var, alt yapı oluşmuş durumda Yermekmatik sahipleri gelip burada kurumsal firmalar ile sözleşmelerini imzalayacaklar ve yürürlüğe girecek. Bu uygulama bizi çok rahatlatacak, kart bizim kartımız, bunun komisyonu yüzde 3’lerde, çok düşük bir komisyon ve biriken parayı anında harcama imkânın olacak, nakit almak istiyorsanız koşulları var, faizleri var, bir ay bekliyorsunuz ama harcamak isterseniz anlaşmalı belirli yerlerde günlük malzeme olarak harcama imkânımız da olacak, bu da esnafımız için büyük kolaylık, bir an evvel yürürlüğe geçmesini bekliyorum Sayın Mustafa Yavuz beye buradan sesleniyorum Eskişehir sizi bekliyor.

Bankalar ile yaptığınız anlaşmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Bizim Esnaf Kefaletlerimiz var onlar bizim canımız meslektaşlarımızı onlara yönlendiriyoruz ama bazı meslektaşlarımızın şartları tutmuyor, kefil bulamıyorlar veya ipotek bulamıyorlar, komisyonları düşük ama biraz şartları ağır. Eskiden faaliyet belgesi 6 aydı son zamanda 1 yıla çıkardılar yani yeni işyeri açmış esnaf kardeşimizi en az bir yıl faaliyet göstermesi lazım ki başvurabilsin, faizleri de %5’lerden %8’lere falan taşındı, bu da bizim için iyi bir rakam, diğer bankalar %18, %20’lerde… Buna bakarak bizim oranlarımız düşük, hâl böyle olunca özel bankalardan bize talepler geliyor, bizler de elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz. Bazı bankalar esnafa uygun şartlar ile krediler veriyor, biz de elimizden geldiğince -şu ana kadar 3 bankayla görüştük- bazı tedarikçi firmalar ile sözleşmeler yaptık, üyelerimize indirimli satışlar yapacaklar, özel sağlık birimleri, sigorta şirketleri, iş elbiseleri ve bunlar gibi birçok firma ile üyelerimize indirim protokolleri imzaladık, toplum yararına AKUT ve LÖSEV gibi yardım kuruluşlarına destek olmaya devam ediyoruz, dolu dolu bir sene geçirdik, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımın özverisi ile personelde çalışan arkadaşlarımın üstün gayretleri ile faaliyetlerimize meslektaşlarımız adına devam ediyoruz.