Sisifos mitolojide tanrılar tarafından lanetlenip cezaya çarptırılmış ilk insanoğludur. Cezasını merak ettiniz değil mi ? Bu mitolojik kahraman, kocaman bir kayayı elleriyle iterek Olimpos Dağı'na çıkarmakla cezalandırılır. Sisifos kayayı her sabah Olimpos Dağı'nın eteklerinden iterek yukarı çıkarmaya çalışır. Binbir güçlükle dağın tepesine kadar çıkardığı kaya, her seferinde dağın eteklerine gerisin geri düşerek tam bir kısır döngü yaşatır Sisifos'a. Böylelikle, onun bu cezası sonsuza dek sürecektir.
İnsanoğlunun kaderi, yani varoluşu günümüzde de bu mitolojik kahramandan pek farklı sayılmaz, değil mi ? Bir çoğunuzun hayatı da bu şekilde, inişli çıkışlı devam etmiyor mu ? Yaşarken zaman zaman zirveye kadar yükselirsiniz. Sonra bir an gelir ki nasıl olduğunu anlayamadan 'pat' diye düşüverirsiniz. Bir süre sonra yeniden toparlanır ve kaldığınız yerden devam edersiniz yaşamaya. Hayat böyle engebelerle dolu, sürekli inişli çıkışlı mücadele etmeyi gerektiriyor. Yaşamın içinde çeşit çeşit mevsimleriniz, ileri ve geri dönemleriniz olur. Sonrasında iyi kötü bütün yaşadıklarınızdan çeşitli dersler alıp kaldığınız yerden devam edersiniz yaşamaya.
Sisifos Albert Camus'un saçmacılık felsefesinde kullandığı en önemli karakterlerden biridir. Camus'a göre taşın düştüğü anlarda Sisifos, içinde bulunduğu durumun saçmalığını kavrayıp kaderiyle yüzleşir. Sonsuza kadar sürecek olan işkencenin bu anı, aynı zamanda Sisifos'un bilinçlendiği andır. Sisifos belirsiz bir kurtuluş umuduna bel bağlamak yerine, işkencesinin sonsuza kadar süreceği gerçeğiyle yüzleşir ve kaderini kabul eder. Aşağı düşen kayayı tekrar yukarı çıkartmaya çalışan Sisifos'un yaptığı bir boyun eğiş değil, başkaldırıdır.
Onun cezası, kimilerine göre işkence olarak sayılsa da bu ceza aynı zamanda umudun ve direncin sembolüdür. Onun çabası, imkansızmış gibi görünen bir durumu mümkün kılmaya olan inançtır.
Yaşarken başınıza gelen olumlu olumsuz bütün deneyimlerden sonra bütün çabalarınızdaki asıl amacın, varılacak hedeften ziyade, hedefe ulaşırken kullandığınız yol olduğunu anlarsınız. İnsan yaşamında bütün gelecek tahayyüllerinden ziyade, sadece 'o an' vardır. Asıl gerçek, istenilenlerin oluş ihtimalidir. Aslında herkesin yaptığı şey, isteklerine ulaşır ulaşmaz yeniden, Sisifos olarak farklı dağların arayışına çıkmaktır. Ne yazık ki insanoğlu bir türlü tatmin olmak bilmez. Bir çoğunuz belki de farkında bile olmadan Sisifos gibi kayalarınız, duvarlarınız ve gereksiz tabularınızla birbirinize arap saçı gibi dolanmış, bir düşüp, bir kalkarak devam ediyorsunuz yaşamaya. İşte Sisifos'un ikilemi burada karşınıza çıkar. Sisifos tam olarak insanoğlunun bitmez tükenmez acılara katlanışının bir örneğidir.
Kendinizi gözden geçirdiğinizde çileniz bir türlü bitmek bilmiyor, hep baştan yeni baştan başlıyorsunuz, değil mi ? Sürekli Bertol Brecht'in dediğini yapıyorsunuz, uzun lafın kısası. Hep deniyorsunuz, hep yeniliyorsunuz. Sonuç baştan belli olsa da her zaman mücadele etmeye devam...
Aldous Huxley'in dediği gibi; "Belki de bu dünya başka bir dünyanın cehennemidir." Kimbilir...
Umutla kalın, efendim...