İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Av. Mehmet Ektaş, “İşçiler, hak ettiklerini kazanabilmek için örgütlenmelidir” dedi.
Ektaş açıklamasında şunları dile getirdi: “Bu yıl işçilerimiz bayramlarını ne yazık ki meydanlarda sorunlarına dikkat çeken etkinliklerle, birliklerinin coşkusunu yansıttıkları halaylarıyla kutlayamıyorlar. Her yıl gerileyen hakları, bu yıl covid-19 salgınıyla büyük bir yara daha aldı. Bir yandan 2 yıldır artarak devam ekonomik krize eklemlenen pandemi nedeniyle iyice üretimin daralmasının getirdiği işsizlik, diğer yandan hükümetin işçiler için yeterli kaynak üretmemesi ve hatta eksik çalışma ödeneğinden kaçınmak amacıyla ücretsiz izin modelini dayatması, işçilerimizdeki yalnızlık travmasını derinleştirdi.
İşçilerimizin ekonomik, sosyal ve kültürel haklar, örgütlenme, toplu pazarlık, grev ve sendikal hakları başta olmak üzere birçok sorunu vardır. Bizi tatmin etmese ve AK Parti iktidarları döneminde gerilese de, Ülkemiz halen dünyanın en büyük yirminci ekonomisidir. Bu büyüklüğün mimarlarından biri de, üretimi gerçekleştiren işçilerimizdir. Ancak, işçilerin yaşam düzeylerini, üretimden aldıkları payı gösteren hiçbir karşılaştırmalı veride Türkiye 20 inci sıralara yaklaşamamaktadır. Türkiye, işçilere ait tüm istatistiklerde Avrupa’nın ve OECD Ülkelerinin son sırlarında yer almaktadır.
- Türkiye’deki kayıtlı işçilerin yüzde 40’dan fazlasının asgari ücretle çalışıyor olması,
- Avrupa’da asgari ücretle çalışan işçi oranının en yüksek olduğu ülkenin açık ara Türkiye olması,
- Avrupa İstatistik Ofisi’nin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’nin gelir dağılımı eşitsizliğinde Sırbistan’ın ardından ikinci sırada bulunması,
- İşçilerin vergi yükü sıralamasında OECD Ülkeleri arasında yüzde 38,1 ile OECD ortalamasının üzerinde yer alması,
- Ölümlü iş kazalarında türkiye’nin avrupa birincisi dünya üçüncüsü olması,
- Her 100 bin çalışan başına düşen ölüm oranının %3,4 gibi korkunç seviyelerde olması gibi istatistikler tesadüf değildir.
Çünkü Türk işçisi örgütlü değildir
Ülkemizde, kayıt dışı olanlar dahil 16.122.000 çalışanın 14.204.161’i sendikalı değildir.
Fili sendikalaşma oranını gösteren toplu iş sözleşmesi kapsamında olan işçi oranımız sadece %7,6 olup, özel sektörde toplu iş sözleşmesi kapsamında olan işçi sayısı yani fiili sendikalılaşma oranı sadece %5,7’dir.
Finlandiya’da bu oranın %69, komşumuz Yunanistan’da %25, Şili’de %15,3 olduğunu belirtirsek Türkiye oranının daha da anlam kazanacağını görebiliriz.
Türkiye, en kötü sendikalaşma ve toplu sözleşmeden yararlanma oranıyla OECD ülkeleri arasında sonuncudur.
Fiili sendikalaşma oranının yüksek olduğu ülkelerde, verimlilik ve üretim, gayrisafi milli hasıla, kişi başına düşen milli gelir, işçi ücretleri yüksektir ve gelir dağılımı dengelidir.
Ülkemizde bu sendikalılaşma oranlarıyla, verilerin iyileşmesini beklemek ütopik bir beklentiden başka bir şey değildir.
İşçilerimizin ve özellikle özel sektör işçilerinin asıl sorunu birleşme, dayanışma ve örgütlenmedir. Kamuda çalışan işçilerin ekonomik ve özlük hakları ile karşılaştırıldığında özel sektörde çalışan işçilerimiz çok daha kötü koşullardadır. Bunun nedeni, birleşme, dayanışma ve örgütlenmeye daha fazla ihtiyacı olan özel sektör işçilerinde sendikalılaşma oranının yerlerde sürünmesidir.
Kazananlar, Mücadele Edenlerdir
Tüm işçilerimize ama özellikle özel sektör işçilerine buradan seslenmek istiyoruz. Gelişmiş, üreten ve müreffeh bir Türkiye için, üretimden daha fazla pay almak, daha güvenilir iş yerlerinde çalışmak, meslek hastalıklarından korunmak, alın terinizin karşılığını almak için birleşin, örgütlenin. Mücadele edin. İşinize, emeğinize ve sendikalarınıza sahip çıkın.
İYİ Parti, sınıfsal ayrımları ret eden, toplumumuzu oluşturan tüm kesimlerin olduğu gibi işçilerimizin de temsilcisi olduğunun farkındalığıyla emek mücadelesine sahip çıkan bir siyasi anlayışa sahiptir. Geleceğimiz, işçiler dahil tüm toplum kesimlerinin birlikteliğiyle şekillenecektir.
Bu duygularla tüm emekçilerimizin bayramını kutluyor, saygılar sunuyoruz.